1930’lı yıllarında, dönemin Diyarbekir Valisi Nizamettin Bey denilen ‘coğrafya katili’ biri, Kürde karşı içindeki kin ve nefreti başka şeylerle kusmaya karar verdi.
Sağlık, eğitim ve adalet. Medeni ölçülerde yaşamanın olmazsa olmaz 3 ayağı.
Başlık bir hesap sorma değil, gerçekten öğrenmek istediğim bir konu. Özellikle şehir merkezinin Diyarbakırlılara artık cevap olmadığı hepimizin malumu.
Birkaç defa daha Diyarbakır trafiği ile alakalı görüşlerimi belirten paylaşımlarda bulunmuştum.
Hayat, sorun ve dertlerle meşgul bir durum. "Herkesin bir derdi var durur içerisinde" şarkısını hepimiz duymuşuzdur.
Yazının tümünü okumadan hemen bir yargıya varmayın derim. Doğrusunu söylemek gerekirse başlığa bir de gülücük emojisi eklemek istedim ama olmazdı.
Sahte diploma meselesi, sadece bir bireyin kişisel ahlak sorunu değil aynı zamanda toplumsal çöküşün bir göstergesi haline geldi. Ne yazık ki bu tür hilekârlıklar artık yalnızca göz ardı edilen küçük...
Kiminiz bana kızabilir ama etnik, dini, siyasal duruş ve dünya görüşleri benim için çok da önem arz etmiyor. Vicdan ve adalet duygusu ile haşir neşir olmayı daha anlamlı buluyorum.
Yaz ayları, insanların olduğu kadar hayvanların da yaşam koşullarını zorlaştıran bir mevsim.
Yaz aylarının bunaltıcı sıcaklarıyla birlikte kent yaşamı giderek daha zor hale geliyor. Betonarme binalar, asfalt yollar ve araç egzozlarının etkisiyle şehir merkezleri adeta dev fırınlara dönüşüyor.
Evet, artık Diyarbakır’da da trafik bir çileye dönüşecek durumda.
Şimdi kalksam İran ve İsrail’i anlatmaya çabalasam, eminim ki haftalarca sürecek bir yazı dizisi çıkar. Ve hatta yeterli bile gelmem.
Bu bağlantı sizi https://www.guneydoguekspres.com dışındaki bir siteye yönlendiriyor.