ÖZEL HABER / Fuat BULUT
Diyarbakır, tarihinin en yakıcı yaz mevsimlerinden birini yaşıyor. Termometrelerin 47 dereceyi gördüğü kentte, sadece son iki haftada 311 kişinin hayatını kaybetmesi tedirginlik yarattı. Ölüm nedenlerinin çoğunda kalp krizi ve beyin kanamaları öne çıkarken, Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Veysi Ülgen, aşırı sıcakların artık bir “halk sağlığı krizi” haline geldiğini söyledi. Ülgen, pandemi dönemindekine benzer önlemler alınması çağrısı yaptı.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü’nden alınan resmi verilere göre, 15 Temmuz – 29 Temmuz 2025 tarihleri arasında kentte 311 kişi hayatını kaybetti. Ölüm nedenleri arasında kalp krizi, beyin kanamaları ve böbrek yetmezliği ön plana çıktı.
“ÖLÜMLER ARTTI, HALK SAĞLIĞI SORUNUNU ORTAYA ÇIKTI”
Gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e konuşan Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Veysi Ülgen, sıcak hava dalgasıyla birlikte kentte ölüm vakalarının arttığını ifade etti. Ülgen, sıcaklıkların metabolizma üzerinden etkilerinin olduğunu vurgulayarak, “Mevsim ortalamasının üzerinde seyreden sıcaklar bir halk sağlığı sorununu ortaya çıkarıyor. Sıcaklığın artışı hastalıkların arttıran ve mevcut kronik hastalıkları riske eden önemli bir faktör. Toplum bu duruma hazır değil. Çünkü vücudun sıcak havalarda dinlenmesi gerekiyor. Ama insanlar koşuşturma içerisinde çalışmak zorunda. Herkes çalışınca sıcaklığın etkisinin altına giriyor buna karşı bir önlem de yok. Aşırı sıcağın insan metabolizması üzerinden etkileri var. Örneğin damarların genişlemesi vücudu ağırlaştıran vücudun bütün sistemlerini etkileyen olumsuz bir faktör” dedi.
“KALP VE BÖBREK YORULUR, BEYİN KANAMASI RİSKİ ARTAR”
Sıcaklık artışlarıyla birlikte oluşan sıvı kaybının ölüme sebebiyet verdiğine dikkat çeken Ülgen, şöyle devam etti:
“Beyin damarlarının genişlemesi beyin kanamasına neden olabilir. Beyinde anevrizma varsa bu sıcakta anevrizma patlama ihtimali artar. Kalp hastalıklarında kalp daha çok yorulur. Daha çok kasılıp kan pompalamak zorunda kalır ve bu da kalp krizlerine ve ani kalp durmalarına sebep olabilir. Aşırı sıcaklar insan vücudunun aşırı terlemesine neden olur ve sıvı kaybıyla birlikte elektroliz kaybı olur. Bu da böbrekleri etkiler. Eğer kişiler yeterli düzeyde sıvı alabilirse ki insanlar çalıştığı için yeterli sıvı alamıyor. Bu da böbrek yetmezliğine sebep olup ölüme neden oluyor. Böbrek yetmezliği gizli ve daha riskli. Örneğin kişi kalp hastalığı olduğunu bilir kendine dikkat eder ama normal bir vatandaş ‘biraz su içip dinlenirim eve gider duş alırım geçer’ diye düşünür. Bu çok yanıltıcı bir şey”
“PANDEMİ DÖNEMİ GİBİ ÖNLEMLERİN ALINMASI LAZIM”
Ülgen, sıcaklık artışı sonucu oluşan hastalıkların ve ölümlerin pandemi dönemindeki gibi salgın olarak ele alınması gerektiğini belirterek, “Bu durumu bir salgın gibi düşünmek lazım. Nasıl ki pandemide birçok önlem alındıysa aşırı sıcaklarda da önlemler alınması lazım. Mesela gündüz sıcaklığın zirvede olduğu saatlerde çalışmamak lazım. Bu yıl kuraklıkla geçiyor özellikle su sorunun çözülmesi lazım. Elektrolit dengeli sıvılar alınması lazım. Sodyum, potasyum gibi mineral dengeli sular almak lazım. Su pahalı vatandaş yoksul nasıl dengeli sıvı alsın? Eğer devam ederse ölümlerin artmasının yanında performansta düşer. Toplumun geri kalanı ise çok sinirli ve uyumsuzluk içinde işlerini yapamıyorlar. Örneğin yaşlı insanlar ilaç yazdırmaya geliyor. Özellikle pandemideki gibi yaşlı insanların evden çıkmaması lazım. Eczanelerin yaşlılara ilacı ulaştırması gerekir” diye konuştu.