ÖZEL HABER/Faruk BALIKÇI-Ceren AKYIL

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Komisyon Öcalan ile görüşmeli, Demirtaş’ın tahliyesi hayırlı olur” açıklaması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Selahattin Demirtaş’ın olası tahliyesine ilişkin “Bu ülke yargı ülkesidir, yargı ne derse ona uyarız” ve “Yeni bir kavşağa ulaştığımız görülüyor” sözleri, uzun süredir devam eden karamsarlığın yerini yeniden umuda bıraktı.

Güneydoğu Ekspres Gazetesi olarak, 40 yıldır çatışmalı sürecin derin izlerini taşıyan Diyarbakır’da, PKK’nin silah bırakma kararı sonrası halkın nabzını tuttuk. Faili meçhullerin, zorunlu göçlerin, yakılmış köylerin kenti Diyarbakır’da kime mikrofon uzatsanız, yanıt aynı: “Barış.” Çünkü acıyı yaşayan, barışın kıymetini en iyi o bilir.

Ekspres, Diyarbakır’da Halkın Nabzını Tuttu3

“ACIYI YAŞAYAN BARIŞIN KIYMETİNİ ANLAR”

Ulu Cami çevresinde, kış mevsiminin yaklaşmasına rağmen güneşin son ışıkları altında halkla konuştuk. Yaşları 70’in üzerinde bir grup bankta oturuyordu. İçlerinden biri, “Avukatımız odur, o ne derse katılıyoruz” diyerek sözü Ramazan Bozdaş’a bıraktı.
Bahçeli ve Erdoğan’ın açıklamalarını sorduğumuzda Bozdaş derin bir iç çekti, sonra yıllar öncesine gitti: “Dicle’nin Boğaz köyünde oturuyorduk. 9 nüfustuk. 2001 yılında askerler köyümüzü bastı. Ellerinde bidon vardı. Köyü terk etmemizi istediler. Evlerden zorla çıkarınca ateşe verdiler. Bir tek ayakkabımızla terk etmek zorunda kaldık. O zaman Bölge Valisine yardım istemeye gittim. Bana ‘Kim yaktı, teröristler mi?’ diye sordu. ‘İftira atamam, devlet yaktı’ dedim. Şimdi bir barış süreci var. Acıyı yaşayan barışın kıymetini anlar. Tabii ki barış olsun. Ama insanlar birbirini kandırmasın, kötülük olmasın. Allah hayırlı bir barış nasip etsin. Devlet isterse bu barış olur. İnşallah barış olacaktır.”

Ekspres, Diyarbakır’da Halkın Nabzını Tuttu4

Diyarbakır’da kriz büyüyor! Gözler oraya çevrildi, Tanrıkulu olay yerinde
Diyarbakır’da kriz büyüyor! Gözler oraya çevrildi, Tanrıkulu olay yerinde
İçeriği Görüntüle

“HER ZAMAN BARIŞTAN YANAYIZ”

Ulu Cami önünde güneşlenen Ramazan Çetin, bu çözüm sürecinin son şans olduğunu şu sözlerle anlatıyor: “Barışı herkes ister, biz her zaman barış taraftarıyız. İnsanlar boşu boşuna ölmesin. Kürtlerin geçmişten ders çıkarması gerekiyor. Süreç iyi gidiyor. Bozulmazsa umutluyuz ama içimizde korku var. Bozulursa sıkıntı olur. Ortadoğu’daki gelişmeler belli, mecburen Kürtleri yanlarına alacaklar. Her iki tarafın da önlem alması gerekiyor.”

“BARIŞ KÜRTLER İÇİN BİR IŞIKTIR”

“Kardeşçe yaşamak için bir engel yok” diyerek söze başlayan Mahmut Akmeşe ise şöyle konuşuyor: “Bu süreçte niyetleri samimiyse, sağlıklı bir barış istiyoruz. Kardeşçe bir arada yaşayalım, yeter ki niyetleri samimi olsun. Bahçeli’nin son açıklaması inandırıcı geldi. Eğer komisyondan oluşturulacak heyet İmralı’ya giderse, bu bölge halkı için büyük bir umut olur. Bu bölgede en çok kayıp veren Kürtlerdir. Bu barış, Kürtler için bir ışıktır. Bu kanın durmasını herkes istiyor.”

Ekspres, Diyarbakır’da Halkın Nabzını Tuttu

“KİMSE SAVAŞTAN YANA DEĞİL”

Mustafa Akmeşe de aynı noktadan şöyle sesleniyor: “Politikacılar elini taşın altına koyarsa barış olur. Bu savaşı halk çekti. Halkın savaştan bir kazancı yok. Barış da boşu boşuna olmamalı; hukuki ve yasal düzenlemelerle desteklenmeli. Demirtaş’ın tahliyesi de bu süreci pekiştirir. Yıllardır insanlar acı çekiyor. Biz ekonomik olarak bedel öderken, başkaları bedensel olarak ödedi. Bir zamanlar şarkı dinlemek bile suçtu. Ben 90’lı yılların genciydim. 30 yıl Antalya’da kaldım, Kürtlere nasıl bakıldığını iyi bilirim. Orada da çok ırkçılığa uğradık.

Barış gelirse herkes düşüncesini rahatça söyleyebilmeli, eğitimini alabilmeli. 2015’teki süreçten umutluydum ama bazı eller araya girdi, bozuldu. Şimdi yine umutluyuz; bu kez müdahale olmazsa barışla noktalanır umarım. Bu sefer olmazsa büyük sıkıntılar olur.”

Ekspres, Diyarbakır’da Halkın Nabzını Tuttu1

“MİKROFONU KİME UZATSAN, BARIŞ DER”

Yanındaki arkadaşı sözü devralıp şöyle devam ediyor: “Biz bu sürece olumlu bakıyoruz. Halk olarak savaşın bitmesini istiyoruz. Demokratik yollarla sonuçlansın. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz ve olumlu buluyoruz. AİHM, Bahçeli ve Erdoğan’ın açıklamaları umudumuzu artırdı. Bu, işin sonuca varacağının göstergesi.
Mikrofonu kime uzatsanız barış der. Savaş basit ama barış zor. İki tarafın birbirini kabul etmesi gerekiyor. Bu bölge insanı savaşın başından beri barışı isteyen kesimdir. Süreç şu anda daha sağlam ilerliyor çünkü her iki taraf da ciddi adımlar atıyor. Özellikle Demirtaş’ın tahliyesi umudu artırır. Bölge halkı bunu çok istiyor. Enerjimizi savaşa değil barışa harcarsak, Türkiye gelişmeye devam eder. Demokrasi ve hukuk temeli olmalı.”

Ekspres, Diyarbakır’da Halkın Nabzını Tuttu2

“2015 GİBİ OLMASIN, KORKUYORUZ”

Mehmet Erdem adlı yurttaş ise temkinli ama umutlu. Erdem, “Biz hâlâ korkuyoruz, her an her şey olabilir. Bahçeli ve Erdoğan’ın Demirtaş’a ilişkin sözleri, AİHM kararlarının yaptırımlarına karşı söylenmiş olabilir. Çünkü bırakmasalar Türkiye’ye yaptırım uygulanacak.
Son açıklamalar umarım iyi yönde gider. Umudumuz var ama 2015’teki çözüm süreci gibi olmasın. Eğitimde, sosyal yaşamda, kültürde önyargılar kalksın; ana dilimizi konuşabilelim istiyoruz” diyor.

Diyarbakır’da yankılanan ses tek bir kelimede birleşiyor: Barış. Acının, yoksulluğun, ayrımın içinden geçmiş her insan aynı cümleyi kuruyor:
“Bu kez samimi olsunlar. Bu kez gerçekten barış olsun.”

Muhabir: Faruk BALIKÇI / Ceren AKYIL