Fuat BULUT
Bir imza… Kimi zaman bir kontratın son cümlesi, kimi zaman bir hayatın yeni paragrafı olur.
Diyarbakır’da bugün atılan o imza, yalnızca bir futbolcunun sahaya çıkma hakkını değil, çok daha fazlasını anlatıyor.
Evet Dia Saba, Amedspor’a resmen imza attı.

Diyarbakır'da feci olay; elektrik akımına kapılan kapıcı öldü
Diyarbakır'da feci olay; elektrik akımına kapılan kapıcı öldü
İçeriği Görüntüle

Kendisi Filistinli bir İsrail vatandaşı. Maccabi Hayfa’da yıldızlaşmış, İsrail Süper Ligi’nin en üretken oyuncularından biri olmuş bir 10 numara.
Ama Saba’yı Amedspor formasıyla bir masa başına oturtan şey, yalnızca asistleri ya da golleri değil. Aynı zamanda susturulmaya çalışılan bir cümlenin, hedefe konulan bir kadının ve parçalanan bir “birlikte yaşama” umudunun izleriydi.

Diyarbakır'da atılan imzalar kolay unutulmaz. Bu şehirde her sözün, her sessizliğin, her bakışın bir yükü vardır.
Dia Saba’nın Amedspor için eşinin elini sımsıkı tutarak attığı o imza, sadece futbol tarihine değil, politik hafızaya da kazındı.
Yanında eşi Narmin Saba da vardı. O Narmin ki, iki yıl önce Instagram'da yazdığı dört kelimeyle “Gazze’de de çocuklar var”, bir medya linçini başlatmıştı.
O cümle, İsrail’de bir infiale, Dia Saba’nın ise dışlanmasına yol açmıştı.
Bugün o Narmin, Suriçi'nin taş sokaklarında eşine eşlik ediyordu.
Bir ülkenin dışladığı çifti, başka bir ülkenin en doğusundaki bu kadim şehir kucaklıyordu.
Tribünler bu kez başka bir hikâyeyi alkışlayacak
Amedspor, yıllardır sadece bir futbol kulübü değil, kimlik, direnç ve hafıza alanı olarak da görüldü. Bu kulübe atılan her pas, bazen bir halkın varlığına dair sessiz bir savunmaydı.

Dia Saba, bu formayla artık sadece oyun kurmayacak; o aynı zamanda bir anlatının, bir aidiyetin ve bir direnişin oyuncusu olacak.

İsrail’de “bir arada yaşamanın sembolü” diye anılırken, sonrasında “istenmeyen adam” ilan edilen bir futbolcu için Diyarbakır yeni bir sayfa değil; yeni bir dil, yeni bir sahne.
Gözler formanın arkasında, yük ise kalbin içinde.
O forma artık sırtında.
Üzerinde “Saba” yazıyor.
Ama arkasında daha fazlası var: Bir kırgınlık, bir terk ediliş, bir özür, bir kalabalık, bir yalnızlık ve şimdi: Bir şehir.
Belki bu sezon tribünler, sahadaki oyunla birlikte, sahaya yansıyan insan hikâyesini de alkışlayacak.
Belki her gol, bir çocuğun fısıldadığı barış cümlesi gibi yankılanacak.
Ve belki bu kez, futbol birleştirecek.

Muhabir: Fuat BULUT