Öğretmenim,

Bir çocuk farkında değilmiş gibi görünse de, kendisine verilen en küçük sevgi tanesini asla unutmaz; kalbinin en derin ceplerinde saklar onu. Sizin bize sunduğunuz sevgi, hayat yolumuzda ışık olup geleceğimizi aydınlattı. Şimdi çocukluğuma dönüp baktığımda, öğretmeninin kanatlarının altına sığınmış, ona hayranlıkla bakan minik yürekleri çok net izleyebiliyorum. Belleğime kazınan bu harika görüntü, bir öğrenci için dünyadaki tüm tablolara bedeldir.

En arka sırada oturan, sessiz ve kimsesiz çocuğun elinden tutan sizdiniz. Sizdiniz yine sevgi eli değmeyen başları okşayan. Bir çocuğun bakışındaki hüznü fark eden, ince giysileri ile üşümesin diye kıyafetler hediye eden. Kim bilir kaç çocuğun yüreğine güneş, hayallerine kavuşmasına köprü oldunuz?

Türkçe, Matematik ve Hayat Bilgisi bir şekilde öğrenilirdi ama hayallerin için çabalamak,  ülkene karşı vicdanlı bir insan olmak ve en önemlisi tüm canlılara merhamet gösterebilmek kitaplardan öğrenilemezdi; bu duyguların içimizde yeşermesini ve özümüze yerleşmesini sağlayan yine sizdiniz.

“Çocuklar bu ülkenin geleceği sizlere emanet.” derdiniz, her fırsatta. Evet, o gelecek bizimdiama ona ulaşmak için yolumuza fener tutan, düştüğümüzde elini uzatan, kaybolduğumuzda doğru yolu tarif eden sizdiniz. Sizin ışığınızla vardığımız bu gelecekte, şimdi benim gibi çoğu öğrenciniz de başka çocukların yoluna fener tutuyor öğretmenim; sizin ayak izinizi gururla takip ediyor.

Sadece okuma, yazma, toplama, çıkarma değildi ki bize öğrettikleriniz. Bir çocuğun gözlerinden çektiği sıkıntıyı anlayabilmek, ruhundaki kırıklıkları fark edip onu onarmak için çabalamak, masum kalbindeki yaraları iyileştirebilmek için şefkatini esirgememek, bize sizden kalan en güzel miras öğretmenim.

Şimdi hangi teşekkür, hangi minnet dolu sözler, size karşı olan duygularımı tam ifade etmeme yetebilir ki? Kelimelerin kifayetsizliği yüzünden size olan sevgimi, saygımı tam anlatamamış olsam da öğretmen olunca öğrendiğim bir şey var; öğrencinle kurduğun kalp bağı, en süslü cümleleri bile gölgede bırakır. Öğrencinin öğretmenini uzaktangördüğünde koşarak gelmesi, ufacık kolları ile ona sarılması, okşanan başına karşılık sımsıcak gülümsemesini öğretmenine göndermesi, “Ben büyüyünce öğretmenim gibi olacağım.” demesi ve yıllar sonra arayıp başarılarını, ulaştığı hayallerini anlatması zaten en büyük ödül değil midir?

Şimdi ben de bu satırlardaki kelimelerin eşliğinde size koşarak, sımsıkı sarılıyorum; mektubumu okurken dolan gözlerinize minnet dolu gülüşümü gönderiyorum ve gururla söylüyorum: “Ben büyüyünce öğretmenim gibi oldum.”