HABER- /Güneş OCAĞA- Ceren AKYIL
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi Belediyeler Birliği’nin ortaklaşa düzenlediği İmar ve Şehircilik Konferansı Diyarbakır’da başladı. İki gün sürecek konferansta, afetlere dirençli kentler, iklim krizi, toplumsal hafıza, katılımcı kentsel dönüşüm ve adalet temelli planlama gibi konular uzman akademisyenler ve şehir plancıları tarafından ele alınacak.
“OLASI AFET DURUMU HEPİMİZİN SORUMLULUĞU ALTINDADIR”
Açılış konuşmasını gerçekleştiren İMO Şube Başkanı Mahsum Çiya Korkmaz, kayyumların bitişiyle ilk defa imar konferansı düzenlediklerini ifade ederek, “Belki geç kaldık ama sorun ve enkaz o kadar büyüktü ki kapının arkasını açmaya korktuk. Bazen haberlerde Türkiye’nin en iyi mimarı veya buraya gelen insanlar Diyarbakır’ın imarlaşma politikasını beğeniyorlar. Ama bizler gibi bu kentte yaşayanlar imardan çıkan sorunları en derinine kadar yaşıyoruz. Bugün iki ilçe arasındaki en büyük uçurumun sosyolojik meselesinden birisi imar politikasıdır. Kentsel dönüşüm hepimiz için korkulacak bir boyutta. Bunun en büyük sebeplerinden birisi imardaki sorunlar ve stratejiler. Bütün bunların önüne geçilmesi gerekiyor. Olası bir afet durumu hepimizin sorumluluğu altındadır. Bir kentin ilçesinin refah seviyesinin yüksek, 2 km ötedeki ilçenin düşük olması sadece 80’ler döneminde oluşturulan politikalarla anlatılabilecek bir şey değildir. Bugün ise imkanların olmasına rağmen aynı kalıyorsa bunun sorumluluğu hepimizin üzerindedir” dedi.
Kentin bölgedeki diğer illere göre daha iyi bir seviyede olduğunu belirten Korkmaz şöyle devam etti:
“Bunun en büyük sebebi kentte STK’ların ve halkın kentin diyalektik tartışmasına ortak olmasıdır. Bugün bir karar alınıyorsa sadece ilgili siyasi bürokratlarımız almamıştır. Ama eksikliklerimizin farkındayız. Her ne kadar kayyum politika olarak kentimizi harabeye çevirmek istemiş olsa da kentin ahlaki politik tutumu bunların önüne geçmiştir. Her ne olursa olsun kentin dönüşüm faaliyetine ihtiyacı var. Sosyolojik, kültürel ve teknik olarak bir dönüşüm bu kent için elzemdir.”
“KENTLERİN KİMLİĞİNİ YENİDEN KAZANDIRMALIYIZ”
GABB ve Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Neslihan Şedal ise İmar planlamasını nasıl yapılacağını ve bunlar planlanırken nasıl bir ideolojiye dayanması gerektiğine dair tartışmaların ortaya konulacağını aktararak, “Hayata geçirmek istediğimiz planlamayı hedeflediğimiz kentlerin bir felsefeye dayanması gerekiyor. Mezopotamya toprakları ilk kentleşmenin, ilk kadın kentlerinin, ilk ekolojik kentinin, ilk demokratik demokrasinin aslında bu kentlerde şekillendiği bir gerçekliği bağrında taşıdığını biliyoruz. Ancak kapitalist moderniteyle birlikte bu kentlerin tamamen doğa kırım tarihinin, kültürünün yok edilmek istendiği kentlere dönüştürüldüğünü biliyoruz. Uzun dönem yaşam alanlarımız rant alanlarına çevrildi ve bu kentlerin kimliği hedef alındı. Kentler aslında bağrında taşıdığı toplumların kimliği ile diliyle kültürüyle kendi bağında bir hafıza da oluşuyor. Bizim yapacağımız kentlerin kültürünü, tarihi yapısını, ekolojik dokusunu ve kimliğini yeniden kazandırabilmek” diye konuştu.
