ÖZEL HABER - Mehmet Rumet SOYLU / Veli BALTACİ
TBMM Başkanlığı’na sunulan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun bazı maddelerinin değişikliğine yönelik teklif, 30 Temmuz’da kanunlaştı. Vicdanları yaralayan bu kanun Meclis görüşmelerinde ve toplumda çokça tartışıldı. Buna karşı bazı belediyeler hayvanları yaşatmak için mücadele ediyor. Bunlardan biri de Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi. Büyükşehir Belediyesi Sağlık Daire Başkanlığına bağlı Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi, sokak hayvanlarını yaşatmak için mücadele ediyor.
HAYVAN BAKIMEVİ VE REHABİLİTASYON MERKEZİ’NDE SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?
Güneydoğu Ekspres’e konuşan merkezin sorumlu Veteriner Hekimi Jihat Altun, sahipsiz hayvanların merkeze alınması, bakım ve rehabiliteleri sürecini anlattı. Altun “153 ihbar hattına gelen tüm başvurular tarafımızca büyük bir ciddiyetle değerlendirilip ekiplerimizi bahse konu olan bölgelere hızla yönlendiriyoruz. Bölgeye intikal eden arkadaşlarımız hemen hayvanın genel durumu hakkında bir gözlemde bulunuyorlar. Ekip arkadaşlarımız yıllardır bu işin içinde oldukları için, o an sorunun ne olduğunu ve nasıl davranmaları gerektiğini biliyorlar. Sorunlu hayvanımız o bölgede bakımı yapılıp müdahale edilecek bir durumdaysa, hemen orda gerekli işlemler yapılıyor. Ama merkezimize gelmesi gereken bir durum varsa, arkadaşlarımız büyük bir titizlikle o hayvanı merkezimize getirip, uzman veteriner hekimlerimiz tarafından gerekli tüm işlemler yapılıyor. Merkezimizde tedavisi yapılmış olan hayvan cins, cinsiyet, ırk, özel ırklar, hasta hayvanlar, ampute hayvanlar ve uyuz hayvanlar diye sınıflandırılmış bölmelerde misafir edilir. Daha sonra, o hayvanın sağlığına kavuşması için tıbbi müdahalede bulunup çevreye daha az zarar vermesini sağlıyoruz’’ dedi.
KISIRLŞAŞTIRMA İŞLEMİ
Merkezlerinde her türlü bakım ve tedavisi yapılmış hayvanı kısırlaştırdıklarını söyleyen Altun “Hayvanların kısırlaştırılması doğalında olan bir durum. Zira kabul etmek durumundayız ki hayvan sayısı oldukça fazla ve gün geçtikçe de bu sayı artmaktadır. Hepimizin malumu geçen aylarda vicdani ve insani hiçbir yanı olmayan bir yasa geçti Meclis’ten. O yasa, kabaca hayvanların ‘uyutulması’ yani öldürülmesini öngörüyor. Biz belediye olarak o yasaya uymayacağımızı ilan ettik. İşte o yasanın karşısında durabilmenin en önemli ayaklarından biri de hayvanları kısırlaştırmaktır’’ şeklinde konuştu.
300 KÖPEK, 100 KEDİ, 3 EŞEK VE DÖVÜŞ HOROZLARI BARINAKTA
“Teknik donanım ve uzman hekim konusunda merkezimiz gayet iyi durumdadır” diyen Altun, merkezde yaklaşık 300 köpek, 100 kedi, 3 tane de eşek olduğunu söyledi. Horoz dövüşlerinde savcılık tarafından el konulan horozların bulunduğunu kaydeden Altun, şöyle devam etti: “Burada cerrahi operasyonlardan tutun aklınıza gelebilecek her türlü hastalığa müdahale edebiliyoruz. Örneğin şu an merkezimizde 3-4 tane kanser hastası olup kemoterapi gören hayvanımız var. Ayrıca uyuz, solunum yolu enfeksiyonu ve diğer hastalıklara da müdahale edebiliyoruz. Toplu yaşamdan kaynaklı bazı hastalıklar da barınaklarda görülebilir bir durum. Bunun yanı sıra, hayvan severler tarafından sokaktan alınmış ve bizlere getirilen birçok kedi ve köpeğin de bakım ve sağlık sorunlarıyla ilgileniyoruz.”
Bakımevi’nin şehre uzak olmasına rağmen acil durumlarda ve bir ihbar halinde 30 dakika içinde olay mahalline yetişebildiklerini kaydeden Altun, “Ayrıca Diyarbakır’da mobil kısırlaştırma aracımızı devreye koyduk ve şu an çalışır vaziyettedir. İlçelerde de bu aracımız vasıtasıyla kısırlaştırma işlemi yapabiliyoruz. Son yasa ile birlikte kısırlaştırılmış hayvanın doğaya bırakılmaması gerekiyor ama bizim kendi koşullarımız, kısırlaştırdığımız her hayvanı barındırmaya müsait değil. Ama normalini soracak olursanız, merkezimizde tüm aşı ve tedavisi yapılıp kısırlaştırılmış bir hayvan elbette ki doğaya bırakılmalıdır. Kaldı ki, kısırlaştırma sıradan bir iğne ile değil bildiğimiz cerrahi müdahale ile oluyor. 15-20 günlük bir tedavi sonrasında aldığımız yere bırakmamız gerekiyor’’ dedi.
“BULUNDUĞUMUZ ALAN YETERLİ GELMİYOR”
Veteriner Hekim Jihat Altun, son olarak şunları söyledi: ‘’Branşlarında uzman 43 arkadaşla çalıştığımız ve 17 dönümlük bir alan üzerine kurulu bu merkezimiz, son zamanlarda kediler için ek bölümler yapılmış olmasına rağmen artık yeterli gelmiyor. Yeni bir yaşam alanı talebimiz ve bunun için çalışmamız var. Bununla alakalı Milli Emlak ile talep ve yazışmalarımız başlamış durumdadır. Cevabın gelmesi halinde hızla çalışmalara başlayacağız.”
“HAYVAN SAHİPLENME KONUSUNA AÇIĞIZ”
Hayvan sahiplenme konusuna açık olduklarını belirten Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinin sorumlu müdürü Sabahattin Humartaş “Biz bu konuda talepte bulunan hayvan severlerin resmi başvurularını alıyoruz. Buraya gelen hayvan severin, sahiplenmek istediği hayvan ile bir bağ kurmasını sağlıyoruz. Ama bu sadece hayvan sever için değil, hayvan için de uyguladığımız bir yöntem. Öncelik elbette ki hayvanın. Onu sahiplenmek istediği kişi ile bir bağ kurması gerekiyor ve bunun olup olmadığını gözlemliyoruz. Zira hayvanı sadece sahiplenmek yetmiyor. Onun bakımı, sağlığı, yaşam koşullarının uygun olup olamayacağını da hesaplamak durumundayız. Hayvan ile karşılıklı bağ kurulması halinde, geriye kalan birkaç resmi prosedürden sonra sahiplenme işlemini tamamlıyoruz. Diyarbakır’da hayvan sahiplenme konusu beklediğimizin üzerinde seyir ediyor. Geçmiş yıllarda sahiplenme yılda bir-iki ile sınırlıyken son yıllarda bu sayı neredeyse her gün bir iki taneye kadar yükselmiş durumda.
HAFTANIN 3 GÜNÜ ZİYARETE AÇIK
Rehabilitasyon Merkezimiz Pazartesi, Salı ve Perşembe günleri tüm yurttaşlarımıza ve hayvan severlerimizin ziyaretine açıktır. Dileyen, gelebilir ve burada bulunan hayvan misafirlerimizin durumlarını gözleri ile görebilirler ve istedikleri denetlemeyi yapabilirler. Gelen hayvan sever dostlarımız, misafir hayvanlarımız için diledikleri yardımlarda da bulunabilirler.”