Faruk Balıkçı - Haber
Moderatörlüğünü DİTAM yöneticisi Sedat Yurttaş’ın yaptığı çalıştayda konuşan DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, çözüm sürecinin Devlet Bahçeli’nin DEM milletvekillerinin elin sıkmasıyla başlamadığını belirterek, “Aylar öncesinden görüşülmüş. Cumhurbaşkanı, Öcalan ve Demirtaş’ın açıklamaları sürecin başında olduğumuzu anlatmıyor. Öcalan mektubunun altında 25 Şubat tarihi vardı. Öcalan kamuoyuna mektubu okuduğunda Kandil muhtemelen içeriğini biliyordu. Bu kadar net ve temiz yorum bırakmayacak şekilde Öcalan’ın çağrısına uyacaklarını belirten bir açıklama görmedim şimdiye kadar. Tarihi dönemdeyiz. Kürtlerin bırakın sütten ağzı yanmayı, dili şişmiştir. Çok hassas bir süreçteyiz. Raydan çıkabilir miyiz? Olabilir. Kürtler ilk kez kendi başlattıkları isyanı kendisi bitiriyor” dedi.
“TÜRK-KÜRT İTTİFASI ÖTESİNDE KADER BİRLİĞİDİR”
Akademisyen ve gazeteci Mümtaz Türköne ise Bahçeli’nin açıklamasından sonra eski MHP’li arkadaşlarının arayarak ne anlama geldiğini sorduklarını ifade ederek, “Muhatabı siz değilsiniz, Kürtlerdir. Öcalan’ın çağrı mektubunda ise muhatap Türklerdir’ diye cevapladım. Öcalan’ın çağrısında çözüm lafının anlamını kaybettiğinden çok öte şey var. Buda kader birliğidir. Türklerin ve Kürtlerin kader birliğini anlatıyor. Bu diyalogda iki tarafta birbirini çok iyi anlıyor. Bunun sonucu kader birliğidir. Tarihi dönemeçlerde duygusal değerlendirmeler öne çıkar. Bu diyalogda nesnelik var. Hem Öcalan hem de Bahçeli’nin çıkışında. Öcalan’ın mektubunda çizdiği Türk-Kürt ittifakının ötesinde ben kader birliği diyorum” dedi.
“PARLEMENTODA İYİ İDARE EDİLİRSE YOL ALINIR”
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır’da ne olacağı konusunda soruların muhatabı olduğuna değinerek, “İyi şeyler duymak istiyorlar. Ödenmiş bedeller var. Barış isteği var. Beni sevindiren silahın şiddetin yöntem olarak kullanılmayacağının ifade edilmesidir. Bu önemlidir. Türkiye’de hakim siyasetinde bizim üzerimizdeki argümanları ortadan kaldıracağı için önemlidir. Gerisi tartışılır konuşulur. 2004’te yılında silahın devren çıkarılması için baro olarak deklarasyon yayınladık. Devlette, örgütte uymadı. Önümüzdeki günlerde parlamentoda doğru idare edilebilse yol alacağına inanıyorum. CHP olarak ileriye taşıyan tutum içerisinde olacağız. En çok endişelendiren yargı ortamının en berbat döneminin yaşanmasıdır. Bu döneme denk düşen operasyonlar yapılmamalıdır” diye konuştu.
“SİLAH BIRAKILACAĞI AÇIKLAMASI SÜRPRİZ OLDU”
Prof. Dr Mesut Yeğen ise, örgütün silah bırakmasının herkes için sürpriz olduğunu ifade ederek, “Bahçeli Ortadoğu koşulları nedeniyle büyük çatışma olabileceği, PKK’de bunun sorumlusu olacağı nedeniyle bekayı barışta gördüler. Birden Devlet barışsever olmadı. Bir beka meselesidir. Öcalan Devletin ihtiyaçlarını karşıladı. Bu ihtiyaç olmadan Devlet süreci başlatmazdı. Metinde bir belirsizlik de var. Rojava telaffuz edilmedi. Ya bir anlaşma olmuş, ya da daha sonraya bırakılmıştır” dedi.