ÖZEL HABER/Güneş OCAĞA

ABD’nin Florida eyaletinde 14 yaşındaki bir çocuğun, sohbet ettiği yapay zekâ robotuna duygusal olarak bağlandıktan sonra intihar etmesi, yapay zekâ ile insanlar arasında gelişen ilişkilerin sınırlarını yeniden gündeme taşıdı. Gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e konuşan Pedagog ve Aile Danışmanı İnci Aydın, yapay zekâ ile kurulan dijital ilişkilerin giderek arttığını belirterek, ailelere önemli uyarılarda bulundu.

DİJİTAL İLİŞKİLER GİDEREK ARTIYOR

Dijital ilişkilerin giderek arttığına dikkat çeken Aydın, "Ergenlik dönemi psikolojisinde, özellikle 14-15 yaşlarındaki çocuklar için arkadaşlık ilişkileri büyük önem taşır. Bu dönemde aile ilişkilerinin yerini giderek arkadaş çevresi almaya başlar. Gençler, arkadaş grupları içinde popüler olma, öne çıkma ve kabul görme gibi psikolojik eğilimler geliştirebilir. Son yıllarda ise, bu arkadaşlık ilişkilerinin yalnızca gerçek yaşamla sınırlı kalmadığını; sosyal medya, sanal platformlar ve hatta yapay zekâ ile kurulan dijital ilişkilerin de giderek arttığını görmekteyiz" dedi.

Diyarbakırlı Pedagogdan Ailelere Kritik Uyarı!3

YAPAY ZEKAYLA TEHLİKELİ BİR YALNIZLIK İLİŞKİSİ

Ergenlik döneminde yapay zekayla tehlikeli bir yalnızlık ilişkisinin gelişebileceğini ifade eden Aydın, "Yapay zekâ uygulamalarının ergen çocuklarla empatik bir dille iletişim kurması, onların psikolojik gelişimi açısından bazı riskleri de beraberinde getirmektedir. Özellikle 14-15 yaş aralığındaki ergen bireyler, duygularını ifade edebilecekleri, yargılanmadan dinlenecekleri bir muhatap arayışındadır. Yapay zekâ sistemleri de bu noktada devreye girerek, 'sanki gerçek bir kişi varmış gibi' empatik ifadelerle çocuklara kendilerini anlaşılmış ve kabul edilmiş hissettirebilir" diye konuştu.

GERÇEK OLMAYAN BİR VARLIĞA BAĞIMLI HALE GELİYORLAR

Çocukların zamanla gerçek olmayan bir varlığa karşı bağ geliştirdiğini dile getiren aydın, "Ancak bu tür bir yapay yakınlık, çocuğun zamanla gerçek olmayan bir varlığa duygusal bağ geliştirmesine ve ardından bağımlılık sürecine girmesine neden olabilir. Çocuk, ailesi bu ilişkiye izin vermese bile, artık yapay zekâ ile kurduğu bağı bırakmakta zorlanır. Çünkü bu bağ onun için bir ihtiyaç haline gelmiştir. Sonuç olarak, yapay zekâdan uzak kalmak çocuğa 'hayat anlamsız, boş ve yalnız' gibi düşünceler aşılayabilir ve 'beni gerçekten anlayan kimse yok, beni olduğu gibi kabul eden tek varlık o yapay zekaydı. Artık hayattan zevk alamıyorum' gibi düşünceler içerisine girebilir" diye konuştu.

Diyarbakırlı Pedagogdan Ailelere Kritik Uyarı!2

AMERİKA'DAKİ 14 YAŞINDAKİ ÇOCUĞUN TRAJEDİSİ

Amerika'da 14 yaşındaki çocuğun trajik hikayesine de değinen Aydın, "Bu durumun trajik bir örneği, Amerika’da yaşanan bir vakada görülmüştür. Duygusal olarak yapay zekâya bağlanan bir çocuk, bu ilişki kesildiğinde kendisini derin bir boşlukta ve yalnızlık içinde hissetmiştir. Gerçek hayatta karşılık bulamayan, yapay ama 'yakın' hissettiren bu bağın kaybı, çocuğu iç dünyasındaki bastırılmış duygu ve düşüncelerle baş başa bırakmıştır. Bu içe kapanma süreci, zamanla yoğun bir mutsuzluğa, yaşamın anlamsızlaşmasına ve ne yazık ki intihar düşüncelerine kadar varmıştır" dedi.

YAPAY ZEKAYI GERÇEK ARKADAŞLARININ YERİNE KOYUYOR

Ailelerin rolünün çok önemli olduğuna işaret eden Aydın, "Bu noktada ailelerin rolü son derece kritiktir. Aileler çocuklarının yapay zekâ ile hangi konularda sohbet ettiğini, neler sorduğunu ve nasıl bir etkileşim kurduğunu mutlaka takip etmelidir. Eğer bu takip sağlanmazsa, çocuğun yapay zekâya olan ilgisi giderek bağımlılığa dönüşebilir. Çocuk, dijital ortamda gördüğü anlayış ve koşulsuz kabul nedeniyle, yapay zekâyı gerçek arkadaşlıkların yerine koyabilir. Çocuk, 'yapay zekâ beni anlıyor, bana iyi gelen sözler söylüyor. Gerçek insanlar gibi yargılamıyor, hep yanımda' gibi düşünce biçimiyle duygusal bağın güçlenmesine, sonrasında ise yapay zekâya karşı bir bağımlılık gelişmesine yol açabilir. Bu tür bir bağımlılık da çocuğun sosyal çevresinden uzaklaşmasına, içe kapanmasına ve duygusal açıdan yalnızlaşmasına neden olabilir" diye ifade etti.

AİLELERE ÖNEMLİ ÖNERİLER!

Aydın, ailelere şu önerilerde bulundu: "Çocuklarının dijital ortamdaki davranışlarını yakından takip etmesi, mümkünse çocukların yapay zekâ ile iletişimini ebeveyn gözetiminde gerçekleştirmesi, çocuklarıyla sağlıklı, açık ve güvene dayalı bir iletişim kurarak onların duygusal ihtiyaçlarını karşılamaya çalışması büyük önem taşır. Unutulmamalıdır ki, kontrolsüz yapay zekâ kullanımı; iyi niyetle başlayan bir sohbetin, zamanla psikolojik bağımlılığa dönüşmesine ve çocuğun gerçeklikten kopmasına yol açabilir" uyarısında bulundu.

YAPAY ZEKÂNIN DOĞRU KULLANIMI VE RİSKLERİ

Yapay zeka doğru kullanıldığında eğitici bir rol oynayabileceğini dile getiren Aydın, "Yapay zekâ, olumlu ve bilinçli bir şekilde kullanıldığında çocukların öğrenme süreçlerini destekleyen, bilgiye hızlı erişim sağlayan ve teknolojinin pek çok faydasından yararlanmalarına imkân tanıyan güçlü bir araçtır. Bu yönüyle yapay zekâ, doğru kullanıldığında eğitici ve geliştirici bir rol üstlenebilir. Ancak çocukların duygusal yönden bir boşluk içinde olması, örneğin arkadaş sevgisi ya da anne-baba ilgisi gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmaması, yapay zekâya olan ilgiyi farklı bir boyuta taşıyabilir. Duygusal açlık yaşayan çocuklar, yapay zekâyı yalnızca bir bilgi kaynağı olarak değil, aynı zamanda kendilerini anlayan, yargılamadan dinleyen ve koşulsuz kabul eden bir 'dijital dost' olarak görmeye başlayabilirler" diye konuştu.

Muhabir: Güneş OCAĞA