HABER - Jan BELEK

Diyarbakır Adliyesi önünde yapılan basın açıklamasına DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren, Diyarbakır Barosu Başkanı Abdulkadir Güleç, DEM Parti ve DBP Diyarbakır il eş başkanları, STK temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı. Burada açıklama yapan ÖHD Hapishane Komisyonu Üyesi Av. Ferhat Köçeroğlu, "İnfazı dolmuş, tahliye edilmesi gereken birçok mahpus, hapishane idarelerinin veya İdare ve Gözlem Kurullarının keyfi kararlarıyla tahliye edilmeyerek özgürlüklerinden alıkonulmaktadır" dedi.

ADALET BAKANI’NA ÇAĞRI YAPTI

Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum’daki hapishanelerde 31 mahpusun keyfi kurul kararları ve disiplin cezaları ile şartlı tahliyesinin engellendiğini ifade eden Köçeroğlu, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a çağrı yaparak, şöyle devam etti: "Bu hapishanelerden Erzincan ili hapishanelerinde istisnasız tüm mahpusların kurul kararları ‘pişmanlık’ dayatması nedeniyle olumsuz sonuçlanmakta ve hiçbir mahpus şartlı tahliye gününde özgürlüğüne kavuşamamaktadır. Türkiye'de barışçıl çözüm yollarının önünü açmak, toplumun tüm kesimlerinin eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşamasını sağlamak ve hukukun üstünlüğünü yeniden inşa etmek için, başta hapishaneler olmak üzere tüm devlet kurumlarında insan haklarına saygılı bir reform süreci başlatılmalı, hapishanelerde uygulanan ayrımcı ve keyfi uygulamalara derhal son verilmelidir."

Diyarbakır'dan Hasta Tutuklulara Özgürlük Çağrısı2

"TUTSAKLAR ÖLÜME TERK EDİLİYOR"

Açıklama sonrası söz alan DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren, şunları söyledi: "Buraya en temel hak olan yaşama hakkını savunmak için toplandık. Barış sadece silahların susmasıyla gerçekleşmez. Barış aynı zamanda adil, eşit, vicdanın harekete geçtiği, aynı zamanda insan onurunun hayatın tüm alanında mümkün kılınmasıyla olur. Bugün cezaevlerinde onlarca binlerce hasta tutsak, devletin ihmaliyle, sessiz kalmasıyla, hukuk dışı uygulamalarıyla göz göre göre ölüme terk ediliyor. Bugün cezaevlerinde bin 412 ağır hasta mahpus var. Bunların 335’i çok ağır hasta mahpus, 230’u hiçbir şekilde yaşamını tek başına sürdüremeyecek durumda. Bir çok hasta tutsak, hukuk dışı uygulamalara maruz bırakılıyor. Bugün Sincan Kadın Cezaevi’nde kadın tutsaklara sadece pişmanlık dayatıldığı ve kadınlar pişmanlığı kabul etmediği için infazları yakılıyor. Birçok cezaevinde infazlarının doldurmuş olduğu halde bırakılmayan binlerce tutsak var. 27 Şubat’ta Sayın Öcalan sadece silahların bırakılması çağrısında bulunmadı. Aynı zamanda demokratik bir düzende ortak geleceğin kalıcı hale gelmesi çağrısı yaptı. O nedenle Adli Tıp Kurumu’nun tekeli kırılmalıdır. İnfazlarını doldurmuş olmalarına rağmen yüzlerce tutsak idare gözlem kurullarının keyfi uygulamalarından dolayı şartlı salıvermeden yararlanamıyorlar. Adalet için özgürlük için, toplumsal barış için demokratik bir düzenin yaratılması için etapta atılması gereken önemli iki adımın bir an önce atılması, fiili engellemelerin bir an önce kaldırılarak hasta tutsakların serbest bırakılmasını talep ediyoruz" dedi.
"Yaşamı savunmak barışı inşa etmektir, hasta tutsaklara özgürlük" pankartının açıldığı eylem, açıklamalardan sonra son buldu.

Muhabir: Jan BELEK