Günaydın Türkiye.

Günaydın sevgili Okurlarım.

Dünya Barış Günü, her yıl Eylül ayında kutlanıyor. Bu özel günde dünya çapında çatışmaların son bulması ve barışın sağlanması için bilinçlenme amaçlanıyor. Peki Dünya Barış Günü ne zaman, nasıl ortaya çıktı?

Bunu bir irdeleyelim.

Çoğumuzun bildiği gibi; Dünya Barış Günü, Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı üyesi ülkeler, barış içinde bir dünya mücadelesi görevini hatırlatmak amacıyla Almanya’nın 1939 yılında Polonya’yı işgal ederek İkinci Dünya Savaşı'nı başlattığı tarih olan 1 Eylül’ü “Dünya Barış Günü” olarak ilan edip kutlamıştır.

Ancak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 7 Eylül 2001 tarihinde aldığı kararla 21 Eylül, Barış Günü olarak kabul edilmiştir. Dünya Barış günü her yıl 2 farklı tarihte hatırlatılıyor ve kutlanıyor. İki tarihinde ortak özelliği uluslararası bir ateşkes ve kalıcı barışı temsil etmesi.

Barış Günü'nde dünya çapında çatışmaların önlenmesi ve barışın tesisi yolunda bilinçlenme amaçlanır.

Her 21 Eylül’de, Birleşmiş Milletler Merkezi’ndeki “Barış Çanı” çalınıyor. Savaşlardaki insani kıyımın anısına Japonya tarafından yaptırılan bu çan, dünyanın tüm kıtalarından çocukların bağışladıkları bozuk paralarla üretildi. Çanın üzerine, “Çok Yaşa Mutlak Barış” yazısı kazındı.

Hepimizin dileği;

Renk, din, dil, ırk ayırmadan, farklılıklarımızın zenginlik ve güzellikle kabul edildiği, kimsenin kimseden üstün olmadığı, savaşsız, sömürüsüz, çıkarsız, huzurun ve barışın egemen olduğu, kardeşçe yaşayacağımız bir dünya…

Acının, gözyaşının, savaşın olmadığı, sevginin, huzurun egemen olduğu, savaşların yaşanmadığı bir dünya umuduyla 1 Eylül Dünya Barış Günü'nü kutluyorum…

Barıştan korkmamak gerekir.

Peki barış ne demektir. İrdeleyelim.

Barış sözcüğü genel anlamda;

Kötülükten, kavgalardan, savaşlardan, kurtuluş; uyum, birlik, bütünlük, sükûnet, sessizlik, huzur içinde yaşamak olarak tanımlanır.

Barış; uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü anlamına gelir.

Barış; düşmanlığın olmaması demektir.

Eylül ayı barış ayıdır.

Haydi;

Hangi bölgeden, hangi coğrafyadan, hangi ırktan olursanız olun,

Kürt-Türk

Müslüman-Hıristiyan

Alevi-Sünni

Özetle renk, din, dil, ırk ayırmadan;

Hep birlikte el ele verelim hep bir ağızdan;

YAŞASIN BARIŞ diyelim.

YA ŞA SIN BA RIŞ

&

Kim ne demiş

Bir söz Alman düşünce adamı Karl Marx’dan;

“Başka bir halkı ezen bir halk, özgür olamaz.”

&

Bir söz de benden

Sayın Valim,

Barış şehri Diyarbekir’in tarihi köşklerine bir el atın.

Sahip çıkın.

&

YAŞAMAN LAZIM;

MASKE TAK,

MESAFEYE ÖZEN GÖSTER,

KENDİNİ ve ÇEVRENİ TEMİZ TUT.

Hurafelere kulak asma.

MASKE TAKMA ALIŞKANLIĞINA

DEVAM ET.

&

Türkiye Ne Zaman düzelir?

Ne zaman ki hep bir ağızdan BİR BİRİMİZİ VAR SAYAR, YAŞASIN BARIŞ dersek, işte o zaman Türkiye düzelir.

Şimdi de sıra haftanın öğüdünde

Kirveme öğütler

Kirvem;

Barış insanlar için Dicle Nehri kadar mazlum, Kırklar Dağı kadar kutsal, Diyarbekir Surları kadar ihtişamlı, Hewsel Bahçeleri kadar verimlidir değerini bilelim.

&

Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;

Geleceğimizi çalmayın.

Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

Sur içi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.

Şehrin eski adlarından biri, SUR İÇİNE VERİLSİN.

Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.

Daha da önemlisi,

Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerinin aynısı/tıpkısı bir biçimde yapılsın.

Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

Dostça kalın.