Diyarbakır’da hava sıcaklarının arması nedeniyle Dicle nehrinde serinlemek amacıyla giren Vali Aydın Arslan Fen Lisesi öğrencilerinden Enes Can, Osman Yetişgin ve Yunus Vural, Dicle Nehri’nden karşıdan karşıya geçmek için el ele tutuşarak boğulma sonucu yaşamlarını yitirdi. Aynı yerde beş yıl içinde beş gencin yaşamını yitirmesi, akıl almaz bir durum. Tabi bu acı içindeyken herkesin de aklında soru işaretleri doğal olarak yer edinir.

Birilerinin İhmali mi var ? Sorumsuzluk var mı ? Yeterli Önleyici uyarıcı tabela mevcut mu? ister istemez insanların kafasında bu soru işareti oluşmaktadır. Kolay değil bir can yitirmek, kolay değil el ele tutuşarak ölüme gitmek, her yaşanan acının binlerce izi olurmuş. Peki tedbir alınsaydı 5 yılda 5 can yitirilir miydi?  Ya da Dicle Nehri yüzmeye ve balık avlanmaya yasaklanmış olsaydı, bu gençler  belki de bugün aramızda yaşıyor olacaklardı.   

Sermayeye peşkeş çekilen kum ve çakılların çıkarılması nedeniyle oluşan çukur ve girdap, Dicle Nehri’nde ölümlere neden olmaktadır. Savcılık üç lise öğrencisinin ölümünün ardından AFAD’a derinlik ölçümü yaptırdı. Keşke ölümler yaşanmadan önce tedbirleri almayı başarabilseydik. Maalesef ölümler yaşandıktan sonra aklımız başımıza geliyor.

Yoksul insanlar, açlıktan yokluktan ve yoksulluktan yaşamına son verdikten sonra yardım etmeye başlıyoruz. Gençler maalesef serinlemek amacıyla girdikleri Dicle nehri batağında yaşamlarını yitirdikten sonra bir şeyleri sorgulamaya başlıyoruz. Oysa kentin yoksulluk envanteri çıkarılmış, ancak fakir ve yoksullar unutularak, ihmal edilme sonucu yaşamlarına son veriyorlar. Bugün geldiğimiz nokta gençlerimiz serinlemek amacıyla girdikleri nehirlerde yaşamını yitirmektedir. Gençler için ücretsiz yüzme havuzları olsaydı bu gençler yaşıyor olacak mıydı bilemiyorum ama yapılabilinirdi. Bunlar zor şeyler değil, amaç insan yaşamını korunmasıysa, her türlü tedbir alınabilirdi. Ne yazık ki, insanlar kaybedildikten sonra, insan hatırlanıyor. Şimdi hangi teselli, bu gençlerin ailelerini teselli edebilir. Kim bu ailelerin acılarını paylaşabilir. Ateş düştüğü yeri yakar.

Diyarbakır Bağıvar Mahallesi Muhtarı Paşa Turan, olayın yaşandığı yerde 6 yıl kepçelerle çakıl ve kum çıkarılarak suyun debisiyle oynandığını iddia ederek, yaşanan ölümlerin sorumlusu olarak kum ocaklarını gösterdi. Bu iddiaları araştırılması içinde Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı soruşturma başlattı.

“Bu durumu ilgili ve yetkili makamlara bildirmemize rağmen herhangi bir önlem alınmadı. Üç gencimizin hayatını kaybettiği 8 metreyi bulan büyük bir çukur oluşmuş durumda. Ölüme adeta davetiye çıkarılmış. Bu çukurun ön ve arkası ise bir metre derinlikte. Mahalleli karşı kıyıya geçmek için mesafeyi kısaltmak için ara ara nehirden geçiyor. Bazen traktörlerle geçenler de oluyor” dedi.

İddialar detaylı bir şekilde şu şekilde aktarıldı. Kum ve çakılın çıkarıldığı yerde zaman zaman girdap oluştu. Vefat eden öğrencilerimizden birinin terliği yarım saat boyunca o girdabın çevresinde dönüp durdu. Olayı ilk öğrendiğimde hemen 112’yi aradım. Polis ve ambulansların yolda olduğu söylendi. 112’den aktarım yapılan AFAD birimi ise ısrarla aramamıza rağmen yanıt vermedi. Tanıdıklar vasıtasıyla AFAD yetkililerine durumu bildirdim. Buna rağmen AFAD, cesetler çıkarıldıktan sonra olay yerine geldi. Gençlerimizin cesedini vatandaşlarımız ve lisede görev yapan bir hademe dalış yaparak çıkardığını aktardı.

Bağıvar Mahallesi Muhtarı Paşa Turan, son beş yıl içerinde aynı yerde beşinci ölüm vakasının yaşandığını dile getirerek, yetkililere uyarıcı tabela asılması yönündeki taleplerinin de karşılık bulmadığını ifade etti. Defalarca uyarıcı tabela asılmasını talep ettik. Ancak bir çivi bile çakılmadı. Uyarıcı tabela var diyenlere soruyorum. Varsa bir tabela bunu kamuoyuna gösterin diye tepkisini dile getirdi.

Olay yerine ilk giden ve suya ilk kurtarma dalışı yapanlardan biri olduğunu söyleyen Fedai Altın adlı mahalleli, Tedbir alınması için illa bir milletvekilinin çocuğunun ölmesi mi gerekiyor. Söz konusu bölgedeki çukurun doldurulması gerekiyor. Çocuklarımızın can güvenliği yok diye feryat etti.

AFAD ekiplerinin olay yerine geç intikal ettiği iddiasının basında yer alması üzerine Diyarbakır Valiliği, AFAD’dan olaya dair tüm detayların rapor halinde ilgili makama gönderilmesini talep etti.

Bir canımızı daha yitirmeye tahammülümüz yok. Nehir ekosisteminin ve bu canların yitirilmesindeki sorumlular yargılanmalı. Gerekli tedbirler alınmalıdır. Yeter artık.