ÖZEL HABER/Güneş OCAĞA-Mehmet RUMET SOYLU
Bugüne kadar hayata geçirdiği projeleri ve gerçekleştirdiği önemli çalışmalarıyla başarısından sık sık söz ettiren Diyarbakır İl Tarım ve Orman Müdürü Adil Alan, gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e verdiği özel demeçte, kentteki tarımsal potansiyel, kuraklık etkileri ve geleceğe yönelik projeler hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
Diyarbakır İl Tarım ve Orman Müdürü Adil Alan'a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:
“AMERİKA'NIN KALİFORNİYA’SI, TÜRKİYE'NİN DE MEZOPOTAMYASI VAR”
*Diyarbakır'ın tarımdaki önemi nedir?
Diyarbakır, Türkiye’nin tarımda en ciddi potansiyele sahip şehirlerinden biridir. Hatta bu konuda net bir iddiam var. Mezopotamya Ovası, Amerika’nın Kaliforniya’sına rakip olacak. Eğer Amerika’nın Kaliforniya’sı varsa, bizim de Mezopotamya’mız var.
“DİYARBAKIR NEREDEYSE BİR ÇUKUROVA BÜYÜKLÜĞÜNDE”
Adana’da da görev yaptım, orada Çukurova’yı yakından tanıma fırsatım oldu. Çukurova, dünyanın en büyük üç ovasından biridir. Bugün Diyarbakır’da Silvan Barajı ile sulamaya açılacak 2 milyon 350 bin dönüm arazi, neredeyse bir Çukurova büyüklüğündedir. Bu, bölge için tarımsal anlamda tarihi bir fırsattır.
AKILLI SULAMA SİSTEMLERİ
Silvan Barajı’nın hayata geçmesini 30 yıl boyunca çeşitli nedenlerle engelleyen girişimler oldu. Ancak artık tüm engeller kalktı. Baraj tamamlandığında, bu devasa alan basınçlı sulama (akıllı sulama) sistemleriyle sulanacak. Bu sistem sayesinde hem su tasarrufu sağlanacak hem de verimlilik önemli ölçüde artacak.
“ÜLKENİN GELECEĞİ SULU TARIMDA”
*Sulu tarımın öneminden biraz bahsedebilir misiniz?
Artık herkesin kabul ettiği bir gerçek var; ülkemizin tarımsal geleceği sulu tarımdadır. Kuraklık ve küresel iklim değişikliğiyle karşı karşıyayız. Bu koşullarda kuru tarım ile istenilen verimi almak mümkün değil. Sulu tarım olmadan üretimde süreklilik sağlanamaz. Ancak sulama yaparken de bilinçli hareket etmemiz gerekiyor. Harran Ovası’nda geçmişte yapılan hataların Diyarbakır’da tekrarlanmasına izin vermeyeceğiz. Çiftçilerimizi eğitecek, bilinçlendirecek ve toprağın sadece ihtiyaç duyduğu kadar su ile sulama yapılmasını sağlayacağız. Bu sayede hem suyu verimli kullanacağız hem de topraklarımızın çoraklaşmasının önüne geçeceğiz.
“İÇİLEBİLİR SU KAYNAKLARININ YÜZDE 77'Sİ TARIMA GİDİYOR”
Diyarbakır'da yaşanan kuraklık rekoltede ne kadar düşüşe neden olacak?
Türkiye’de kullanılabilir temiz su kaynaklarının yüzde 77’si tarımda, kalan yüzde 23’lük kısmı ise sanayi ve içme suyu olarak tüketiliyor. Sürekli içme suyu tasarrufu konusunda uyarılar yapılıyor ve bu elbette doğru. Ancak esas su tüketimi tarımda olduğu için, asıl tasarrufun tarımda yapılması gerekiyor.
DİYARBAKIR'IN 30 YILI
Kuru tarım yapılan alanlarda yaşanan kayıplar da artık ciddi boyutlara ulaşmış durumda. 1991-2020 yılları arasındaki uzun yıllar ortalamasına göre Diyarbakır’ın yıllık yağış miktarı yaklaşık 580 mm idi. Ancak 2025 yılı itibarıyla bu rakam 341 mm’ye gerilemiş durumda. Bu, yüzde 41,2’lik bir düşüş anlamına geliyor.
“HASAT HENÜZ TAMAMLANMADI, KESİN RAKAM YOK”
2024 yılında ise Diyarbakır’a 766 mm yağış düşmüştü. 2024-2025 yılları kıyaslandığında, yüzde 55,5 oranında bir azalma ile karşı karşıyayız. Bu düşüş, doğrudan hububat ve diğer ürünlerin rekoltesine yansıyor. Tahminlerimize göre bu yıl rekoltede yüzde 40’lık bir düşüş yaşanacak. Sulu tarım alanlarında hasat henüz tamamlanmadığı için kesin rakam veremiyoruz, ancak düşüş net olarak gözlemleniyor.
MERCİMEK, ARPA VE BUĞDAY EKİM ALANLARI
İlimizde 2025 üretim yılında, İVA verilerine göre; 2.374.000 dekar kuru, 553.000 dekar sulu alanda buğday, 498.000 dekar kuru, 26.000 dekar sulu alanda arpa, 512.000 dekar kuru, 8.000 dekar sulu alanda mercimek, 45.000 dekar alanda nohut ekimi gerçekleştirildi. ÇKS verilerine göre ise; 2.607.861 dekar buğday, 396.558 dekar arpa, 430.346 dekar mercimek, 41.004 dekar nohut ekimi yapılmış.
KURAKLIK YAŞAYAN İLÇELER
İlimizde hububat ve baklagil üretim alanlarında yapılan gözlemler sonucunda; Çınar, Sur, Silvan, Bismil, Bağlar ve Kayapınar ilçelerindeki üretim alanlarında kuraklık etkilerinin ciddi boyutlara ulaştığı belirlenmiştir. Geçen hafta etkili olan yağışların faydasının sınırlı olduğu görülmüştür.
“YÜZDE 40 ORANINDA REKOLTE KAYBI OLACAK”
Ayrıca, sulu ve sulanabilir üretim alanlarında birçok üreticinin yağış beklentisi nedeniyle sulamaya geç başlaması, kuraklık etkilerinin bu bölgelerde de artmasına neden olmuştur. Bu durum nedeniyle söz konusu alanlarda rekolte düşüşü beklenmektedir. Sulu tarım alanları ve nispeten iyi durumda olan alanları rekolte tahminleri de bu hesap eklenip geçen yıl gerçekleşen rekolte ile kıyaslandığında yaklaşık yüzde 40 oranında rekolte kaybı beklenmektedir.
SİLVAN BARAJI İLE TARIMSAL DÖNÜŞÜM
*2030 yılında tamamlanacak olan Silvan Barajı tarımda nasıl bir dönüşüm yapacak?
Silvan Barajı’nın tamamlanmasıyla birlikte Diyarbakır’da sadece sulama imkânı değil, aynı zamanda tarımsal çeşitlilik ve yüksek katma değerli üretim fırsatı doğacak. Bu baraj sayesinde tek ürün bağımlılığından kurtulacağız. Artık yılda iki hatta bazı bölgelerde üç ürün yetiştirmek mümkün olacak.
“YENİ TARIM ALANLARI AÇILACAK “
Barajın oluşturacağı mikroiklim etkisi, bugüne kadar mümkün olmayan yeni tarım alanlarının açılmasını sağlayacak. Özellikle meyvecilik için yeni bir kapı aralanacak. Bugün iklim koşulları nedeniyle zeytin gibi ürünler bazı bölgelerde yetiştirilemiyor. Ancak barajla birlikte oluşacak mikroiklim sayesinde zeytin, Antep fıstığı ve badem gibi az su isteyen meyve türleri yetiştirilebilecek. Tarım ve Orman Bakanlığımız, meyveciliğe sadece yüzde 6’nın üzerindeki eğimli arazilerde izin veriyor. Bu nedenle düz arazilerde stratejik ürünümüz olan hububat üretimi sürdürülecek. Ancak kuzey ilçelerimiz gibi eğimli alanlar, meyvecilik için değerlendirilecek. Bu bölgelerde hem yeni bahçeler kurulacak hem de mevcut bağcılık faaliyetleri modernize edilecek.
“MODERN TEKNİKLERLE BAĞCILIK CANLANDIRILACAK”
*Bağcılık nasıl modernize edilecek?
Bugün bazı bağlarımız kuraklık tehdidiyle karşı karşıya. GAP İdaresi’nden aldığımız destekle bu bölgelerde modern tekniklerle bağcılığı canlandıracağız. Aynı şekilde badem üretimini de yeniden canlandırmak istiyoruz. Bu topraklar, bir zamanlar bademin ana vatanıydı; bu kimliği yeniden kazandıracağız. Ayrıca yüksek gelir getiren Antep fıstığına da özel önem vereceğiz. Kuraklığa dayanıklı, uzun ömürlü ve dış pazarda güçlü bir talebi olan bu ürün, çiftçilerimize sürdürülebilir kazanç sağlayacak.
“DİYARBAKIR BADEMCİLİKTE TEKRAR KİMLİĞİNE DÖNECEK”
*Diyarbakır'da bademciliğin gelişmesi için projeleriniz var mı?
2012 yılında Adıyaman’a atandığımda ilk 6 ay sadece sahayı tanımaya ayırdım. Ardından sert meyve türleriyle ilgili bir çalıştay düzenledik. Orada 'Adıyaman badem diyarı olacak' dediğimizde insanlar inanmadı. Ama bir AR-GE birimi kurduk, hedefler koyduk, yılda 10 bin badem fidanı, 10 bin arı kovanı hayalimize ulaştık. O gün sadece 3 bin 500 dönüm olan badem alanı, bugün 115 bin dönüme ulaştı ve Adıyaman bu alanda Türkiye birincisi oldu. Arıcılıkta ise 44 bin kovanla başladık, ben 2020’de ayrıldığımda bu sayı 74 bine çıkmıştı. Bu bize şunu gösterdi; bir kişi, bir fikri ve doğru bir planlamayla bir şehrin kaderini değiştirebilir. Şimdi bu başarıyı Diyarbakır’da tekrarlamaya kararlıyız.
“CANLI ARI DESTEĞİ VERECEĞİZ”
*Diyarbakır'daki arıcılar mağdur, onlar için herhangi bir destek sağlanacak mı?
Geçtiğimiz yıl yaşanan kuraklık, yalnızca bitkisel üretimi değil, arıcılığı da ciddi şekilde etkiledi. Kuraklık nedeniyle arılarımızda ölümler meydana geldi. Ayrıca ortaya çıkan bir hastalık, geç fark edildiği için müdahale sürecinde gecikmeler yaşandı. Bu durum, arıcılık sektöründe kayıplara yol açtı. Bu yıl bu kayıpları telafi etmek amacıyla yeni projeler hazırladık. GAP İdaresi, ülke genelinde kovan sayısının belli bir düzeye ulaşmış olması nedeniyle arıcılığa yönelik yeni destek vermeyi planlamıyordu. Ancak biz, sahadaki durumu ayrıntılarıyla anlatarak bu alanda yeniden destek verilmesi gerektiğini ifade ettik. Verilecek destekle mevcut boş kovanları yeniden faaliyete geçmesi için canlı arı vereceğiz. Böylece üreticilerimiz arıcılığa yeniden kazandırılacak ve sektör canlandırılacaktır.
“SULAMA YATIRIMLARINDA CİDDİ ARTIŞ”
*Modern sulama geçiş için Bakanlığın vereceği destek ne kadar olacak?
Tarımda sürdürülebilirlik ve verimlilik açısından basınçlı sulama sistemleri büyük önem taşıyor. Tarım ve Orman Bakanlığımız bu alanda son derece önemli bir adım attı. Geçtiğimiz yıl proje başına sağlanan 1,5 milyon TL hibe, bu yıl 5 milyon TL’ye yükseltildi. Bu artış, üreticilerimizin modern sulama sistemlerine geçişini ciddi şekilde teşvik edecektir. 2006 yılında başlayan sulama destekleri kapsamında, bugüne kadar Diyarbakır genelinde, 2 bin 344 projeye destek sağlandı. Toplam 331 bin 204 dekar alan sulamaya açıldı. 2006–2024 yılları arasında bu projelere ödenen toplam hibe tutarı 109 milyon 311 bin TL oldu. Bu rakamın günümüz değerine karşılığı ise 715 milyon 312 bin TL’dir. 2025 yılı sulama destek programı başvuruları, 11 Nisan 2025 tarihi itibariyle tamamlandı. Bu dönemde il genelinde, 93 yeni proje başvurusu alındı. Bu projelerle 23 bin 764 dekar alan sulamaya açılacak. Bu projelere sağlanacak toplam hibe tutarı ise 101 milyon 9 bin TL’dir.
“SIFIR FAİZLİ SULAMA KREDİLERİNDE BÜYÜK İLGİ”
2025 yılı içerisinde en dikkat çekici gelişmelerden biri de Ziraat Bankası tarafından sağlanan sıfır faizli sulama kredileri oldu. 1 Ocak – 30 Mayıs 2025 tarihleri arasında uygulanan bu destek kapsamında, 5 milyon TL’ye kadar sıfır faizli kredi imkânı sunuldu. Bizim tarafımızdan onaylanan ve başvurusu tamamlanan 221 proje bulunuyor. Bu projelerle birlikte 56.959 dekar alan sulamaya açılacak. Projelerin toplam parasal değeri ise 459 milyon 257 bin TL’dir.
“SONBAHARDA GENİŞ KATILIMLI BİR ÇALIŞTAY YAPILACAK”
*Diyarbakır'ın önemli projelerinden bir tanesi de fıstık üretimidir, buna dönük bir çalıştay düzenlenecek mi?
Sonbaharda, fıstık üretimiyle ilgili geniş katılımlı bir çalıştay düzenlemeyi planlıyoruz. Diyarbakır fıstığına yönelik kapsamlı bir plan hazırlayacağız. İlimizde fıstık üretimine uygun alanların büyüklüğünü ve ne kadar alanda fıstık yetiştirilebileceğini belirleyeceğiz. Bu konuda ilgilenen çiftçilerimizi, üniversite ve araştırma enstitülerini, fıstık konusunda uzman tüm paydaşları bir araya getirerek çalıştay yapacağız. Çalıştay sonunda somut bir yol haritası oluşturacağız.
“EKİPLER ANIZ YANGINLARINA ANINDA MÜDAHALE EDECEK”
*Bu yıl anız yangınlarına karşı nasıl bir önlem alınacak?
Önceleri anız yakıldığı zaman tespit yapmak zordu. Biz tespiti yapıp Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’ne bildiriyoruz. Ancak yakan kişi net olarak tespit edilmediğinde ceza uygulanmamaktadır ve çiftçiler de kurumları mahkemeye verebilmektedir. Bu tür sorunların önüne geçmek amacıyla Sayın Valimiz öncülüğünde önemli bir koordinasyon sağlandı. Orman İşletme Müdürlüğü, Büyükşehir Belediyesi, AFAD ve diğer ilgili kurumların katkılarıyla şehrin dört farklı noktasında mobil ekipler oluşturuldu. Ekiplerin yerleşme süreci devam etmektedir. Bu ekipler, il genelinde meydana gelebilecek yangınlara hızlı müdahale için görev yapacak. Şehrin bir ucundan diğer ucuna gitmek ciddi zaman kaybına neden olduğundan, Çınar, Silvan ve Ergani yollarına birer ekip yerleştirilecektir. Bizim için öncelikli hedef, olası yangınlara en hızlı şekilde müdahale etmektir.
“DİYARBAKIR HER ZAMAN İLK 10'DA YER ALMIŞ”
*Diyarbakır tarımda ilk kaçta yer alıyor?
Diyarbakır, tarım alanında Türkiye’nin her zaman ilk 10, hatta zaman zaman ilk 5 ili arasında yer almıştır. Bir dönem hayvansal üretim hasılasında Türkiye’de ikinci sıradaydı, bitkisel üretimde ise beşinci sıradaydı. 7 milyon dönümlük tarım arazisiyle Diyarbakır, önemli bir tarımsal potansiyele sahiptir. Ayrıca, Şanlıurfa’dan sonra en çok pamuk ekilen ikinci ildir.