Neden bu, hep bizim kaderimiz oluyor, anlayamıyorum.

Diyarbekir’im sahipsiz kalmışken,

Sorunları gırtlağa kadar gelmişken,

Hele hele eski Diyarbekir yani Sur içi perperişanken.

Diyarbekir çaresiz,

Diyarbekir hizmete aç,

Diyarbekir dertli,

Diyarbekir be ilaç.  R Y

Diyarbekir bu haldeyken, günlerdir yazdığım bir yığın sorunlarla boğuşurken, kalkıp siyaset yazmayı, bilinenler üzerinde ahkâm kesmeyi hiç de doğru bulmuyorum.

                                 &

Bugünkü siyasi gelişmeler hiç de yeni değil…

Neymiş yeni parti kurulacakmış da,

Bu günkü hükümet düşürülecekmiş de,

Yerine daha özgürlükçü, daha demokrat, ekonomiyi iyi bilen, sosyal, politik birileri gelecekmiş de.

Yani; Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan.   

Bırakın bunları Allah aşkına…

Görevdeyken neden gereğini yapmadılar.

Aynı dönemin cumhurbaşkanı, başbakanı, bakanları, milletvekilleri değiller miydi?

Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine savunanlar bunlar değil miydi?

Ülkem bir tarım ülkesiyken, nasıl oldu da bir ithal ürünler cenneti oldu? Bunlar olurken iktidarda değiller miydi?

En üst düzey makamlarda onlar değil miydi?

Düne kadar olan-bitenlerin altında imzası olan bunlar değil miydi?

Özetle bir günah varsa onların da günahı Recep Tayyip Erdoğan’dan az değil.

Neymiş bu ülkeyi bu ellerde bırakmaya gönülleri razı olmuyormuş.

Benim bildiğim, bu yolda getirilenler gidenleri sonunda hep aratmışlardır.

Yahu madem öyle; bırakın iktidardayken bitsinler. Bir halk deyimidir, rezil rüsva olsunlar.

Yoksa sağın halkın nazarında bitmesine gönlünüz mü razı olmuyor. Büyük babalar buna izin mi vermiyor?

Sanki öyle mi ne…

                                  &

Kaba bir biçimde detaya inmeden geçmişe bir göz atalım isterseniz.

1960 ihtilali,

1971 harekatı,

1980 sol kıyımı, taze beyinlerin hapishanelerde işkenceyle yok edilmesi… Kısa keselim. Bunların emperyalizmin elli yıllık, hatta yüz yıllık kendini ayakta tutma projeleridir.

27 Mayıs 1960 kim iktidardaydı?

Demokrat Parti ve Adnan Menderes,

Yerine kimler geldi?

Adalet Partisi ve malum lideri

12 Mart 1971 de kim iktidardaydı?

Adalet Partisi ve de Süleyman Demirel,

Yerine kimler getirildi;  AP-MHP-MSP koalisyonu "Milliyetçi Cephe" sonrasında ise 1. MC olarak tarihe geçti. Sonra 2. MC, 3. MC…

12 Eylül 1980 de hangi hükümet iktidardaydı?

Azınlık hükümeti ve Başbakanı yine malum kişi idi,

Yerine kimler geldi?

ANAP Hükümeti ve lideri Turgut Özal…

Tarih hep tekerrür etmiş, kararmışın yerine birazcık grileştirilmişi gelmiş.

Sakın bilgiçlik tasladığımı sanmayım. Ben yaşta ve okuyan, araştıran beyinlerin hepsi bilir bunları.

Şimdilerde neler oluyor? Emin olun aynısı, tekerrür… Yeni bir ya da iki parti kurulacak.

Sizi bilmem ama bence nedeni çok belli.

Kararmışın yerine biraz daha grileştirilmişi getirilmeye çalışılıyor. Yani sağın halkın gözünde bitmesi engelleniyor.

Yani sosyal demokratlara nefes almak sınırlı, sola ise zaten yaşam hakkı yok.

Varsa yoksa yıpranmışların yerine emperyalizme daha iyi hizmet sunacaklara yer açmak.

Bunları yazmakla, Amerika’yı yeniden keşfetmek gibi bir iddiam var anlamına gelmesin. Ben yaşlardaki çoğu insanın bildikleri şeyler bunlar.

Sizce bu delikanlılarda gerçekten parti kurabilecek yürek var mı?

Bence yok…

Yalnızca bir anımsatmak istedim. Hepsi o kadar.

Günün sözü;

Siyaset kan kaybetmeye devam ediyor.

Ve bekleyin, Eylül ayına doğru siyaset yeniden yapılandırılacaktır bence, Nokta

                             &

Şimdi de sıra haftanın öğüdünde;

Kirveme öğütler;

Kirvem, en çok korunanlar, en erken küflenenler olmuştur. İşte Hitler, işte Saddam…

Güzel bir hafta dileğiyle,

Dostça kalın…

Anzele; büyük bir Balıklıgöl haline getirip, turizme kazandırılsın…  

“Diyarbekir 5 Nolu Cezaevi, MÜZEYE dönüştürülsün.”

“SUR İÇİ; DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ OLSUN.”

 “ŞEHRİN STADI, ŞEHRİN ÖZGÜRLÜK MEYDANI OLSUN.”

Daha da önemlisi;

YAKIP YIKILAN BÖLGELERDE EVLER, ASLINA UYGUN VE DİYARBEKİR EVLERİNE YAKIŞIR BİR BİÇİMDE YAPILSIN.

Ve ve sevgili meslektaşlarım dernek yöneticileri, STK üyeleri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Körtik Tepe, Hilar mağaralarını, Bırkleyn Mağaralarını ve gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim