Günaydın Türkiye.

Günaydın sevgili Okurlarım.

Bugün bir fıkrayla söze başlayayım istedim.

Fıkra şöyle.

Sakallı Celal'i bilir misiniz? Duvarında Karl Marx portresi asılıymış, arama yapan komiser "Kim bu?" diye sormuş, Sakallı Celal de "Rahmetli babam" demiş.

Komiserin yorumu muhteşemdir: "Rahmetli baban ne kadar nur yüzlü, ne kadar mütedeyyin, ne muhterem bir adammış... Sen neden ona çekmedin?

Hani Aziz Nesin’in evini ararlarken; er Meydan Larousse adlı ansiklopediyi görünce, mal bulmuş mağribi gibi;

“Tamam buldum komutanım, buldum meydanda rusu buldum.” diye bağırmış ya…

İşte o mesele.

&

Bir bakalım kimler ne demiş.

Bu da Türk yazar ve İlahiyatçı İhsan ELİAÇIK’tan;

'Kurban kesmek' diye bir farz yok.

Şiddetin her türlüsünü bitirin, hayvan kanı akıtmayın, hele Allah için sakın bunu yapmayın.

Parasını ihtiyaç sahiplerine infak edin (verin, dağıtın).

“Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat O’na sizin takvanız ulaşır." (Hacc 37).

Ulaşmaz değil; vurguyla 'asla' ulaşmaz (len yenâle) diyor et, kan, bağırsak, dana, deri hiçbiri 'asla' ulaşmaz...

  1. İslam'da kurbanı olduğunu savunanlar boş konuşuyor, dindeki yerini bilmiyorlar.

Kuran'da böyle farz yok.

Kurban farz değil vacip söyleminin içi boş. Kevser suresi derler. "O halde rabbin için destek iste ve güçlüklere göğüs ger" denir surede. Nerede kurban? Peygamberin Medine'de 10 yıl boyunca her bayramda ibadet amacıyla kurban kestiğine dair bir bilgi de yok.

Farz değil, vacip değil, sünnet müstehap hiç bir şey değil, sırf gelenek görenek, dinde yeri kesinlike yok.

Ey cemaat-i müslimin! Boş yere borca girerek, krediler çekerek kurban kesmeyin. Böyle bir farz, dini mükellefiyet yok. Ne farz, ne vacip, sünnet bile değil, dinde yeri yok. Ne peki? Gelenek, görenek, dedenizden gördüğünüz, ebenizden duyduğunuz, hepsi bu.

Buna yorum yapmak bana düşmez. Sözü Diyanet İşleri Başkanlığına bırakıyorum.

Uzun zamandır böyle bir din adamı görmemiştim.

Bakın Mustafa Efe adlı bir hafız ne demiş.

"Kurbandan önce gıybeti kes, yalan söylemeyi kes, haram yemeyi kes."

Eli öpülesiye bir insan.

&

Bir söz de benden

Anadolu'da çok sevdiğim bir söz var: "Bizim gelin bizden kaçar, başını örter kıçını açar." derler.

&

YAŞAMAN LAZIM;

MASKE TAK,

MESAFEYE ÖZEN GÖSTER,

KENDİNİ ve ÇEVRENİ TEMİZ TUT.

Hurafelere kulak asma.

MASKE TAKMA ALIŞKANLIĞINA

DEVAM ET.

&

Türkiye Ne Zaman düzelir?

Duyacağız, göreceğiz, konuşacağız. İşte o zaman Türkiye düzelir.

&

Şimdi de sıra haftanın öğüdünde

Kirveme öğütler

Ali Şeriati, "Haram lokma yerken besmele çeken insanlardan tiksindim."

Ben de aynı şeyleri düşünüyorum Kirvem.

&

Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;

Geleceğimizi çalmayın.

Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

Sur içi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.

Şehrin eski adlarından biri, SUR İÇİNE VERİLSİN.

Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.

Daha da önemlisi,

Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerinin aynısı/tıpkısı bir biçimde yapılsın.

Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

Dostça kalın.