ÖZEL HABER / Mehmet Rumet SOYLU – Jan BELEK
İzmirli Ayaz Salih Koç, 26 yaşında bir manken ve oyuncu. Ancak onun hayat hikâyesi podyumlarda ya da sahnelerde değil, çocukların gözlerindeki gülüşlerde anlam buluyor. Yüzünü gizleyerek girdiği bu yolculukta, çocukların karşısına örümcek adam (Spırdmen) kostümüyle çıkıyor. En çok etkilendiği şehirlerden biri olan Diyarbakır’da ise gördüğü sıcak ilgi ve çocukların sevgisi nedeniyle uzun süre kalmayı tercih etmiş durumda.
30 Ekim 2020’de yaşanan İzmir depremi, Koç’un hayatını tamamen değiştirdi. Yüzünü gizleyerek çıktığı yolculukta tek hedefi, büyük acılar yaşamış çocuklara umut olmak ve onların yüzünde bir tebessüm bırakmak oldu.
🔵Türkiye’nin ‘Örümcek Adamı’ Diyarbakır’da gönüllere dokunuyor
— Güneydoğu Ekspres (@ekspreshaber_) August 25, 2025
🔗https://t.co/Xot7WurMtW pic.twitter.com/PzU5WRAdMY
DEPREMLE DEĞİŞEN HAYAT
Yaşadığı kırılma anını anlatan Koç, sözlerine şöyle başlıyor: “Depremin ardından hayatlarını yeniden kurmaya çalışan insanlar gördüm. Ama en çok da çocuklar etkiledi beni. İşte tam da bu yüzden, sırt çantamı alıp Türkiye’nin yollarına düştüm. Otostopla 67 şehir gezdim, kimi zaman insanlar beni evlerinde konuk ettiler, kimi zaman kurumların misafirhanelerinde kaldım. Gittiğim her yerde çocuklara ulaşmaya çalıştım. Ulaştığım çocuklarla oyunlar oynadık, şarkılar okuduk, güzel zamanlar geçirdik ve hep birlikte güldük.”
Bu yolculuk, Koç’un hayatına yeni bir yön çizdi. Her şehirde yeni çocuklarla tanıştı, farklı kültürleri gördü ve her adımında “gülücük” toplamayı kendine görev bildi.
2023 DEPREMLERİ VE GÖNÜLLÜLÜK
Koç, ikinci büyük kırılmayı ise 2023 depremlerinde yaşadı. Afetin ardından harekete geçtiğini şu sözlerle anlatıyor: “Yaşanan büyük depremlerin ardından da boş durmam mümkün değildi. Beş farklı bölgede gönüllü olarak çalıştım. Arama kurtarma çalışmalarına bizzat katıldım ve ekiplere destek verdim, gönüllülere yardım ettim. Ama benim kalbim her zaman çocuklardaydı. Fikrimi söyleyerek AFAD’dan çadır talep ettim. Bana verilen çadırları adeta birer oyun alanına çevirdik. Çocuklarla resim çizdik, şarkılar söyledik, birlikte güldük, hikâyeler anlattık. Hedefim çok basitti; büyük bir acı yaşayan çocukların yüzlerine bir tebessüm kondurabilmek. Yer yer başardığımı görmek bana huzur veriyor.”
KÖY OKULLARINDAN ŞEHİR MEYDANLARINA
Koç, yalnızca afet bölgeleriyle sınırlı kalmıyor. Onun için yolculuk, çocuklara ulaşabildiği her yerde devam ediyor: “Türkiye’yi adım adım gezerek köy okullarında, yetimhanelerde ve şehir merkezlerinde çocuklarla bir araya gelmek istiyorum. Hem gönüllere dokunmak hem de gittiğim yerleri sosyal medya hesaplarımda tanıtarak kültürel bir köprü kurmayı hedefliyorum. Gittiğim yerlerin yaşamları, gelenekleri, yemek kültürleri ve sosyal hayatlarını başka insanlara da anlatabilmek çok önemlidir benim için. Farklılıklar konusunda çok zengindir ülkemiz ve bunu tanıyıp tanıtmak gerekiyor.”
“EN ÇOK ETKİLENDİĞİ YER DİYARBAKIR”
Bu yolculuk sırasında birçok şehir gördü ama en çok etkilendiği yerin Diyarbakır olduğunu vurguluyor:
“Gittiğim her yeri sevdim ama Diyarbakır’a adeta âşık oldum. Bir aydan fazladır buradayım ve gitmek istemiyorum ama durmak olmaz. Bir sonraki durağım Batman olacak. Bakalım orada bizi hangi konular ve hikâyeler bekliyor.”
GİZLİ BİR YÜZ, AÇIK BİR KALP
Koç’un hikâyesinde en dikkat çeken nokta, yüzünü gizlemesi ve çocukların karşısına örümcek adam kıyafetiyle çıkması. Bu tercihini şu sözlerle açıklıyor:
“Yolculuk boyunca yüzümü gizlemeyi esas aldım. Bu tavırla bir farkındalık yaratmayı hedefledim. Benim için önemli olan, yüzüm değil, yüreğimle ulaşmaya çalıştığım çocukların gözlerindeki ışık. Ayrıca, Türkiye turunu tamamladıktan sonra yurtdışı ile devam etmek istiyorum. Yeni yerler, yeni insanlar tanımak ve bir yandan da kendi ülkemi dünyaya tanıtmak istiyorum.”
