ÖZEL HABER - Beritan KAYA
HÜDA-PAR Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adayı Faruk Dinç, 31 Mart'ta gerçekleşecek yerel seçimlere sayılı günler kala seçim çalışmalarına hız verdi. Halkın desteğini almak için kent merkezi, ilçeler ve köylerde her gün ziyaretlerde bulunan Dinç, seçim projelerini, kadınlara yönelik şiddet sorunun sebeplerini ve Kürtçe ile ilgili yapacakları çalışmaları, gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e anlattı.
BELEDİYE BAŞKANININ GÖREVLERİNİ SIRALADI
Kayyım atamalarını doğru bulmadığını belirten Dinç, "Biz kayyımın atanmasını doğru bulmuyoruz. Ne Ankara, ne de Kandil'in kayyımı. Biz istiyoruz ki, memleketin içinde büyümüş birisi yerel yönetimlerde öncü olsun. Belki de bütün bu nedenlerden dolayı doğru bir hizmet yapılmıyor. Belediyede hizmet konuşur. Belediye başkanının görevi, yollar, alt yapı, kenti yeşillendirme, çocuklar için park, kadınlar için ise fırsatlar yaratmaktır" dedi.
"PROPAGANDAMIZ HUZURLU VE GÜVENLİ ŞEHİRLER ÜZERİNE"
Seçim propagandalarının temelinde huzurlu ve güvenli şehirler olduğuna dikkat çeken Dinç, "Seçim çalışmalarımızın propagandasının temelinde birlik, beraberlik, huzur ve güvenli şehirler var. Ve bunlar ancak HÜDA-PAR ile olur. Memleketi kapsayıcı bir seçim propagandası yürütüyoruz. Biz bu memleketin artık huzur ve güvene kavuşması için çalışıyoruz. Belediye siyasetten çok hizmet odaklı bir çalışmadır" diye belirtti.
"DİYARBAKIR SAHİPSİZ, VATANDAŞ MUHATAP BULAMIYOR"
"Biz projelerimizi belirlerken halktan aldığımız bilgiler çerçevesinde oluşturduk" diyen Dinç, şöyle devam etti:
"Halkın sorunları Diyarbakır'da ulaşım problemi, büyük bir şehirdir tramvay, metrobüs ve hızlı tren yok. Ulaşımla ilgili ciddi problemler var. Yine sağlıkla ilgili problemler var. Vatandaşlar iyi bir sağlık hizmeti alamadıklarını söylüyorlar. Bir şehir hastanesi olmuş olsaydı belki bugün bu problemi yaşamazdık. Kentin en önemli sorusu ise işsizliktir. Örneğin özellikle yaz döneminde Çınar İlçesi'ndeki vatandaşlar, bin kilometre uzaklıkta başkasının kapısına ekmek aramaya gidiyor. Şu an kış nedeniyle buradalar, yaz döneminin gelmesiyle birlikte iki, üç ay boyunca memleketlerini terk edecekler. Muhtarları çok dinledim ve en çok beni yaralayan problem de bir umutsuzluk var. ‘Biz ne kadar size aktarsak da bu problemler çözülmez’ diyorlar. Diyarbakır sahipsiz, vatandaşlar muhatap bulamıyor."
"DİYAR MARKETLER KURACAĞIZ"
Vatandaşların kendi kapılarının önünde ekmeklerini kazanacaklarını dile getiren Dinç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizim projelerimizle vatandaşlar kendi kapılarının önünde ekmeğini kazanacaklar. Genelde seçimler yaklaşınca kaldırım taşları yıkılıp yapılıyor. Kaldırım bozuksa tabi yapılır, ama bu kaldırım taşlarına ayrılan bütçeyle bir tavuk çiftliği açılırsa istihdam nasıl sağlanır görürüz. Bunu demek istiyorum. Çünkü o tavuk çiftliğinde her şeyden önce bir istihdam sağlanır. İkincisi o çiftlikte tavuk yetişir, yumurta yetişir. Bizim bir değer projemiz de diyarmarketler. Belediyeye ait marketler yapacağız. Ve o tavuğun etini, yumurtasını belediyeye ait marketlerde ucuz bir şekilde satacağız. Belediyeye ait açtığımız marketlerde vatandaşlara aynı zamanda istihdam imkanı da sağlamış olacağız. Ben sadece bir kalemden örnek verdim. Belediyede ihaleler yapılırken, temelinde gençlerimize yönelik istihdam olanakları sağlayarak yapacağız. Belediyemiz döneminde ne bir gencimiz aç kalacak, ne de açıkta kalacak. Bunun sözünü net bir şekilde verebiliriz."
KÜRTÇE İÇİN PROJELER NELER?
Kürtçe için de projelerinin olduğunu vurgulayan Dinçe, "Anadilimizle ilgili projelerimiz var. Çok dillilik belediyecilik diyoruz. Vatandaşlarımızın anadilini öğrenmeleri için yetişkinlere yönelik mahallelerimizde Kurmancî ve Zazakî öğrenme kursları açacağız. Yine çocuklara yönelik mahallelerde uygun şartlarda çocuk kreşlerini açacağız. Burada çocuklar kendi anadillerini öğrenecekler. Bu nesilden sonra belki hiçbir çocuğumuz anadilini öğrenemeyecek ve biz bu kültürümüzü kaybedeceğiz. Büyük bir zenginliğimizi kaybetmiş olacağız. Çocuklarımız kendi anadili ile eğitim alabilmesi için acil bir şekilde acil bir eylem planı hayata geçireceğiz. Mahallelerimizde Kürtçe bilmeyen hiç bir çocuğumuzu bırakmayacağız" dedi.
KADINLARA YÖNELİK PROJELER
Kadınların meslek edinmesine yönelik kurs projelerinin olduğunu kaydeden Dinç, şöyle devam etti: "Buralarda meslekler öğrenecekler, sertifikalar alacaklar. Kadınlara ait bir kooperatifle kendileri ticaret yapacak, kendi orada geliştirecek. 0-4 yaş çocuğu olan kadınlar için Valide Kart denen bir projemiz var. Kadınlar ücretsiz bir şekilde bunu kullanacak. Bir diğer projemiz 21 yıl evli kalan annelerimize 3 bin TL aile bütçesine destek verecek maaş vereceğiz. Her ay bu maaşı düzenli alacaklar. Ailede huzurun ve güvenin sağlanacağı bir proje. Biz toplumda şiddet olmasını istemiyoruz, yine ailenin içinde huzurun sağlanması için yeni evlenen gençlerimize gerekirse eğitim vereceğiz. Evlenecek gençlere çeyiz desteği, beyaz eşya, düğün salonu desteğimiz var.
Üniversiteli evli olan gençlerimiz olursa onlara kira desteği sağlayacağız. Yine aynı şekilde eğitim desteği bursu sağlayacağız. Pembebüs projemiz var. Belki bu projemizi farklı yerlere çekecekler. Ama iddia ediyoruz ki, hiç bir parti bizim kadar kadınlara özgürlük vermiyor. Çoğu kadın belki karma bir otobüs kullanmak istemiyor. Kadınla ben sadece kadınla özel bir otobüs kullanmak istiyorum diyorsa pembebüsleri trafiğe sunacağız. İsteyen tabi karma olanını da kullanacak. Türkiye genelinde kendi profilindeki kadınlara hak tanıyorlar. Ama bizde öyle değil, bugün bin tane kadın eğer pembebüs istiyorsa bunları göz önünde bulundurmamız gerekmez mi? Ama bin tane de karma otobüs istiyorsalar o da olur. Toplumun şekline bakmadan, giyimine bakmadan, fikrine bakmadan, siyasi duruşuna bakmadan temel haklar konusunda ele alınması gerekir. Ama biz pembebüs dediğimizde bazılarının aklına başka şeyler geliyor. Ama bunu isteyen kadınlar varsa bu da onların hakları" diye belirtti.
KADINLARA YÖNELİK ŞİDDETİN NEDENLERİNİ SIRALADI
Kadınlara yönelik şiddetin nedenlerinin üzerinde kimsenin durmadığına dikkat çeken Dinç, "Hep sonuçlar üzerinden değerlendiriliyor. Hep kadınlar şiddet var diye İstanbul Sözleşmesi yapıldı, kadına şiddet var diyerek 6284 sayılı kanun çıkarıldı peki şiddete sebep olan ne? Asıl konuşulması gereken konu bu. Sadece sonuçlar üzerinden bir mesele değerlendirilirse amacına ulaşılmaz. Yapılan bir istatistiklere göre, yüzde 78'i kadınlara şiddet uygulayanlar alkol kullananlardır. Peki İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanunda alkole ilgili bir söyle var mı? Ya da alkolle ilgili bir tedbir var mı? Alkollü biri eğer eşine şiddet uygularsa ona şöyle bir ceza var diye bir şey belirtiliyor mu? Yüzde 68 az bir istatistik mi? Ben şiddetin temellerini söylüyorum.
Şiddetin ikinci bir nedeni nikahsız birlikteliklerdir. Bugün bir adam eşini aldattığında bu normal karşılanıyor. Bu sorunu ortadan kaldıracak bir proje var mı? Kadınlara yönelik şiddeti önlemeye çalışıyorsan eğer, bu çerçeveden bakman lazım. Ayrıca kadına yönelik şiddet kavramı da çok tehlikeli. Bugün kadın kadına şiddet uygularsa bu şiddet kavramına girmiyor, yine kadın çocuğa şiddet uygularsa şiddet kavramına girmiyor, yada erkek erkeğe şiddet uygularsa şiddet kavramına girmiyor, çocuk çocuğa şiddet uygularsa şiddet kavramına girmiyor. Ama kocası kadına şiddet uygularla şiddet var deniliyor. Bunun altında aileyi dağıtmaya yönelik bir proje var. Eğer aileyi bozmaya dönek bir proje değilse hodri meydan diyoruz başta mücadele edilmesi gereken, nikahsız birlikteliklerdir, aldatmalardır, alkoldür. En önemli konular bunlardır. Bunun temelinde başka nedenlerde tabi var. Ekonomik nedenler vardır ve yine insanlıktan nasibini almayanlar vardır. Ama ben somut istatistikleri söylüyorum. Ama biz bu sorunları dile getirdiğimizde bize alkol düşmanı diyorlar. Bizim inancımıza göre alkol bütün kötülüklerin anasıdır. Yine yapılan araştırmaya göre okullarda ayrı eğitim alan erkeklerde yüzde 23, kadınlarda ise yüzde 26 başarı oranı artmış" dedi.
"KADINLARLA BİRLİKTE SEÇİM ÇALIŞMALARINI YÜRÜTÜYORUZ"
"Kadın seçim çalışmalarımızın her alanında yer alıyor" diyen Dinç, son olarak şunları söyledi:
"Belediye başkan adaylarımız var, meclis üyeleri adaylarımız var, il başkanlarımız var. Bütün teşkilatlarımızda kadınlar var. Partimizin kadın kolları bu anlamda çalışıyor. Biz hiçbir zaman özel bir ayrıma girmedik. Toplumun yarısı kadındır. Toplumu yetiştiren kadındır. Seçim çalışmalarımızda bizlerle birlikte yer alıyorlar. Beraber programlara katılıyoruz. Seçim çalışmalarımızı beraber yürütüyoruz. HÜDA-PAR kadar kadınlara değer veren bir parti yok."
