Özel Haber -İbrahim İnanç Yıldız
Diyarbakır hızla büyüyen şehirler arasında. Bu büyümeyle beraber kaçak yapılaşmada boyut değiştirmiş durumda. ‘90’lı yıllarda köy boşaltma politikalarıyla göç etmek zorunda kalan insanlara dair proje geliştirilmemesi, barınma amaçlı yoğun bir kontrolsüz yapılaşma meydana getirdi. Depremle birlikte bu yapıların birçoğunun yıkılacak duruma gelmesi ise kentte yeniden barınma sorununu ortaya çıkardı. Ancak kentte son dönemde kaçak yapılaşma barınma ihtiyacından çok ticari amaçlı bir boyuta taşınmış durumda. Bu konuyla ilgili TMMOB’a bağlı odaların mücadelesi ise sürüyor.
Diyarbakır Mimarlar Odası Şube Eş Başkanı Arif İpek, yaşanan kaçak yapılaşmaya dair gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e konuştu.
SEÇİM DÖNEMLERİNDE KAÇAK YAPILAŞMA ARTIYOR
Kentte özellikle seçim dönemlerinde giderek artan bir kaçak yapılaşmanın söz konusu olduğunu ifade eden İpek, “Ancak son dönemlerde özellikle kaçak yapıların niteliğinin farklılaştığını görüyoruz. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü karşısında 5 katlı, 6 katlı kaçak apartman yapımları söz konusu. Artık bunlar gecekondudan çıkmış, tamamen bunu ticarete döndürmüş bazı kişilerin ve çevrelerin kaçak yapılar yaptığını görüyoruz” dedi.
YAPILAN İTİRAZLARA CAYDIRICI ÖNLEM ALINMIYOR
Yaşanan bu durumlarla ilgili kurumlarla yazışmalar yaptıkları ama caydırıcı bir önlemin almadığını dile getiren İpek, “İlgili kurumlar sadece mühürleme veya para cezası kestiğini bize bildiriyorlar. Ama bunların caydırıcılıktan çok uzak olduğu, insanların bu işi yapmaya devam ettiklerini görüyoruz. Bu sadece bu şekilde gecekondu diyebileceğimiz alanlarda değil. Artık mevcut, yapılaşmaların olduğu, ruhsatlı yapılarda, binalarda bile kaçak katların eklendiği, binaların, yapıların büyütüldüğü söz konusu. Biz bunlarla ilgili tespitlerimizde kurumların maalesef çok ciddi adımlar atmadıklarını görüyoruz. Bunlarla ilgili TMMOB olarak bazı projelerle ilgili suç duruşunda bulunduk. Yasal süreçler devam ediyor” dedi.
BU TÜR YAPILAR KENT AÇISINDAN ÇOK CİDDİ RİSK TAŞIYOR
Ancak son yıllarda hâkim olan cezasızlık politikasının bu alanda karşılarına çıktığını belirten İpek, “Gerçekten yapanın yanına kar kaldığı bir dönemden geçiyoruz. Herkesin bulabildiği, gücünün yetebildiği yerde bir alan kapatma, bir yer kapatma, bir ek bina yapma gibi bir dönem yaşıyoruz. Kente gerçekten çok ciddi bir imar kirliliğine sebep olmakta bu yapılar. Bunun yanı sıra daha bir yıl öncesinde yaşadığımız büyük bir deprem felaketinden sonra mühendislik hizmetlerinden uzak bu tür yapıların yapılıyor olması kent açısından da çok ciddi riskler taşımaktadır. Bunlarla ilgili çok etkili, caydırıcı tedbirlerin ve önlemlerin olması bütün kentliler olarak hem bize hem de ilgili kurumdaki bürokratlara düşmektedir” dedi.
