Bir şehir düşünün; geçmişi taşlara kazınmış, surlarında tarih fısıldanır, sokaklarında kültür akar. Bu şehir Diyarbakır.
Her sabah çocuklarımızın yüzündeki gülümsemeyle güne başlamak, anne ve babalar için dünyanın en büyük mutluluğu.
Yaz günlerinin kavurucu sıcağında, elimize geçen ilk buzlu içeceğe sarılmak artık bir alışkanlık hâline geldi.
Nükleer silahlar, insanlık tarihinin en yıkıcı teknolojik ürünleri arasında yer alır. Büyük bir yıkım gücüne sahip olan bu silahlar, sadece kullanıldıkları anda değil, uzun vadede de insanlık ve doğa...
Geçenlerde “Küçük bir kıvılcımın bedeli, koca alanların yok olması” başlığıyla bir yazı yazmıştım.
Okul zili son kez çaldı, defterler rafa kalktı, yaz tatili başladı. Çocuklar için bir özgürlük dönemi. Peki ya anne babalar için?
Bir damla su… Basit gibi görünür belki ama aslında hayatın ta kendisidir bir damla su.
Yaz aylarında daha rahat edebilmek için tercih ettiğimiz bir şeylerden biri de ‘duş almak’ ya da ‘havuz-deniz’ ikilisi ile iyi diyaloglar geliştirmektir.
Yaz mevsimi, doğanın en cömert zamanıdır. Güneş gökyüzünü aydınlatır, içimizi ısıtır, tatil planları yapılır, sahiller dolup taşar.
En son Sivas’ın Zara İlçesi’nde bir yurttaş vücuduna yapışmış 3 keneyi kendi imkanlarıyla çıkartmasından bir süre sonra fenalaşarak öldü. Bu yıl içinde kene ısırığı nedeniyle ölenlerin sayısı 8’i buld...
Yaz ayları gelip çattığında, hepimizin gözleri ormanlara çevrilir. Her yıl içimizi yakan haberleri üzülerek takip ederiz.
Ticaret başlı başına bir bilim dalıdır sanırım. Herkes ticaret yapamaz dersek yeridir.
Bu bağlantı sizi https://www.guneydoguekspres.com dışındaki bir siteye yönlendiriyor.