Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çand Amed Kongre Merkezi'nde "Demokratik toplum ve umut hakkı” başlıklı panel düzenledi.

ÖHD Amed Şubesi Hapishaneler Komisyonu üyesi Ahmet Güler’in moderatörlüğünü yaptığı panelde, Asrın Hukuk Bürosu avukatı Suzan Akipa, 30 yıllık tutsak gazeteci-yazar Veysel Avcı, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Riha Milletvekili Ömer Öcalan ile Türk Tabipleri Birliği (TTB) İnsan Hakları Kolu’ndan Elif Turan konuştu.

‘DEVLET YASAL ADIM ATMALI’

Suzan Akipa, Abdullah Öcalan’ın yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” sonrası “umut hakkı”nın daha fazla gündeme geldiğine dikkati çekti. Suzan Akipa, devletin “umut hakkı” konusunda adım atması gerektiğini belirterek, "Bir kişinin fiziken özgürlüğünü garanti altına alan bir mekanizmanın olması gerekiyor. Sayın Öcalan 26 yılı aşan bir süredir İmralı’da tutuluyor. 1993 ateşkesinden beri bu sorunun çözümü konusunda çaba gösteriyor. Sayın Öcalan şahsında hem hukuksal hem siyasal hem de toplumsal vereceğimiz mücadelenin 'umut hakkı'nın uygulanmasına ivme kazandıracağını düşünüyorum” dedi.

Suzan Akipa, Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrının toplumun bütün kesimlerine yapıldığını kaydetti. Suzan Akipa, "Hepimiz bu barış mücadelesinin öznesi olursak hedefe daha kolay ulaşabiliriz" diye kaydetti. Barışın inşası ve Kürt-Türk tarihsel ittifakının yeniden sağlanması için bazı adımların atılması gerektiğini vurgulayan Suzan Akipa, "Devlet yetkililerinin yasal ve anayasal adım atması, toplum ve devlet arasındaki güven ilişkisini kurabilecek en önemli etkenlerden biri olacaktır. Bazı adımların atılması gerektiği kanısındayız. Sayın Öcalan’ın çağrısı sadece siyasi proje değil, tamamen toplumsal bir proje. Toplumun tüm dinamiklerini harekete geçirmeyi hedefleyen bir mesele" diye konuştu.

‘SAĞLIK HAKKI PAZARLIK YAPILAMAZ'

Elif Turan, iktidarın hasta tutsakların durumunu pazarlık konusu yaptığına işaret ederek, "Sağlık ve yaşam hakkı pazarlık konusu yapılmayacak kadar önemli" dedi. Sağlık hakkının yaşam hakkının bir parçası olduğuna dikkat çeken Elif Turan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) taraf olan devletlerin tutsakların sağlık hakkını korumakla yükümlü olduğunu vurguladı.

‘ÖCALAN’IN KENDİSİ UMUTTUR'

Veysel Avcı, "Toplumsal olarak yaşadığımız sorunlardan hareketle bir 'umuda yolculuğa' girdik, bedellerini ödedik, ödemeye de devam diyoruz. Bu nedenle 'umut' birileri tarafından bize bahşedilen bir şey olamaz" şeklinde konuştu. Abdullah Öcalan’ın hiçbir zaman kişisel bir talepte bulunmadığını söyleyen Avcı, "Onun 'umut' sorunu yoktur. Aksine Kürtlere, Ortadoğu haklarına bir umut olarak doğmuştur. Bu yüzden devlet kendisini muhatap aldı. Bu açıdan 'umut hakkı' Sayın Öcalan’ın koşullarının değiştirilmesi açısından bir adım olarak değerlendirilebilir. Ama sadece Kürtler açısından bir umut değil, Türkiye toplumları açısından da atılacak bir adım olacaktır. Devlet bu konuda adım atmak zorundadır. Aksi halde toplumdaki umutsuzluk iklimi sürmeye devam edecektir. Devletin toplumsal umudu desteklemesi, sürdürmesi gerekiyor. Bunun içinde görülen en temel adım da umut hakkının tanınmasıdır. Sayın Öcalan şahsında uygulamaya geçmeli ve hayat kazandırılmalıdır. 'Umut hakkı' en temel tarihsel adımdır" diye konuştu.

'ÖCALAN’IN ATTIĞI ADIMLAR STRATEJİKTİR’

Ömer Öcalan ise, Abdullah Öcalan'ın kalıcı barış ve demokrasi inşasını istediğini kaydetti. Öcalan, "Bu yüzden Kürtlerin külliyatı demokrasidir diyoruz. Demokrasiyi kendimize büyük bir amaç edinmişiz. Kürt halkı demokratik bir halktır, Türkiye sistemi gibi tekçi değil. Devlet zihniyeti her şeye ‘tek dil, kimlik, din’ diyor. Biz buna karşı 'çokluk' diyoruz. Bu topraklar zengin topraklar. Çok dil, inanç, kimlik ve felsefe var. Önder Öcalan’ın attığı adımlar stratejiktir. Tarihi değerlendiriyor. Önder Öcalan tekçi devleti reddediyor, kabul etmiyor" diye konuştu.

Öcalan, "Sayın Öcalan’ın ortaya koyduğu sistem, çok geniş bir sistem. Hazırlığını yapmış. Ama bazı tekniki sorunlar var. Devlet de zorluk çıkarıyor, ağır adımlar atıyor. Bizim bir şeyler yapmamız gerekiyor. Demokratik ve özgür toplum hala gelişmemiş. Yıllardır savaş yürütülüyor bir yere varılmadı. Bunun ortadan kaldırılması gerekiyor, başka bir form lazım. Bu da demokratik ulustur. Biz iddialıyız. Elbette devletin yapması gereken şeyler var. Belki geç adım atacak ama önemli olan biz ne yapacağız? Her sokakta Önder Öcalan’ın felsefesini insanlara aktarabilir, anlatabiliriz" ifadelerini kullandı.

Panel soru-cevap bölümüyle son buldu.

Kaynak: MA