ÖZEL HABER/Güneş OCAĞA-Mehmet Rumet SOYLU

Gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e özel demeç veren Diyarbakır Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (DESOB) Başkanı Alican Ebedinoğlu, barış süreciyle birlikte Diyarbakır’a dış sermayecilerin yatırım yapmak için kendilerine başvurduklarını ve bölgenin ekonomisinde önemli bir dönüşüm yaşanacağını söyledi. Diyarbakır’ın taşı ve toprağının altın olacağını kaydeden Ebedinoğlu, Silvan Barajı’nın tamamlanmasının ardından tarım sektörünün yeni bir döneme gireceğini vurguladı.

“ESNAF, İSTİHDAMIN LOKOMOTİFİDİR”

DESOB Başkanı Alican Ebedinoğlu'na yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:

*40 yılı aşkın çatışmalı süreç Diyarbakır esnafını nasıl etkiledi? Esnaflar bugüne kadar ne gibi sorunlar yaşadı?

Bu yeni barış süreci, tüm kesimleri etkiledi, ancak esnafı özellikle olumlu yönde etkiledi. Peki, neden? Çünkü esnaf, istihdamın lokomotifidir. Yıllardır sanayinin gelişmesi ve fabrikaların açılması için pek çok teşvik paketi açıklandı. Ancak huzur ve güvenin olmadığı bir ortamda yatırım yapmayı kimse tercih etmez. Bugün bile, Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi'ni (OSB) ve tüm fabrikaları bir araya getirdiğinizde, Batı'daki bir fabrika kadar istihdam yaratamıyorsunuz. Diyarbakır OSB, yaklaşık 20 bin kişiye istihdam sağlarken, esnafın yanında şu anda 80-100 bin kişi çalışıyor.

Ebedinoğlu3

“ÇATIŞMALI SÜREÇTE KALİFİYE İŞ GÜCÜ GÖÇÜ YAŞADIK”

Tabii, yılların getirdiği bu yük ve zorlu süreç, kent ekonomisini olumsuz şekilde etkiledi. Büyük bir sermaye ve kalifiye iş gücü göçü yaşadık. Bu göçlerin arasında, iş yerlerini kapatıp Batı'ya göç eden esnaflar da oldu. Yaşanan olaylar nedeniyle, esnaf bazen günlerce iş yerini açamadı. Ancak tüm bu olumsuzluklara rağmen, Diyarbakır esnafı direncini korudu. Her türlü baskı ve zorluğa rağmen, iş yerlerini açmayı sürdürdü ve istihdam yaratma çabalarını devam ettirdi.

“BU SÜREÇ, TÜRKİYE'DEKİ HERKES İÇİN BÜYÜK BİR MÜJDEDİR”

*Barışın sağlanmasıyla kent esnafı nasıl bir fayda görecek?

Başlatılan bu süreç, Türkiye'deki herkes için büyük bir müjdedir. Çünkü bu sorunlar yüzünden Türkiye'de ekonomik bir deprem yaşandı ve bu depremin merkez üssü Diyarbakır oldu. Diyarbakır'daki bu depremin artçıları tüm Türkiye'yi sarstı. Her evin kapısına ateş düştü. Dağa giden, askeri, polisi, sivili, birçok insan hayatını kaybetti. Şimdi ise atılan bu yeni adım, tarihi bir anlam taşıyor. Bu adım, hem Kürtlerin hak ettiği statünün kabul edilmesi hem de adım adım Meclis'te alınacak kararlarla Türkiye'nin önünü açacak bir fırsat sunuyor. Bu fırsat yalnızca Kürtler için değil, tüm toplum kesimleri için bir fırsattır. Bu yüzden, herkesin bu sürece sahip çıkması gerekir. Ayrıca, tüm STK'lar, siyasi partiler ve tüm vatandaşlar, dil ve üslubuna dikkat etmelidir. Sürece zarar verecek her türlü yanlış söylem ve davranıştan kaçınılmalıdır.

“2013’TEKİ ÇÖZÜM SÜRECİNDE 2 BİNİN ÜZERİNDE İŞ YERİ AÇILDI”

2013 yılındaki çözüm süreci de önemli bir adımdı. O dönemde 6 aylık bir görüşme süreci yaşandı. Bu süreçte Diyarbakır’da 2 binin üzerinde iş yeri açıldı. O zamanlar Suriçi’ne adım atmak bile zordu, o kadar büyük bir canlılık vardı. Ancak, o dönemi ve mevcut süreci doğrudan karşılaştırmak doğru olmayacaktır. Şu anki süreç, PKK'nin kendisini feshetmesiyle büyük bir umut yaratıyor ve beklentiler çok daha yüksek.

“DİYARBAKIR ALTIN GİBİ DEĞERLİ OLACAK”

Silvan Barajı bir türlü tamamlanamadı ve bu süreç maalesef karmaşık bir hal aldı. Bugüne kadar çatışmalı sürece harcanan kaynaklarla, sadece bir yıl boyunca Silvan Barajı'na yatırım yapılsaydı, şu an baraj çoktan tamamlanmış ve kanallarıyla birlikte faaliyete geçmişti. Baraj tamamlandığında, Diyarbakır, Batman ve çevre illerde büyük bir kalkınma patlaması yaşanacak. Barış sürecinin tam anlamıyla sağlanmasıyla birlikte, turizm de aynı şekilde büyük bir ivme kazanacak. Şu anda Suriçi bile bu potansiyeli taşıyamazken, ister istemez gelişim dışa taşacak ve Diyarbakır’ın altın gibi değerli olacağı bir döneme gireceğiz. Yani Diyarbakır'ın taşı toprağı altın olacak.

Ebedinoğlu2

“DİYARBAKIR, YENİ İŞLETME VE FABRİKALARLA BÜYÜYECEK”

Diyarbakır, yeni işletmeler ve fabrikalarla büyüyecek. Bu hızla gelişen ekonomiye paralel olarak, genç nüfus da yetersiz kalacak ve dışarıdan iş gücü alımı gerekecek. Bu, bir hayal değil, yakın gelecekte gerçekleşecek bir gerçeklik. Ayrıca İstanbul’daki deprem korkusu nedeniyle insanlar, daha güvenli bölgeler arayışına girmeye başladı. Diyarbakır, fiziki altyapısı ve büyüyen potansiyeliyle bu insan akışını rahatlıkla kabul edebilecek durumda. Karacadağ’a kadar inşa edilen yeni konutlar ve sanayinin buraya kayması zaten Diyarbakır’ın gelecekteki gelişimine işaret ediyor.

“YATIRIM YAPMAK İÇİN ARADILAR”

*Sürecin başlamasıyla Diyarbakır'a yatırım yapmak isteyenler oldu mu?

Bu süreç başladığından itibaren, Diyarbakır’a yatırım yapmayı planlayan birçok sermayedar bizlerle iletişime geçti. Avrupa’dan bile yatırımcılar, özellikle tarım alanında yatırım yapmak için bizlerle görüşüyorlar. Silvan Barajı’nın tamamlanmasıyla birlikte bölge, tarım açısından yeni bir döneme girecek. Bu da, burada yapılacak yatırımların büyüklüğünü ve önemini artırıyor. Bölgedeki küçük esnaflar için de oldukça olumlu gelişmeler yaşanacak. Yeni işletmelerin açılması, sanayinin büyümesi ve ticaretin artması, kentin ekonomisini canlandıracak ve birçok fırsat doğuracak.

“DİYARBAKIR'DA YAŞAM KALİTESİ ARATCAK”

Diyarbakır’ın hızlı bir şekilde büyümesi, hem halkın yaşam kalitesini artıracak hem de bölgeye dışarıdan gelen insanları cezp etmeye devam edecek. Barış süreci ve yatırımlar sayesinde, Diyarbakır'ın geleceği oldukça parlak.

“BU SÜREÇ, TÜM SİYASİ PARTİLERİN SORUNU”

*Siyasi partilerin sürece olan yaklaşımı sizce nasıl?

Bu süreç, sadece DEM Parti ve hükümetin değil, tüm siyasi partilerin sorunu. Meclis'e büyük görevler düşüyor ve bu sürece tüm partilerin sahip çıkması gerekiyor. Çözümün adresi, sadece hükümet değil, Meclis'tir ve tüm siyasi partiler bu süreçte birlikte hareket etmelidir. Bu durum, herkesin ortak sorumluluğudur.

“SOMUT ADIMLAR ATILMALI”

*Sürecin başlarında hükümet ve ya da DEM Parti'den kimse sizlerle görüştü mü?

Süreç başladığında, hükümet ve DEM Parti kanadından heyetler kentteki sivil toplum kuruluşlarıyla tek tek görüşmeler yaptı. Benimle de görüşme gerçekleştirdiler. Bu görüşmede, yeni bir sürece girdiklerini ve bizlerden de destek istediklerini belirttiler. Bizler de kendilerine bu süreçte destek olacağımızı ve yanlarında olacağımızı ifade ettik. Bu süreç, diğer tüm süreçlerden çok farklı. Aradaki fark bir milyon kat daha büyük. Silahlar artık bırakıldı ve bu aslında bir yıl önce başlayan sürecin ete kemiğe bürünmeye başladığı bir dönemin başlangıcı. Gerçekten de bu, önemli bir dönemeç. Artık yalnızca sözler değil, somut adımlar atılmalı ve toplumsal mutabakat sağlanmalıdır.

“YENİ BİR RAPOR HAZIRLAYACAĞIZ”

*Sürecin barışa evirilmesiyle Diyarbakır esnafının yaşadığı sorunlara dair bir rapor hazırlayacak mısınız?

Daha önce esnaf olarak karşılaştığımız sorunlarla ilgili olarak hazırladığımız raporu, ilgili yetkili mercilere iletmiştik. Ancak, sürecin çatışmalı bir dönemde olması nedeniyle olumlu bir dönüş alamadık. Bu süreçlerin artık daha sağlıklı bir noktaya evirilmesiyle birlikte, yeni bir rapor hazırlamayı ve yine gerekli mercilere sunmayı planlıyoruz. Raporumuzda özellikle vurgulamak istediğimiz ana taleplerimiz; bölgeler arası ekonomik eşitsizliğin ortadan kaldırılması, Silvan Barajı'nın tamamlanması, yeni bir kalkınma paketinin başlatılması, ancak önceki uygulamalardan farklı olarak daha güçlü ve bölgeler arası ekonomik eşitliği hedefleyen bir paket olması. Bu taleplerin, bölgenin kalkınmasına katkı sağlayacağına ve bölge halkının refah seviyesinin yükselmesine önemli ölçüde katkı sunacağına inanıyoruz.

Muhabir: Güneş OCAĞA / Mehmet Rumet SOYLU