Haber/Jan BELEK
Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlikte, barış ve adalet talebi ön plana çıktı. Konferansa kentteki çok sayıda sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcisinin yanı sıra, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak, ilçe belediye eşbaşkanları, çatışmalı süreçlerde yaşamını yitiren Cemile Çağırga, Rozerin Çukur ve Mehmet Uytun’un aileleri katıldı.

Konferansın açılış konuşmasını DEM Parti Çocuk Komisyonu Eşsözcüsü Mazlum Doğan yaptı. Doğan konuşmasında şunları söyledi:
“Barış ve Demokratik Toplum sürecinde üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız. Bu ülkenin çocuklarının barış içinde, eşit ve özgür bir biçimde yaşamaları için mücadelemizi sürdüreceğiz. Çocuklar özgürce oynayabilsin, düşüncelerini ifade edebilsin, kendi ana dillerinde eğitim alabilsin diye uğraş veriyoruz. Bizler biliyoruz ki savaş ortamlarında en çok çocuklar etkileniyor, en çok onlar yaralanıyor. Onların sesi olabilmek için buradayız. Çocukların özgürce ve güven içinde yaşayacakları bir dünya kurmak için elimizden geleni yapacağız.”

Amedspor Teknik Direktörü Altıparmak: Üzgünüz
Amedspor Teknik Direktörü Altıparmak: Üzgünüz
İçeriği Görüntüle

BUCAK: TOPLUMSAL VİCDAN GÜÇLENİYOR

Ardından konuşan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak ise şunları söyledi:
“Bugün burada bir araya gelmemiz son derece kıymetli. Çocuk hakları konusunda yürütülen çalışmalar, toplumsal vicdanı güçlendiriyor. Bu çalışmaları sadece bir politik çerçeveyle değil, insani değerlerle de ele almalıyız. Bu şehir çok acılar yaşadı. Çocukların hayatı geri döndürülemez biçimde değişti. Bugün barış içinde bir geleceği inşa etme sorumluluğu hepimizin omuzlarındadır.”

Açılış konuşmalarının ardından, “Savaş ve çatışma süreçlerinde tanıklık” başlıklı ilk oturuma geçildi.
Moderatörlüğünü İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi üyesi avukat Cihan Kaya yaptı. Oturuma, Rozerin Çukur’un annesi Fahriye Çukur ile babası Mustafa Çukur, Hafıza Merkezi’nden Derya Bozarslan ve çocuk hakları aktivisti Gözde Engin konuşmacı olarak katıldı.

“AİLELERİN ÇOK GÜÇLÜ BİR ADALET MÜCADELESİ VAR”

İlk olarak konuşan Fahriye Çukur, yaşadığı acıyı şu sözlerle dile getirdi:
“Kızım Rozerin 17 yaşındaydı, lise öğrencisiydi. Sabah hazırladım, okula gönderdim. Kızım tek kurşunla katledildi. Biz o acıların analarıyız. Bütün annelere, halkımıza sesleniyorum: Yüreğimizi bir yapalım, çocuklarımızın, evlatlarımızın arkasında duralım. Barış isteyelim. Biz her zaman bunu istiyoruz. Eğer barış bizim omuzumuzdaysa biz adım atmaya hazırız.”

Oturumda söz alan Hafıza Merkezi’nden Derya Bozarslan ise, çatışmalı süreçlerde çocukların yaşadığı ihlallere ve ailelerin mücadelesine şöyle dikkat çekti:
“Temel derdimiz ailelerin adalet arayışını sormak. Nasıl bir adalet istediklerine bağlı olarak, farklı adalet sistemlerine bakmaya çalışıyoruz. Cezasızlık ayrı bir konu. Neredeyse bütün aileler ceza adaletinin dışına çıkmıyor. Faillerin yargılanmasını ve cezalarını çekmelerini istiyorlar. Bu çok önemli bir veri. Cezalandırıcı adaletin imkansızlığından kaynaklı onarıcı adaletten bahsediyoruz. Cezasızlık ne kadar güçlüyse, adalet arayışı o kadar güçlü oluyor. Buna karşı ailelerin çok güçlü bir adalet mücadelesi var.”

Konferansın diğer oturumlarında çocuk hakları hukuku, travma ve toplumsal onarım süreçleri gibi başlıklarda sunum ve tartışmalar gerçekleşti. Dört oturum boyunca çocukların çatışma ortamlarında yaşadığı sorunlara dikkat çekilirken, çözüm yollarına dair öneriler de sunuldu.

Kaynak: Jan BELEK