İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 3. gününde adliyenin konferans salonunda devam ediyor. Tutuklu sanık Rıza Keykukubad'ın ardından tutuklu sanık Mehtap Sayar savunma yaptı.
"FIRAT SARI, HER NE KADAR ARAMIZDA BİR İLİŞKİ OLDUĞUNU İDDİA ETSE DE BÖYLE BİR DURUM YOKTU"
Savunma yapan Mehtap Sayar, "Sanıklarla iş dışında alakam yok, çoğunu tanımıyorum. İşletme adı altında hastanelerle alakam yok. Reyap Hastanesi'nde yapılan bir usulsüzlük vardı. Fırat Sarı beni aradı bu üzüldüğü kim yapmış olabileceğini sordu. Ben kendisiyle hiç çalışmadım. Ben de diğer hemşireler gibi motivasyon ödemesi alıyordum" diye konuştu.
Mahkeme Başkanı, Sayar'a Fırat Sarı ile arasında geçen "'Coursof ilaçlarını ne yapacağız denetime gelmişler' konuşmasına ilişkin bir diyeceğin var mı?" diye sordu. Sayar, "Bu ilaçlar kullanılırdı, bizde yarım kalan ilaçları dolapta saklayıp, ihtiyacı olan hastalara aktarırdık" diye cevapladı.
Mahkeme Başkanı, Fırat Sarı'nın, Mehtap Sayar'a, "Mehtap neden tarihi geçmiş ilaçları kullanmadın" şeklindeki mesajını sordu. Sayar, "Bu tüm ilaçların hastaneden alınmasına yönelik bir konuşmaydı. Fırat Sarı, her ne kadar aramızda bir ilişki olduğunu iddia etse de böyle bir durum yoktu" ifadelerini kullandı.
"DENETİMCİNİN DOĞUKAN TAŞÇI'YA 15 GÜNE TEKRAR GELECEKLERİNİ HABER VERDİĞİNİ DUYDUM"
Mehtap Sayar savunmasının devamında, "Üç gün yaşayan bir bebeğin tedavi süreci için altı günlük bir tedavi süreci hazırlıyorlardı. Ben dahil birkaç hemşireden borç aldığını biliyorum Sarı bize hemen ödeyeceğini, tutuklanmadan bir sene önce vereceğini söyledi ancak biz istedikçe bu paraları parça parça veriyordu. İlaçların bir merkezde toplanıp, biriktirildiğinden haberim var. İlaç düşürme gibi bir yetkim yok, bu istekleri doktorlar yapıyordu. Başka bir hastaneye giden denetimle ilgili denetimcinin Doğukan Taşçı'ya 15 güne tekrar geleceklerini haber verdiğini duydum. Benim ilaç satıldığından haberim yoktu. İlaç satıyorum suçlamalarını reddediyorum" dedi.
"ECZANE, MİLADI YAKIN İLAÇLARI HASTANEYE DAĞITIYORDU, SİSTEM BU ŞEKİLDEYDİ"
Cumhuriyet Savcısı, Mehtap Sayar ve Hasan Basri Gök arasında geçen konuşmalara ilişkin, "İlaç satışı ile ilgili tape kaydı var. Kurye olayını anlamadım diyorsun ama teşekkür ederim diyerek kayıtların var" demesi üzerine sanık, "Konuşmuş olmak için konuştum, içeriğini sorgulamadım" dedi.
Sayar, Hasan Basri Gök ile arasında geçen "Her şey fazlasıyla uygunsuz" konuşmasına ilişkin, "Ben yeni hemşire olmuştum. Bir acil yoğun bakım doktorumuz yoğun bakıma gelmiyordu, denetim yapılmaya geldiğinde bu durumda rahatsız oldum. Bu yüzden böyle söyledim. Denetim sırasında çalışan listesi istediler, ama listeyi teslim edemedik, sorun yaşadım ve bu durumdan şikayetçi olduğum için yaptığım bir konuşmaydı. Eczane, miladı yakın ilaçları hastaneye dağıtıyordu, sistem bu şekildeydi" ifadelerini kullandı.
"ALDIĞIM HER PARAYI FIRAT SARI'YA VERİYORDUM"
Savunmasında Doğukan Taşçı'dan bahseden sanık Sayar, "Böyle işler yapmış olduğu ve sakıncalı bir insan olarak gördüğüm için Doğukan Taşçı'dan haz etmiyordum. Bebeklerin aç kaldığı iddialarına ilişkin bir bilgim yok, doktor bebeğe yazdığı beslenme şekli yoğun bakımda uygulanıyordu. Reyap Hastanesi'nin tüm cihazları son modeldi, bunların ayarlamasını ve oksijen miktarını doktorlar ayarlardı. Sadece bana değil tüm kıdemli hemşirelere motivasyon ödemesi yapılırdı. Karşı taraftan maddi bir menfaat sağlıyor olsaydım, daha fazla para alırdım, ama aldığım her parayı Fırat Sarı'ya veriyordum. Hasan Basri aracılığıyla coursof ilaçları almam için talimat aldım" diye konuştu.
Duruşmaya, verilen aranın ardından diğer sanıkların savunmalarına devam edilecek.