ÖZEL HABER - Mehmet Rumet SOYLU / Veli BALTACİ
Bu dikkat çekecek bir durum medeniyet sahipleri için ve böylece her dem herkesin ilgisinin başkenti olmuştur tarih boyunca.
Kimi zaman işgale gelen Roma ve Moğol generalleri zapt u rapt altına alamadıkları için talan etmişler, tarihe bir renk olarak düşmesin diye kenti yağmalamışlardır. Kimi zaman da direngenliği ve her talan karşısında yeniden yaşama kabiliyetinden dolayı ilgi odağı olmuş ve Büyük Tigran ve Mervaniler tarafından başkentlilikle mükafatlandırılmıştır.
SİLVAN’IN KÖKLÜ GEÇMİŞİ
Kimi kaynaklar bir Urartu kenti der kimi kayıtlarda da bir Asur merkezi olarak geçer ama genel kanı M.Ö 85 – 69 yılları arasında Büyük Tigran tarafından kurulan Tigranokerta olduğu kabul edilir. Ki bu isim, bilinen en eski ismidir Silvan’ın.
M.Ö 77 yıllarında bir imparatorluk başkenti olan Silvan’ın nüfusu 300 binlere kadar ulaşmıştır. Savaşlar ve işgallerle meşgul olan kent bir yandan da tüm bölgenin gözbebeği olma halini koruyabilmiştir. M.S büyük ve yıkıcı savaşlar sonrasında Sasaniler’in hükmü sürmüştür bir süre. Tam da bu dönemde Diyarbakır Kalesi yeniden tadilat görerek bu günkü halini almıştır. 387 yılında Roma İmparatorluğu iler ortak yönetmeye başladılar Silvan’ı.
Tıp bilgini Mar Marutha, İran hükümdarı tarafından öldürülen Hıristiyan askerlerinden 40 Hıristiyan şehidin kemiklerini Silvan’a getirip gömdükten sonra Bizanslılar buraya Matryropolis (Şehitler şehri) adını resmen vermişlerdir. 530’lı yıllara gelindiğinde imparator Justinianoplois Silvan Kalesi’ni ciddi bir tamirattan geçirterek bu günkü son haline gelmesini sağlamıştır.
HER GELEN İSTİLA ETTİ
639 yılında İslam orduları Silvan’ı fethederek Bizanslıların hükümranlığına son verdiler. Ondan sonraları Hamdaniler, Mervaniler, Selçuklu İmparatorluğu, Artuklular, Eyyubiler, Akkoyunlular ve İlhanlılar tarafından mütemadiyen istila edilen kent, her gelen istilacıya karşı ayakta durabilmeyi başarmıştır.
Şehri ele geçiren her medeniyet kendinden bir şey katarak geçip gittiler. Bu vesile ile tarihe mal olan birçok eser kalmıştır kentin sınırları içinde.
MERVANİLERİN BAŞKENTİ OLDU
Ortaçağ’da da İslam döneminde de bölgenin en parlak ve ilgi gören merkezi konumunda olmuştur. Meyyafarqîn olarak Mervaniler’e başkentlik yapan kent, Artuklu devletinin ikinci başkenti ve Eyyubiler’in de merkezi konumda olmuştur.
Şehir surlarla çevrili ve yüksekliği 25 metreyi geçen dünyanın tek dolgu sistemi ile yapılmış olan bir yerleşim birimidir. Zembîlfiroş Burcu ki büyük bir aşk efsanesinin geçtiği yer olarak kabul görür ve dünyanın en geniş taş kemerli köprüsü olan Malabadi Köprüsü de Silvan’ın sınırları içindedir. Ayrıca, bölgenin en büyük camilerinden biri olarak kabul edilen ve Bizans bazilikan sütunları kullanılarak yapılan Selahaddin-i Eyyubi Camisi, Karabehlülbey Camisi, Kıldan Kilisesi, Eyyubi Cami(Kırık Minare), Boşat Kalesi, Helda ve Şemak kaleleri ile tarihin önemli hikayelerini konuk ediyor bağrında.
Temtemburg ve Hemido Mağarası ile birbirine koridorlarla bağlı 300 odadan oluşan ve Paleotik Çağ’dan kalma Hasuni Mağaraları ve Hasuni Kilisesi görülmeye değer yerlerdendir.
Sadece Silvan’a has her yılın 14 Mayıs’ında kutlanan ‘Serê Gulanê’ ve ‘Serhivde’ şenlikleri yüzyıllardan bu yanadır devam eden güzel bir etkinlik olarak hafızalarda yer edinir.