Fuat Bulut/ÖZEL HABER

2 milyon nüfusu bulunan Diyarbakır, 6 Şubat’ta Maraş’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki büyük depremden büyük zarar gördü. Merkez Bağlar ve Yenişehir ilçesinde 7 bina yıkıldı, 409 vatandaş yaşamını yitirdi. Kentte en büyük hasar, 30-50 yıllık yapıların bulunduğu Bağlar’da yaşandı.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün deprem sonrası sahada yaptığı çalışmalarda 8 bin civarı orta ve ağır hasarlı bina tespit ederken, belediyeler şu ana kadar 65 yapıyı yıktı. Deprem sonrası artçı sarsıntıların yoğun olarak yaşandığı Şubat ayı boyunca evlerine gitmeyen ve kiralık ev arayışına giren vatandaşların bir kısmı fahiş fiyatlara rağmen taşınmak zorunda kalırken,  binlerce kişi de hasarlı evlerine dönmek zorunda kaldı.

VATANDAŞIN SESİNİ DUYAN VAR MI (3)

HASAR VAR, TEDBİR ALAN YOK!

400 bini aşkın nüfusuyla kentin en kalabalık ilçelerinden biri olan Bağlar’da pek çok kişi ağır veya orta hasarlı evlerde veya bitişik yapılarda ikamet ediyor. Bu nedenle günlük yaşamın eskisi gibi olmasa da devam ettiği ilçede hasarlı yapıların altında işyerleri de kepenk açıyor.

Faciaya davetiye çıkaran bu durum karşısında yerel yöneticilerin refleksi depremin ilk anlarındaki gibi değil. Daha önce şerit çekilen veya bariyer konulan birçok sokak, cadde ve bina çevresi de yaya geçişine açık.

“YAN BİNA YIKILACAK DİYE DİKEN ÜSTÜNDEYİZ”

Geçen hafta Çüngüş’te meydana gelen 2.9 ve 3 büyüklüğündeki iki depremin ardından Huzurevleri Semti’nde ağır hasarlı bir binanın kendiliğinden çökmesi, Bağlar’da zorunlu olarak evlerinde ikamet eden vatandaşları daha da tedirgin etmiş durumda. Yetkililere seslenen vatandaşlar, anayasanın 36. Maddesinde yer alan “Herkes temel insani gereksinimlerini karşılayabilecek, insan haysiyetine yakışır biçimde konut ve barınma hakkına sahiptir” ibaresini hatırlatarak, “Hem kiralar çok yüksek hem de ev yok. Bizlere bir çare bulsunlar. Ev bulsak devletin vereceği kira yardımı yetmeyecek, bu kez geçinme derdi ve ev sahibi ile karşı karşıya kalma durumu yaşayacağız. Etrafımızdaki binalar hasarlı, oturduğumuz bina da orta hasarlı. Bizim bina yıkılmasa her an yan binamız üzerimize yıkılacak diye diken üstündeyiz” dediler.