Haber- İbrahim İnanç Yıldız

Şeyh Said ve arkadaşlarının 13 Şubat 1925 başlattığı isyanın üzerinden 99 yıl geçti. Diyarbakır’da Şeyh Said Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından konuya dair açıklama yapıldı. Dernek binasında yapılan açıklamayı Genel Sekreter Ahmet Kaya okudu.

KÜRTLERİN TOPRAKLARI PAYLAŞILDI, MÜCADELE KARARI ALINDI”

Şeyh Said ve arkadaşlarının bir ulusun haklı taleplerini dile getirdiğini belirten Kaya, 1’üncü Dünya Savaşı’ndan sonra Kürtlerin toprağının İngiliz emperyalizminin desteği ile Türk, Arap ve Fars devletlerine paylaştırıldığını dile getirdi. Daha önceden Kürtlere özerklik sözleri veren Mustafa Kemal ile yönetiminin bunun üzerinde durmadığını ve asimilasyon süreci başlattığını ifade eden Kaya, “Azadi Hareketi çatısı altında örgütlenen Kürtler, haklarını talep etmek amacıyla çalışmalar başlatmışlardır. Azadi liderlerinden Cibranlı Halit Bey ve eski Bitlis mebusu Yusuf Ziya Bey tutuklanmış ve Şeyh Said’in de ifadesine başvurulmuştur. Bunun üzerine arayışa geçen Şeyh Said Efendi Hınıs’tan Piran’a doğru yola çıkar. Yolculuğu sırasında birçok yeri ziyaret eder toplantılar düzenler. Bu toplantılarda Kürt aşiret liderleri ve ileri gelenleri ile öneriler geliştirir ve birlikte mücadele kararı alırlar” dedi.

“DİĞER MİLLETLER GİBİ TEMEL İNSANİ HAKLARI TALEP EDİLİYORLARDI”

Askerlerin Şeyh Said’i görmeye gelen halka silahla müdahale etmesinin birçok kentte protestoya neden olduğunu söyleyen Kaya, “Şeyh Said Efendi itiraz ve kalkışmasının ve bugüne kadar yürütülen mücadelenin temelini Kürtlerin kimlik, dil ve insani diğer sosyal siyasal haklarını içermektedir. Kürtlerde, diğer milletler gibi temel insani haklarının talep etmektedirler. Bu talepler, insani ve demokrasinin gerekliliği olan taleplerdir. Kürtlerin haklarının yok sayılması bakımından günümüzün 1925’ten farklı olduğu söylenemez. Bir milletin dilini yasaklamak varlığını inkâr etmek, bu amaçla baskı, tutuklama, sürgün ve katliam gibi birçok ağır uygulamalara maruz kalmak dini, vicdani, ahlaki ve hukuki olarak etik değildir. Hiçbir şekilde kabul edilemez” dedi.

Muhabir: İbrahim İnanç Yıldız