ÖZEL HABER – Jan BELEK - Mehmet Rumet SOYLU - Veli BALTACİ
Türkiye genelinde sadece 32 tane bulunan Olgunlaşma Enstitülerinden biri de Diyarbakır’da bulunuyor. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı çalışan Diyarbakır Olgunlaşma Enstitüsü’nde yedi alan bulunuyor. Bu alanlar genelde kentte unutulmaya yüz tutmuş meslekleri tekrardan canlandırmak için kurulmuş. Diyarbakır’daki Olgunlaşma Enstitüsü’nün Müdiresi Ufuk Yakut, faaliyetleri hakkında gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e konuştu.
UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ SANATLAR GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR
Enstitü Müdiresi Yakut, kurumlarında çeşitli alanlar oluştuğuna dikkat çekerek, “Bunlar taş ve kuyumculuk, nakış, el sanatları, yiyecek ve içecek alanlarıdır. Bu alanlarda eğitim alan öğrencilerimiz var. Giyim ve taş atölyeleri bölümünde biraz daha fazla öğrencimiz var. Toplamda 55 tane ustamız var. Ustalarımızla özellikle unutulmaya yüz tutmuş sanatları gün yüzüne çıkartmak için ürünler elde ediyoruz. Bu ürünlerimizi de İstanbul’daki bohça mağazamızda ve Diyarbakır Sur’daki satış ofisimizde satışa sunuyoruz” dedi.
“HASIR VE KİŞNİŞ’E ÖNEM VERİYORUZ”
Kuyumculuk alanında hasır işçiliği ve kişniş işçiliğinin neredeyse unutulmaya yüz tutmuş olduğunu belirten Yakut, “Diyarbakır’da hem bu konuda ustalar yetiştiriyoruz, hem de ustalarla birlikte ürünler yapıyoruz. Bu yıl taş işletmeciliği konusunda da özel işler yapmaya başladık. İşlediğimiz taşları, hasır ve kişniş ile birleştirerek yeni ürünler elde ediyoruz. Bu taşlarla tespihler ve değişik broşlar da yaptığımız ürünler arasındadır. Taşları il dışından da temin ediyoruz. Ama genellikle, Ergani ilçemizdeki ‘yeşil kalsedon taşından’ daha çok istifade ediyoruz. Oldukça rağbet gören bir taş, yakın da bu taşın patentini de alacağız” diye konuştu.
“İSTEYEN, İSTEDİĞİ ZAMAN BÖLÜMLERE KAYIT OLABİLİR”
Olgunlaşma Enstitüsündeki bölümlere vatandaşların istediği zaman kayıt yaptırabileceğini vurgulayan Enstitü Müdiresi Ufuk Yakut, “Bizde eğitim alan arkadaşlarımız, burada istedikleri konularda ustalaştıktan sonra dışarıda kendiişlerini yapabiliyorlar. İsteyen, istediği zaman buraya gelip talep ettiği bölüme kayıt olabilir ve oluşturduğumuz guruplara katılarak eğitim alabilirler” dedi.
“BİR KOLYE BİR HAFTAYA YAKIN BİR ZAMAN DİLİMİ İÇİNDE YAPILIYOR”
Olgunlaşma Enstitüsünde 5 yılı geride bırakan usta öğretici Yıldız, “Diyarbakır’ın patentli kişnişli kolyesini yapıyorum. Bir kolye bir haftaya yakın bir zaman dilimi içinde yapılıyor. Pul ve Diyarbakır’ı simgelize eden hane bölümlerinde oluşuyor. Bunların birleştirilmesi ile kişnişli bir ürün elde edebiliyoruz. Bunun küpesi ve bileziği de var” şeklinde konuştu.
Bir diğer usta öğretici olan Rojda Mamur, “Hasır işlemesi yapıyorum. Bakırın ayrı ayrı ve kesilmiş tellerini el emeği ve çeşitli aşamalardan sonra hasır haline getiriyoruz. Bir hasırın işlemesi ile birlikte tam bitimi 1 haftaya yayılabiliyor” dedi.
Diyarbakır Olgunlaşma Enstitüsünde, Taş işçiliği üzerine çalışmalar yapan usta öğretici Leman Alan, “Burada Taş işçiliği üzerine usta öğretici olarak çalışıyorum. Taş işçiliği biraz zor ama zevkli bir iştir. Taşı kırıp istediğimiz şekli vermek için makinelerimiz var. İşleme işi bittikten sonra diğer departmanlara yolluyoruz” dedi.
Olgunlaşma Enstitüsü’nde ayrıca atölyelerde yapılan çalışmalardan örneklerin yer aldığı bir teşhir alanı da yer alıyor.