Yüzlerce yıllık antik kentlerin mimarisinin zeka yüklü yapısı kullanılan malzemenin yerel ve sağlam dayanıklılığı efsanelere konu olmuşken günümüze kadar gelmiştir. Kentin yolları ve yol kenarları, bantları ve kaldırımları ise en göze çarpan özellikleri olmuştur. Nitekin Antik Roma eşsiz mimarisinin yanında şehrin yolları ve kaldırımları dillere destan olagelmiş.

Geçmişin teknolojisi düşünüldüğünde bu düzeyde takdire şayan inşa süreçlerinin günümüz modernitesinin kentlerinde ise estetiğin dayanıklılığın esamesi okunmuyor. Maalesef.

Bunu nerden mi çıkardım?

Bildiğiniz üzere Silvan ilçemiz de bir çok medeniyete  ev sahipliği yapan tarihi bir kent. Halen bunun izlerini görmek mümkündür. Çocukluğum geçtiği kale mahallesi (serê surê deriz) bunun en bariz örneklerindendir. Tarihi yapı üstünde ve çevresindeki yapılar ve yolların yıllara nasıl meydan okuduğu gün gibi ortadayken şimdilerde neredeyse rezalet düzeyine erişen yollarımız ve kaldırımlarımız, kahır sebebi. 

Denetimden ve vicdandan uzak yapı işleri. Son zamanlarda gerçekleştirilen yol ve kaldırım çalışmalarındaki sakatlıklar bizleri bezdirirken ihaleyi alanların tek derdi kızarmış ekmeğine yağ sürmek.

Şehir merkezi geçişi bildiğiniz gibi son 6 yıldır yazboz tahtası gibiyken İlçenin giriş ve çıkışları adeta köy görünümünde !

Birkaç yıl önce asfalt sökülüp yerine parke taşı döşendi, daha sonra yeni bir çalışma, sonra da sözde modernleşme adı altında yine bir asfalt çalışması başlatıldı.

Diyarbakır caddesinde sözde yeni kaldırım çalışması başlatıldı.  Başlayan çalışmalar ise tam bir rezalet!

Kaldırımlar, plansız ve düzensiz kazılan çalışmalar sonrası yeni bodur taşlar düşendi.

Engelli rampaları ise, tam bir komedi.

Kardeşim bu yolun mühendisleri bu şirketin kontrol şefleri yok mu? 

Yolların konumu insanlar ve araçlar için tehlike arz ediyor.

Yapılan çalışmaları denetleyecek kimse yok mu?

Hamile kadınlar, engelliler, yaşlılar o kaldırımlarda nasıl yürüyecek

Kaldırım çalışmaları yapan işçiler rastgele bodurları yerleştirdi.

Statik ölçümler hiç yapılmamış.

Kaldırımlardaki denge sorunu görmek için mühendis olmak gerekmiyor.

Kaldırımlardaki bazı bordur taşlarının oynak olması,

Kuruduğu için kesilen ağaç köklerinin sökülmemesi,

DİSKİ’nin sokak ve caddelere koyduğu rögar ve kanalizasyon kapak ve ızgaraların köstebek yuvası gibi yollarda sırıtması,

GSM şirketleri tarafından yolların plansız ve programsız kazılması, üzerlerinin asfalt yama yapılmadan günlerce bekletilmesi veya bazılarında da zamanla ot bitmesi, bubi tuzağına dönüşmesi.

İnşaatlara özellikle elektrik ve içme suyu almak için asfalt serimi yapılan yolların kazılması,

Yollarda patlayan su şebekelerinin tamiri için yolun kazılması ve tamir edilmeden günlerce bekletilmesi,

İnşaat yapımında alt yapı hizmetleri için yolların birkaç yerden kazılması,

Ağır tonajlı araç geçişlerinin yarattığı tahribat. Gibi birçok problem.

Yağmurlu havalarda zaman zaman bende bu bubi tuzağına dönüşen kaldırım. Eminim sizin de başınıza gelmiştir çünkü kaldırım taşının altında su birikmesi sonucu üstünüze bir anda sıçrayan çamur.

 Çoğu zaman da kaldırımda yürürken rögar kapakları ve ızgaraların gideri olmadığı için yanınızdan geçen bir aracın üzerinize su fışkırttığın görürsünüz belinize kadar sular içinde kalırsınız. Araç basar gider. Siz de bakakalır, kaderinize razı olursunuz. 

Peki tüm bunlar kader mi? Yoksa bir halka reva görülen gerçeklik mi?

Plansız ve programsız çalışmalar sonucu meydana gelen çukurların etrafına uyarıcı bir levha ya da güvenlik şeridinin konulmasını ifade eden duyarlı vatandaşlar bile var. Ama bunu hangi zihniyet düşünecek. Ya da bu çukurlar öylesine çok ki hangi birine uyarı levhası ve güvenlik şeridi çekeceksiniz? Yetkili ve görevlilerin bunu görmek için ne zaman sahaya çıkacak?

 Vatandaşlar, “Yolda yürürken takılıp düşüyoruz. Çocuklar bisiklet sürerken düşüyor. İlgilenen yok. Aylardan beridir o çukurlar ne kapatıldı, ne de güvenlik şeridi çekildi. Umarız en kısa zamanda bu çukurlar ilgililerce kapatılır. Çukur bubi tuzağı gibi her gün birilerinin canını yakıyor” ifadelerini kullanarak tepkisini dile getiriyor.

 Bazen demir ızgaraların uçlarına çarparak araçların lastiği kesiliyor veya yarılıyor.

Ağaç veya demir direklerin köklerini kaldırılması için yetkilileri ikaz yapmalarına rağmen şu ana kadar herhangi bir çalışmanın yapılmadığını belirten vatandaşlar, Fark etmeden bu ağaç köklerine çarpan düşüp yaralanabilir. Herhangi bir can kaybı yaşanmadan bu köklerin kaldırımdan alınmasını istiyoruz.

Her şey para kazanmak olmamalı? Rant dışında bir şey düşünmez mi insan? bu memleketin insanlarına karşı kendini sorumlu hisseden neden çıkmaz? İlçe mülki ve idari amirlerinin konuya alaka göstermesini, daha duyarlı olmasını bekliyoruz.

Kısa zamanda kaldırım ve yol çalışmaları başta olmak üzere tüm çalışmalar Silvan kentimiz halkımızın ve tüm canlıların ergonomisini sağlayabilecek düzeyde yürütülmeli.

YAŞANABİLECEK KENT İSTİYORUZ!

Sesimiz duyuluncaya kadar bu ısrarımız sürecek…