Futbol günümüzde çok büyük sermayeler harcanan, endüstri haline dönüşen bir spor dalı konumunda. Peki bu sporu daha etkileyici, daha akıcı kılmanın yolu? İngiltere, İspanya, Almanya, Fransa. Bu tarz ülkelerde oynanan futbolla bizim ülkemizde oynanan futbolun arasındaki makasın açılmasını birçok nedene bağlayabiliriz. Oyuncu kalitesi, ekonomik güç bu nedenler arasında gösterebiliriz. Ancak bir şekilde bu sermayeleri ve oyuncu kalitelerini yakalamış olsak bile, bu akıcı futbolu oynamak için zeminlerimizin durumu çok iyi seviyede değil.

Ülkemizde devlet destekli birçok ilimizde şehir stadyumları yenilenmeye alındı. Pek çok ilde eski sahalar ve stadyumlar yerini modern stadyumlara bıraktı. Beşiktaş ve Galatasaray gibi büyük takımlar stadyumlarını yenilediler. Peki değişen herhangi bir şey? Maalesef sahaların zeminleri yine çok kötü durumda.Devletin yapmış olduğu onca güzel stadyumların zeminleri, kulüp başkanları tarafından pek dikkate alınmıyor olacak ki zeminler gün geçtikçe geriye gidiyor. En ufak bir hava değişiminde modern sahalarımızın zemini hemen bu durumdan etkilenip top oynanmaz hale geliyor. Bunun en önemli göstergelerinden bir tanesi Galatasaray maçında gözler önüne geldi. Geçtiğimiz sezon kazanılan penaltı atışından önce Galatasaraylı futbolcular, penaltı atışını rahat kullanabilmek adına penaltı noktasındaki oluşan çukurları doldurmaya çalışırken görüntülendi. Futbolun akıcılığından ziyade, milyonlar harcanarak transferi sağlanan futbolcuların sağlığı da bozuk zeminlerden dolayı tehlikede.

Almanya federasyonun aldığı bir karar emsal teşkil etmeli. Alt ligden üst lige çıkan bir takımın saha standartları UEFA kriterlerine uygun olsa bile, zeminin kötü olmasından kaynaklı olarak saha zeminini iyileştirmeden o stadyumda maç oynanmasını engelledi. Saha zemini aynı zamanda ligin de marka değerini arttırıyor veya azaltıyor. Göze hoş gelen futbol izletmek önemli. Ancak göze hoş gelen bir ambiyansın içinde güzel futbol izletmek seyir zevki açısından daha önemli.