Diyarbekir’den anılara devam ediyorum.

İlginizi çeker dilerim.

Şehirdeki tarihi camiler içinde en büyüğü ve en ünlüsü ve Anadolu’nun en eski camilerinden olan, 639 yılında Hz. Ömer döneminde şehrin merkezindeki en büyük mabed olan Martoma Kilisesinin bulunduğu alana inşa edilen Ulu Cami önündeki sohbet güzel gidiyordu.

Bir ara tekrar araya girdim.

- AİHM’in Selahattin Demirtaş ile ilgili kararı hakkında ne düşünüyorsunuz, diye sordum.

Aradan bir kişi;

- Ben olsam başkanın yerinde bütün hakim ve savcıları görevden alırım. Yav üç senedir Selahattin Demirtaş’a hüküm giydirecek bir bahane bulamadılar! Hala masum görünüyor. Gerçi aslında masum olsun gene de bir suç bulamamaları bir beceriksizlik.

Yanındaki arkadaşı öne atılarak;

-Ula oğlum böyle olması işlerine geliyor. Baksana ne diyorlar. Güya iç hukuk yolları tükenmeden alınmış bir karardır. Anladın mı? Demez mi?

    Bir sonraki yazımda bu anekdotları aktarmaya devam edeceğim.

Şimdi insanın sorası geliyor;

İç ve Dış politikada Erdoğan’ın yanlışlarından dolayı ülkenin başına gelen musibetlerde Erdoğan’ın yanında duran muhalefetim hiç mi günahı yok.

Bence çok?

Bu adamlar tam olarak kime muhalefet etmiş oluyor sizce?

                                                 &

Bizimkiler ne dersiniz?

Yeni Zelanda'da, korona virüsü salgınının getirdiği ekonomik koşullar nedeniyle başbakan ve milletvekili maaşlarına üç yıl boyunca zam yapılmayacağı duyuruldu.

Bizimkiler ne dersiniz?

Gerçi bizim ekonomik sıkıntı diye bir sorunumuz yok ama yine de sordum işte…

&

Vebal yalnız iktidarda mı?

“HDP itlaf edilmesi gereken haşerelerdir” sözüne bildiğim kadarıyla hala muhalefetten bir tepki gelmedi.

Çok yazık çok...

Bu ülkenin başına gelenlerde ve geleceklerde veballeri büyük.

 

         &

Farklı bir yorum.

Siz okuyucularıma meslektaşımız, yorumcu-gazeteci Levent Gültekin’in diş ülkelere yaptığımız yardımlarla ilgili bir anekdotunu aktarmak istiyorum.

Bakın ne demiş.

“Türkiye Tunus'a 5 milyon dolar yardım yapmış. Milyonlarca yoksul varken, on binlerce esnaf kan ağlarken, milyonlarca işsiz varken halka iban verip topladığı parayla başka ülkeye yardım etmek en hafif tabirle bu halka saygısızlıktır.

&

Mezun olduğu okulun yerine yenisini yapacak

Unutmadan hemen yazayım. Bence yazmamak haksızlık olur.

Diyarbakır'ın merkez Bağlar ilçesinde hayırsever iş adamı Mehmet Cansız, doğup büyüdüğü ilçede mezun olduğu okulun yerine yenisini yaptıracak.

Son zamanlarsa duyduğum ve de mutlu olduğum en güzel haber.

Diğer iş adamlarına kapak olsun.

     &

Türkiye ne zaman düzelir?

Benim gibi düşünmedikleri halde, benim gibi düşündüklerini söyleyen gafiller ki bu her kurumda var, tükendiğinde Türkiye o zaman düzelir.

&

Şimdi de sıra haftanın öğüdünde.

Kirveme öğütler.

Kirvem; insanların kendi yalanlarıyla boğulması ne kötü bir şeydir, bilir misin?

Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma.

2021 yılı DİYARBEKİR YILI olsun

Geleceğimizi çalmayın.

Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

Sur içi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.

Şehrin eski adlarından biri, SUR İÇİNE VERİLSİN.

Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.

Daha da önemlisi,

Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerine yakışır bir biçimde yapılsın.

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

Dostça kalın.