Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Muş’ta düzenlenen “Tarımsal krize karşı çiftçilerle buluşuyoruz" programına katıldı. Muş Belediyesi konferans salonunda düzenlenen buluşmaya çok sayıda çiftinin yanı sıra sivil toplum örgütleri temsilcileri de katıldı. DEM Parti olarak yeni sürecin başarıya ulaşması için hassas bir yaklaşım sergilediklerini belirten Bakırhan "Yüreğimiz acı tutsa bile, kayyımlar atansa bile, binlerce arkadaşımız cezaevinde olsa bile bu süreç ilerlesin istiyoruz. Çünkü bu süreç cezaevlerini boşaltacak” dedi.

“YÜREĞİMİZDEKİ ACILARI SOĞUTACAK”

Bakırhan “Bu süreç yüreğimizdeki acıları soğutacak. Bu süreç başarıya ulaşırsa çiftçimiz, tarımla uğraşan arkadaşlarımız elektrik desteği alacak, gübre desteği alacak, mazot desteği alacak. Türkiye’nin bütçesi savaşa ve çatışmaya gitmeyecek. Onun için bu süreç DEM Parti ve AK Parti arasında yürüyen bir süreç değil. Bu süreç devlet ve hükümetle 86 milyon insan arasında yürüyen, kadim kardeşliği ve eşitliği sağlayacak bir süreçtir” şeklinde konuştu.

“BARIŞ İHTİMALİNİN OLDUĞU BİR EŞİKTE DURUYORUZ”

"Bugün silahların sustuğu, barış ihtimalinin olduğu bir eşikte duruyoruz” diyen Bakırhan şöyle devam etti: “Bu kutlu eşikte hala çatışmayı körükleyenler bilmelidir ki karşı çıktıkları eşitlik ve barış hukukudur. Bizler barış ve demokrasiye sahip çıkarak bu ülkenin ortak geleceğini kurmaya çalışırken, bazıları yapay gündemlerle bu barış sürecini akamete uğratmaya çalışıyor. Tarihi gelişmelere herkes kendi siyasi perspektifinden yaklaşabilir ve farklı yorumlar getirebilir ki bu gayet doğal. Asıl odaklanmamız gereken Türkiye’nin geleceği, kalıcı bir barış imkanı, cumhuriyetin demokratikleşmesi iken birileri başka şeyler yapmaya çalışıyor. Geçmişin kısır döngülerine artık hapsolmayalım. Bugün ve yarın için toplumsal kesimlerin kendini eşit ve özgür hissedeceği bir Türkiye’yi birlikte gelin inşa edelim” dedi.

“ÇİFTÇİ KAZANAMADIĞI İÇİN GEÇİNEMİYOR”

Çiftçilerin yaşadıkları sorunlara değinen Bakırhan, "Eti bugün pahalıya yiyorsak ya da yiyemiyorsak bir sebebi de bu ithalat politikalarıdır. Çiftçi kazanamadığı için geçinemiyor, geçinemediği için köyünü terk ediyor. Devlet 3-5 tane sermayedara para kazandırmak için Brezilyadan, Arjantin'den angus ihraç ediyor. Tarım ülkesi olan Türkiye 9 milyon ton buğday ithal ediyor. Savaştaki Ukrayna bile Türkiye’ye buğday satıyorsa durup düşünmek lazım. Hükümet bu yanlışlığı bakan değiştirerek düzeltemeye çalışıyor. Kaç tane bakan değiştirdin ama hiçbiri bu krizi engelleyemedi. Mesele bakan değil, zihniyet değiştirmektir. Mesele bakan değiştirmek değil, çiftçiyi desteklemektir. Çiftçinin gübresini, mazotunu, elektriğini sübvanse etmektir" şeklinde konuştu.

Kaynak: MA