ÖZEL HABER - Güneş OCAĞA
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı konut ve iş yeri kiralarında uygulanabilecek tavan zam oranını açıkladı. Buna göre, kira artış oranı yüzde 60,45 olarak belirlendi. Gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e konuşan Güneydoğu ve Doğu Anadolu Tüm Emlak Müşavirleri Derneği (GÜNDEM) Başkanı Lezgin Bozarslan, "2025 yılında yine barınma sorunu yaşanacak. Konut sorunu çözümü için Toplu Konut İdarisi Başkanlığı (TOKİ) tek başına yeterli değil, devletin bütün kurumları ve belediyelerin acil konut üretimi yapıp, sorunu biran önce çözmesi gerekir" çağrısında bulundu.
“KİRA FİYATLARI ASGARİ ÜCRETLE YARIŞIYOR”
"Düşük kira fiyatları bile asgari ücretle yarışıyor" diyen Bozarslan, "Barınma sorunu Türkiye'de genel bir sorundur. Tabi ki bölgemizde daha da büyüyen bir sorun haline geldi. En düşük kira fiyatları Doğu ve Güneydoğu Bölgesi'nde asgari ücretle yarışıyor. Asgari ücretli bir çalışan aldığı maaşla sadece kirasını ödeyebiliyor. Site aidatları ve faturaları da artık siz düşünün. Bir hanede en az iki kişi asgari ücretli çalışmalı" dedi.
“SERİ BİR ŞEKİLDE KONUT İNŞA EDİLMELİ”
Barınma sorununu Türkiye genelinde yaşandığını işaret eden Bozarslan, şunları aktardı:
"Konutlar yetersiz. Arazi çok konut üretimi az ve yetersiz. 2025 yılında devlet ve belediyeler seri bir şekilde konut üretimine geçmeli. Mevcut durumda TOKİ ve özel müteahhitlerle tek başına barınma sorunu çözülmez. Avrupa ve dünyanın birçok şehrinde müteahhitler çok az konut inşa ediyor. Daha çok belediye ve devletin kurumları konutlar yapıyor ve insanlar kira öder gibi ev sahibi oluyor. Ya da ömür boyu belediye ve kurumlara kiracı oluyorlar. Dün bir habere rastladım, Gaziantep'de barınma sorunu yaşayan birçok üniversite öğrencisi okullarını dondurmuşlar. Barınma sorunu acilen çözülmeli. Devlet, belediye, valilik bu soruna birlikte el atsın, konut üretimi yapıp sorunu çözsünler. Diyarbakır ve bölge illerinde arazi sorunu yok, konut üretim sorunu var. Ülkemizde bu çözülmesi gereken en öncelikli asli görevdir. Belediyeler, sadece kaldırım yapmak ve birilerine ihale vermekle kentleri ve ülkeyi kalkındıramazlar. Avrupa ülkeleri gibi konut üretimi de yapsınlar."
DAİRELERİN ODA SAYILARI AZALMALI
Bölgede genç nüfusun artığına dikkat çeken Bozarslan, "Eskiden bir evde 8-10 birey bir arada yaşıyordu. Şimdi ise o büyüyen çocuklar okumak ya da çalışmak için ayrı evlere çıkıyor, başka illere gidiyorlar. Dolayısıyla evde yaşayan aile bireyi sayısı da azalmış oluyor. Daireler aile birey sayıları ve çalışanlara göre inşa edilmeli. 5+1 6+1 daireler yapılıyor. Bu dairelerin birçok odaları kapalı ve kullanılmıyor maalesef. 20 yıl önce büyük daireler bir ihtiyaçtı, ama şimdi değil. Çünkü ailede birey sayıları azaldı. 5+1-6+1 dairenin fiyatı 10-13 milyon TL. Bu daireye harcanan parayla üç tane 2+1 daire inşa edebilirsiniz. Arz-talep ve aile birey sayılarına göre konutların metrekareleri belirlenmeli. Diyarbakır 'da 20 yıl önce 1+1 yoktu. Ama şimdi 1+1'ler yüzde 15 civarında. 2+1 şuan yüzde 60'lara çıktı. 3+1'ler yüzde yüzden yüzde 80'lerde" diye konuştu.
VATANDAŞLARA UYARI
Deprem sonrası inşa edilen konutlar için de uyarılarda bulunan Bozarslan, "Maraş merkezli meydana gelen depremlerin ardından yıkıma uğrayan kentlerde yapılan konutların hak sahipleri için kura çekimi yapıldı. Şuan kurası çıkmış hak sahipleri konut hakkı olan konutunu 1-1,5 milyon TL gibi rakamlara ikinci, üçüncü şahıslara satıyor. Ve insanlar konut çaresizliğinden almak zorunda kalıyor. Bu tür konutların devri yok, satışı yok. Bunun garantisi yok. 20 yıllık bir de borcu var. Yani hiçbir şekilde senin değil, ama insanlar gidip 1,5 milyon verip o konutu alıyorlar" dedi.
DİYARBAKIR'DA KİRALAR 60 BİN TL'YE ÇIKTI
Diyarbakır'da kiraların 50-60 bin TL'ye kadar çıktığını söyleyen Bozarslan, şunları kaydetti:
"Diyarbakır'da en düşük kira fiyatları 15-18 TL arası. Şuan Diyarbakır'da 5+1 dairenin kira fiyatı 60 bin TL. Satılık 2+1'ler sıfır 3-4 milyon TL. Bu arada vatandaşlar bilinçsiz bir şekilde konut alıyorlar. 5+1, 6+1 dairle alıyorlar, ardından konutun tamamını kullanamayınca ve konutun site ve benzeri giderleri de çok olunca satmak zorunda kalıyorlar. Bu da milli bir servetin zarar görmesi demek."