Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Neslihan Özyurt, meme kanseri hakkında açıklamalarda bulundu. Meme kanserinde görülebilecek belirtilere değinen Uzm. Dr. Neslihan Özyurt, “Meme kanseri belirtileri meme başından kanlı veya şeffaf akıntı, memede veya koltuk altında ağrılı ya da ağrısız ele gelen kitle olarak karşımıza çıkmaktadır. Meme başının içeri doğru çekilmesi, çökmesi veya şekil bozukluğu, meme başı derisinde soyulma, kabuklaşma, meme cildinde yara, kızarıklık veya portakal kabuğu görünümü benzeri ödem, şişlik ve büyüme, şekil bozukluğu veya asimetri olması da görülen diğer belirtiler arasındadır. Bu gibi bulgular ortaya çıktığında en kısa sürede doktora başvurulmalıdır” diye konuştu.

“HAREKETSİZ YAŞAM MEME KANSERİ RİSKİNİ ARTIRIYOR”

Uzm. Dr. Özyurt, meme kanserinin risk faktörleri ile ilgili şunları söyledi:

“Meme kanseri risk faktörleri yaş, ırk, sigara ve alkol kullanımı, kırmızı et ve doymuş yağlardan fazla beslenme, hareketsiz yaşam, uzun süre adet görmek (12 yaşından önce başlaması, 55 yaşından sonrasında da sürmesi), hiç doğum yapmamış olmak veya ilk çocuğunu 30 yaşından sonra doğurmaktır. Bilinenin aksine, meme kanseri tanısı almış vakaların sadece yüzde 10’u kalıtsaldır. Birinci derece akrabasında meme kanseri olan kişide risk iki kat artar. Birinci derece 2 akrabasında olması riski 3’e katlar. Kesin olmamakla birlikte, babasında veya erkek kardeşinde meme kanseri olan kadınlarda da meme kanseri riski artmaktadır.”

“TARAMA TESTLERİ İLE ERKEN EVREDE YAKALANABİLİR”

Kanseri erken evrede yakalamak için tarama testleri yapıldığını söyleyen Uzm. Dr. Özyurt, bu tarama testlerinin amacının, henüz belirtiler ortaya çıkmadan kanseri teşhis etmek olduğunu söyledi. Belirtiler ortaya çıktığında hastalığın çoğu zaman ileri evrede olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Özyurt, “Erken evrelerde tespit edilirse, hastaların yüzde 90’ından fazlası normal yaşamını sürdürmektedir. Bu yüzden Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2004 yılından bu yana meme kanserinde erken teşhisin önemi ve meme kanseri farkındalığının vurgulanması amacıyla ekim ayı ‘Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı’ olarak belirlenmiştir. Ekim ayında hastalığın farkındalığının artması amacıyla eğitim faaliyetleri yürütülmekte, insanların tarama programlarına ilgi göstermesi sağlanmaya çalışılmaktadır. Ülkemizde 40-69 yaş arasındaki kadınlara, iki yılda bir mamografi ve 40 yaşından itibaren yılda bir kez de doktora meme muayenesi için başvuruyla tarama önerilmektedir. Eğer birinci derece yakınlarında meme kanseri tanısı alan kişi varsa, bu muayeneler kanser tanısı alan akrabanın tanı aldığı yaştan 5 yıl öncesinden başlamalıdır” ifadelerine yer verdi.

ERKEN TEŞHİSİN DİĞER YOLLARI

Erken tanı için başvurabilecek diğer seçenekleri anlatan Uzm. Dr. Özyurt, “Meme ultrasonografisi, gerekli durumlarda meme MR’ı ve kan testleri gibi testleridir. Memede kitle saptandıktan sonra buraya yapılan biyopsinin patolojik incelemesiyle tanı konulur. Sistemik görüntüleme yöntemleri ile hastalık evrelendikten sonra tedavi kararı verilir. Meme kanserinin tedavisinde cerrahi, radyoterapi, kemoterapi, hormonal tedaviler, immünoterapi ve hedefe yönelik tedaviler hastanın sahip olduğu evreye göre uygulanır” diye konuştu.

MEME KANSERİNDEN KORUNMAK İÇİN TAVSİYELER

Meme kanserinden korunmak için önerilerde bulunan Medical Park Ordu Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Neslihan Özyurt, “Sigarayı bırakmak başta olmak üzere, kilo kontrolü, dengeli ve sağlıklı beslenme oldukça önemlidir. Sigara ve alkolden kaçınılması, haftada en az 1,5 - 2,5 saatlik tempolu yürüyüşler (riski yüzde 18 azaltır), doğum sonrası en az 2 yıl emzirme, stresten kaçınılması, rutin tarama testlerine uyulmasına dikkat edilmelidir. Ailesinde meme kanseri olan bireylerin kendilerinde bu hastalığın sıklığının artmış olabileceğini düşünerek genetik danışma alması ve daha erken yaşta tarama kontrollerine başlaması önerilir” ifadelerine yer verdi. (İHA)