ÖZEL HABER- Güneş OCAĞA
Diyarbakır'da genel asayiş olaylarında önemli bir düşüş yaşandığını belirten Vali Murat Zorluoğlu, son dönemde çocuk istismarı vakalarında yüzde 14'lük bir artış yaşandığını açıkladı. Güneydoğu Ekspres'e konuşan Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Yürütme Kurulu üyesi Avukat Ayşegül Moray, istismar vakalarındaki bu artışların nedenlerini ve çözüm önerilerine anlattı.
ÇOCUK İSTİSMARININ ARTIŞ NEDENLERİ
Aile içi şiddet, yoksulluk ve psikolojik problemler gibi sosyo-ekonomik koşulların çocukları savunmasız hale getirdiğini belirten Moray, "Aile içi şiddet, yoksulluk ve aile içinde gelişebilecek psikolojik faktörler, çocukların korunmasız hale gelmesine neden olabilir. Bu tür sosyo-ekonomik koşullar, çocukların eğitim ve gelişim süreçlerini de olumsuz etkileyebilir. Hukuki açıdan, bu tür vakalarda devletin sosyal hizmetler yoluyla müdahale etmesi gerekmektedir. Aile içi şiddete yönelik yasalarının etkili uygulanmaması, çocuğun cinsel istismarı suçunun artış nedenlerinden sayılabilir" dedi.
EĞİTİM VE FARKINDALIK EKSİKLİKLERİ
Toplumda çocuk hakları ve cinsel istismar konularındaki farkındalığın yetersiz olduğunu vurgulayan Moray, "Çocuk hakları ve çocukların cinsel istismarı suçu konusundaki eksiklikler, mağdur çocukların korunmasını zorlaştırmaktadır. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun etkili uygulanması, çocuk istismarını engellemeye yönelik önemli bir adımdır. Ancak, toplumda ve özellikle eğitim düzeyinde bu konuda farkındalık artışı sağlanmalıdır" diye konuştu.
DİJİTAL ORTAMDA ÇOCUK İSTİSMARI
Dijital ortamdaki çocuk istismarlarına karşı yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi gerektiğini dile getiren Moray, "Çocukların dijital ortamlarda karşılaştığı riskler arttıkça, bu alandaki yasal düzenlemelerin de güçlendirilmesi gerekmektedir. İnternetteki çocuk pornografisi ve çevrimiçi istismar vakaları, hukuki açıdan cezai yaptırımlar gerektiren suçlardır. Türk Ceza Kanunu (TCK) 103. maddesi, çocukların cinsel istismarına dair açık hükümler içermektedir ve bu tür vakalar dijital medya üzerinden gerçekleştiriliyorsa, ilgili yasaların dijital ortamda da etkin bir şekilde uygulanması gerekmektedir" ifadesinde bulundu.
İSTİSMARA KARŞI EĞİTİM VE FARKINDALIK
Çocuğun cinsel istismarının önlenmesi için hangi çalışmaların yapılması gerektiğine dair de önemli uyarılarda bulunan Moray, "Toplumda çocuk hakları, cinsel istismar ve çocukların vücut bütünlüğü hakkında yaygın bir eğitim programı uygulanmalıdır. Eğitim, sadece çocukları değil, ebeveynleri, öğretmenleri de kapsamalıdır. Çocuk hakları konusunda devletin eğitim müfredatlarında düzenlemeler yapması, ulusal bir politika haline getirilmelidir" diye konuştu.
ERKEN MÜDAHALE VE YASAL DÜZENLEME
Çocuk istismarı vakalarının genelde gizli kaldığına dikkat çeken Moray, şöyle devam etti:
"Mağdur çocuk çoğu zaman, maruz kaldığı istismarı söyleme cesaretine sahip olmayabiliyor. Bu nedenle, devletin çocuk istismarını erken tespit ve müdahale etmeye yönelik düzenlemeler yapması gereklidir. Aile içi cinsel istismar şüphesi durumunda yasal düzenlemeler doğrultusunda hemen soruşturma başlatılmalı, mağdurların korunması için kanunda yazılı koruyucu, önleyici ve destekleyici tedbirler alınmalıdır. Okullarda ve çocukların yoğun olduğu diğer alanlarda ise çocuklar için güvenli alanlar oluşturulmalıdır. Çocukları istismardan koruyacak yasa tasarıları, her düzeyde hukuki düzenlemeyle güçlendirilmelidir. Özellikle Çocuk Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nun çocukları koruyan hükümleri etkin bir şekilde uygulanmalıdır."
YARGILAMA SÜRECİ VE HUKUKİ ZORLUKLAR
İstismarcı kişilerin yeteri kadar cezalandırılmadığına işaret eden Moray, "Çocuk istismarı dosyalarında, istismara uğrayan çocukların ifadelerinin alınma usulü diğer ceza yargılamasındaki diğer ifadelere göre farklılık göstermektedir. Çocuğa ikincil travma yaşatmamak ve çocuğun adalet sisteminde örselenmesine neden olmamak adına Çocuk İzlem Merkezlerinde ifade alınmaktadır. Adli psikologların ve uzmanların desteğiyle, mağdur çocukların ifadelerinin alınması yasal olarak zorunlu tutulmuştur. Bunun yanında, yasal süreçlerdeki gecikmeler, mağdur çocukların yargılama sürecine dair güvenini zedeleyebilir" dedi.
CEZAİ YAPTIRIMLAR
Cezai yaptırımların daha caydırıcı hale getirilmesi gerektiğin vurgulayan Moray, şöyle devam etti:
"Türk Ceza Kanunu (TCK) 103. maddesi, çocukların cinsel istismarına yönelik açık cezai hükümler içermektedir. Ancak, uygulamada bazı eksiklikler ve ceza oranlarının yetersizliği söz konusu olabilmektedir. Çocuğun cinsel istismarı suçunda faile uygulanan cezalar, her dosyada etkin bir şekilde uygulanmayabilir ve bu sebeple sonuçsuz kalabilir. Cezai yaptırımların daha caydırıcı hale getirilmesi, özellikle istismarın tekrarı ve mağdurların adalet sistemine güveni üzerinde daha fazla etki yaratacaktır. Çocuğun cinsel istismarı suçunun faillerine yönelik cezaların adil bir şekilde uygulanıp uygulanmadığı, adalet sisteminin etkin olup olmadığı ile doğrudan ilişkilidir. Bu noktada, ceza yargılaması ve infaz sisteminin çocuk hakları konusunda duyarlı hale getirilmesi önemlidir."