16 Kürt genç ve 2 Suriyeli genç, bir tekneyle Libya’nın Zawiya kentinden İtalya’ya ulaştı.

18 kişinin içinde bulunduğu tekne İtalyan sularında alabora oldu ve yaklaşık 20 saat boyunca kurtarılmayı beklediler.

29 Temmuz’da Libya’dan yola çıkan tekne bir gün sonra İtalya yakınlarında alabora oldu. 18 mülteci bir gün suda kaldıktan sonra İtalya Deniz Kuvvetleri’nce kurtarılarak Milano kentine götürüldü.

Halep’in Til Eren kasabasından olan İbrahim Eli kurtarılan mülteciler arasında.

Rûdaw’dan Dilbixwin Dara’nın konuğu olan Eli, yaşananları anlattı.

İtalya'nın Milano kentinden yayına katılan Eli, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

“29 Temmuz’da Libya’nın Zawiya kentinden yola çıktık. Akşam saat 8’de çıktık ve gece saat 2’ye doğru Libya sularını bitirip geçtik. Biz büyük bir tekneyle yola çıkmıştık, sonra daha ufak birine geçtik. Sabah saatlerine kadar iyiydi ama sonra saat 8:30 gibi sular yükselmeye başladı.

Teknenin motoru bozuldu, benzinimiz az kalmıştı ve su epeyi yükselmişti. Su bizim tekneye dolmaya başladı ve battı.

“18-20 saat suyun içinde kaldık”

Teknede araba lastikleri vardı, biz onları havayla doldurmuştuk. Her türlü hazırlık yapmıştık.

Biz o lastiklerle suya girdik ve su bizi 80 kilometre sürükledi. İtalya Deniz Kuvvetleri bizi 1 Ağustos’ta sabah saatlerinde kurtardı.

Bir zincir gibi el ele tutuşmuştuk. Hasta ve zayıf olanları bu zincirin içine almıştık. Yaklaşık 18-20 saat suyun içinde kaldık. Tekne batmıştı ve biz lastiklerle kendimizi koruyorduk.

19 kişiydik. 14 kişi Til Eran kasabasından, 2 kişi Kobani’den, bir Mınbiçli Arap, bir Deyrizorlu Arap ve tekne kaptanımız da Kamerunluydu.

Bizim anlaştığımız kişiler Libya sularına kadar bizimleydi, fakat Libya sularını geçtikten sonra bizi bırakıp gittiler. Kamerunlu kaptan kaldı sadece.

İtalya Deniz Kuvvetleri ile konuşmaya çalıştık ama cevap vermiyorlardı, sonrasında İngilizce olarak bize cevap verdiler.

"Pasaportlarımız denizde kaldı"

Yanımızda telefon vardı, fakat yerimiz tespit edilmesin diye kapatmıştık. Sudan çıktıktan sonra açtık fakat hepimizin telefonu bozulmuştu. Pasaport ve paralarımız da denizde kaldı.

Biz kaçakçılarla 5 bin dolar karşılığında garantili olarak anlaşmıştık, kimse onlara inanmasın. Kaçakçılar insanları Libya’dan çıkarıp ufak bir tekneye koyuyor. Sonrasında onları bırakıp gidiyor.

Fosfor renkli olduğu için can yeleği vermediler bize. Fark edilir diye.

“Biz ölümü gözümüzle gördük”

Şimdi iyiyim, 5-6 gündür durumumuz çok kötüydü. Çünkü su ve benzin karışmıştı ve vücudumuz yanmıştı.

Suda 20 saat kalmak çok zor. Biz ölümü gözümüzle gördük. Çoğu kişi kendini öldürmek istedi. Çünkü hiçbir umutları kalmamıştı ve ellerini lastikten ayırmak istiyorlardı. Ölsek bu düştüğümüz durumdan çok daha iyi olur diyorlardı.”