HABER/Faruk BALIKÇI
DEM Parti Şırnak Milletvekili Nevroz Uysal Aslan, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 21 Mayıs 2025 tarihinde yazılan resmi belgede, 85 yaşındaki Sıddık Güler’in “randevu almaksızın” Adli Tıp Kurumu’na götürülmesi gerektiğini belirtilmiş olmasına rağmen, aradan geçen süreye rağmen bu sevkin jandarma tarafından gerçekleştirilmediğini ifade etti.
MECLİS’E ÖNERGE VERDİ
Konuyu Meclis’e taşıyarak, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Uysal, “Cezaevi yönetimi, jandarmaya resmi bildirimi yapmış olmasına rağmen, Jandarma Komutanlığı tarafından hasta mahpusun sevki hâlâ yapılmamıştır. Bu durum sadece ağır bir idari ihmal değil, aynı zamanda insan onuru, yaşam hakkı ve sağlık hakkı gibi temel hakların açıkça ihlalidir. Bu ihmalkârlık, kasıt sınırına dayanan bir sorumsuzluk örneğidir. Ayrıca, Cezaevi koşullarında yatalak duruma gelen Güler’e, hayati bir ihtiyaç olan elektrikli tekerlekli sandalye talebi, cezaevi müdürlüğü tarafından ‘suç türü’ gerekçesiyle reddedilmiştir. Bu durum, açık bir ayrımcılık ve anayasal hakların ihlali anlamına gelmektedir. 85 yaşındaki hasta bir insanın yaşam hakkı, kurumlar arası sorumsuzluk ve cezasızlık duvarına çarpmaktadır. Yetkilileri, gecikmeksizin harekete geçmeye, hem bu vakadaki sorumluları cezalandırmaya hem de benzeri ihlalleri önleyecek sistematik önlemler almaya çağırıyoruz” dedi.
“JANDARMA HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATILDI MI?”
Aslan, İçişleri Bakanı Yerlikaya’nın yanıtlaması amacıyla verdiği önergede şunları sordu:
“*İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 21.05.2025 tarihinde yazılan ve “randevu almaksızın” ifadesiyle açıkça belirtilerek Sıddık Güler’in Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesini zorunlu kılan resmi yazıya rağmen, aradan geçen sürede bu sevkin neden gerçekleştirilmediği konusunda İçişleri Bakanlığı’nın bilgisi var mıdır?
*Cezaevi yönetimi tarafından sevk işlemi için gerekli resmi bildirim yapılmış olmasına rağmen, ilgili Jandarma Komutanlığı’nın sevk görevini yerine getirmemesi ile ilgili herhangi bir idari soruşturma başlatılmış mıdır?
*85 yaşındaki ağır hasta bir mahpusun yaşam ve sağlık hakkını doğrudan etkileyen bu ihmal, ilgili kolluk personelleri hakkında adli veya idari bir sorumluluk doğurmuş mudur? Eğer bu kişilere karşı herhangi bir işlem başlatılmamışsa, bunun gerekçesi nedir?
*Kolluk birimleri, mahpusların hastane sevklerinde neden sağlık personeline “suç türlerini” bildirmektedir? Bu uygulama Bakanlık tarafından verilen yazılı bir talimatla mı yürütülmektedir? Eğer böyle bir düzenleme yoksa, bu uygulamaya son verilmesi yönünde herhangi bir denetim ya da düzenleme planlanmakta mıdır?
*Hasta mahpusların sağlık kuruluşlarına sevkleri sırasında, ‘kişisel haklara saygı’, ‘ayrımcılığın önlenmesi’ ve ‘insan onuruna uygun muamele’ ilkelerinin korunması amacıyla kolluk kuvvetlerine yönelik özel bir eğitim veya izleme-denetim mekanizması Bakanlık bünyesinde mevcut mudur?”