Gecelerim soğuk gülüm, günler  puslu… Çiçekler soluyor yokluğunda. Yokluğunda her şey değişiyor. Tanıdık yüzler yaşlanıyor usulca… Yaşlılar ölüyor. Şehir eskiyor, tanıdık yüzler kayboluyor. Sokaklarda eskisi gibi koşamıyor çocuklar. Bisiklete binemiyor, ağaçlara tırmanamıyor… Çiçekleri koklayamıyor.

     Korkularım tüm umutlarımı tüketiyor yaşama dair. Korkularım yüzümü de değiştirmiş… Güleç yüzümü ben de özledim. Neden bu denli karamsar oldum bilmiyorum. Yalnız, güneşi balçıkla sıvamışlar onu biliyorum. Küf, ceset ve yalnızlık kokuyor şehir. Yüreğim daralıyor, nefes alamıyorum, dağlar üstüme geliyor…

     Şehir değişti gülüm, eskiden slogan yazılan duvarlar, şimdilerde iyice küflendi, dökülüyor. Balkonlardan aşağıya sardunyalar, sarmaşıklar sarkmıyor artık. Vita tenekelerinde reyhanlar, karanfiller yetişmiyor. Meydanlar da boş, arka sokaklara sarhoşlar kusuyor. Şehir de değişti, insanlar da.

     Şarkılar da değişti biz farkına varmadan, biliyor musun? Türküler sustu, bağlamalar kırıldı. Artık İspanyol paça pantolonlar giymiyor kalın bıyıklı erkekler, kadınlara, kızlara sorsan bermudayı bilmezler. Ruhi Su’nun şarkılar çalınmıyor, Sadık Gürbüz gurbet türküleri söylemiyor geceleri. Gençlerin ağzında bir “Şaka Şuka”dır gidiyor. Bazen düşünüyorum da, hayata geç mi kaldım acaba, ya neden her geçen gün yabancılaşıyorum…

     Korkuyorum gülüm, yabancı bir memlekette sorgulanan bir mülteci gibi dilsizim. Ruhum yanıyor… Ruhumun yangınında tükeniyor umutlarım. Yalnızım… Yalnızlık keskin bıçak gibi vurmuş sırtımdan beni. Kanamaktayım.

Ben bu şehri seviyorum gülüm, şehir beni sevmese bile. Tüm benliğimle, kişiliğimle, duygularımla, sözlerimle, şiirlerimle, şarkılarımla bu şehre aitim ben. Bu şehri iyi tanıyorum, o beni tanımasa bile. Korkuyorum, şarkılarım kayıp mutluluklarım yarım…

     Ben bu şehri seviyorum gülüm, şehir beni sevmese bile. Kıyılarına vuran umutları topluyorum ay ışığında. Rüzgarında saklıyor, o kayıp gülücükleri, bulvarlarında ışıltıyla akıyor özlemlerim sonra yabancılaşıyorum bu şehre, şehir eskiyor gözlerimin önünde.

     Hayatımızda her şey mükemmel olsun diye bir hayalimiz yok, biraz dürüstlük, biraz samimiyet, içten bir gülümseme, sıcak bir bakış istemek çok mu?

Değişirse değişsin şehir, insan aynı kalsın; yüreğinde sevgi büyüten, gözlerinden ışıltı saçan, samimiyet kokan insan.

     Değişirse değişsin şehir, insan değişmesin. Bencilleşmesin, zalimleşmesin, hak yemesin, güçsüzü ezmesin, gözlerinden ateş çıkmasın, dili zehirli olmasın, çiçekleri dalında koklasın, çocukların başını okşasın, onlara masallar anlatsın. Kadına aşkla sarılsın, sevgiyi kutsasın.  

     Değişirse değişsin şehir, insan değişmesin.