14 Mayıs tarihinde yapılan Milletvekilliği Seçimlerinde HDP ve TİP'in aldığı oy oranları, vekil sayılarındaki düşüş yapılan ittifakı tartışmaya açtı. TİP’e yönelik birçok kesimden tepkiler devam ederken, TİP Genel Başkanı Erkan Baş seçim sürecine dair partisine yönelik eleştirilere yanıt verdi. Baş Gazete Duvar’dan Can Bursalı’ya konuştu.

HDP, TİP ve diğer dört bileşenin kurduğu ittifakta da bir kriz yaşandı ve bu aşıldı. Bu süreçte sizin HDP’ye teklifiniz ne idi? Sizin teklifiniz ittifaka ne kazandırıyordu?

Seçim sürecinde olabildiğince ittifakın iç tartışmalarını kamuoyu önünde yapmamaya dair bir çaba içerisinde olduk. Kimi yurttaşlarımızın, dostlarımızın haklı kaygıları, eleştirileri, önerileri oldu; bunların hepsinin başımızın üzerinde yeri var. Seçim sürecinde de olabildiğince bunlara kulak vermeye, dinlemeye, anlamaya, varsa eksiğimiz hatamızı kapatmaya çabaladık. Bundan sonra da böyle devam edecek. Bir eksiklik varsa, bir yanlış varsa, bir hata varsa bunları telafi etmek için üzerimize düşen her şeyi yaparız. Ama seçim döneminde özellikle bu tartışmalara girmemek için konuşmadık, bu ittifakı paralize etmek, bozmak için bilinçli olarak sürdürülen kimi çalışmalar olduğunu da söylemem gerekiyor ve bunlara yanıt vermemeye karar vermiştik.

TİP nerede vekil kaybettirdi?

Her yereli özel değerlendirmek gerektiğini ifade ettik. Şimdi bugün baktığınızda yine ezberden 'Şu kadar vekil kaybettirdi' diye konuşuluyor. Bunların hiçbirisinin gerçekliği yok. Bakın 'TİP şu kadar vekil kaybettirdi' diye yazan çizen herhangi birisine gidin sorun. Nerede? Hangi il, hangi bölgede bu vekil kaybettirilmiş? Yok böyle bir örnek. Belki bir iki yer için tartışılabilir ancak kesin böyle olacaktı denilemiyor, fakat birtakım merkezlerin ürettiğinden hiç kuşku duymadığımız yalanlar hızla yayılıyor ve maalesef gerçeğin yerini alabiliyor. Ama bakın ben tersten söylüyorum: Biz İstanbul, İzmir ve Antalya’da kıl payı diye tabir edilen 3 vekillik kaybettik. Bu 3 vekilliğin 2’si AKP’ye gitti. Yani TİP’e dönük o baskının yarattığı sonuç iktidarın 2 vekil daha kazanması anlamına geldi. Şimdi, rakamlar önümüzde; mesela Ankara 1. Bölge’de TİP’ten girilmiş olsa bir vekil kazanılacağını söyledik, hatta CHP’nin listesinden sonra belki 2 bile olurdu diyen ne kadar çok insan var değil mi? Örneğin TİP Ankara’da girmiş olsaydı, HDP’ye vekil kaybettirdiğimiz söylenecekti. Örneğin Muğla’da Türkiye İşçi Partisi'nden girilebilir diye önermiştik ve sonuca bakalım, Türkiye İşçi Partisi'nden girilseydi Muğla’da yarattığımız sinerji ile beraber bir vekillik kazanmak mümkün olabilirdi. Hatay ortada… Her yere bu gözle bir daha baktığında yanlış düşünenler üzülüyordur, fakat bilerek ve isteyerek sürece zarar vermek isteyenler ise maalesef mutlu.

‘Yalanlara teslim olmamak gerekir’

Üstelik tersi olsaydı, yani TİP Yeşil Sol Parti listelerinden seçime girseydi, bugün bizi suçlayan, ittifakımızı bozmak için o yalan iddiaları üretenler, büyük ihtimalle şöyle söyleyecekti: “TİP hiç oyu olmamasına rağmen hakkı olmayan vekillikler kazandı.” Bu yalanlara teslim olmamak gerekir.

Söylediğimiz şeylerden biri buydu. Şimdi tersten bakalım, bizim seçime girmediğimiz, ittifakımız lehine çekildiğimiz yerlerde somut bir başarı elde edilebildi mi? Ankara 1. Bölge’de TİP seçime girmedi. Elimizdeki vekillik kaybedildi. Bunun sorumlusu herhalde Türkiye İşçi Partisi değil. Aydın’da kazanmak istiyorduk, girmedi Türkiye İşçi Partisi. Kazanamadık. Bursa’da Türkiye İşçi Partisi bir bölgede girmedi. Kazanamadık. Dolayısı ile Türkiye İşçi Partisi’nin seçimden önce araştırmalar ile kendi çalışmaları ile sunduğu öneride herhangi bir yanlışlık olmadığını söyleyebilirim.

‘İttifakımızın oy kaybı daha fazla oldu’

Türkiye İşçi Partisi de ittifaktan gidebilecek oyları tutmayı, ittifaka yeni oylar kazanmayı amaçlıyordu. Biz Emek ve Özgürlük İttifakı'nın toplam çıkarını, toplam gücünü artıracak bir model arayışı içindeydik. Nitekim ayrı listelerle girdiğimiz yerlere baktığımızda bunu başarabildiğimiz pek çok örnek var, girmediğimiz yerlerde ise, sadece HDP açısından bakmıyorum, ittifakımızın oy kayıpları maalesef daha fazla oldu.

‘Yüzde 3’ü alırdık’

Şunu da söyleyeyim, örneğin yüzde 3 oy alıp Hazine yardımı hakkı kazanma isteğimiz konusunda çok haksız eleştiriler yapılıyor. Herhalde sadece yüzde 3 ile Hazine yardımı almak için seçime giren bir parti, oy alabileceği yerlerde seçime girmekten imtina etmezdi. Yani bizim derdimiz yüzde 3’ü geçmek olsaydı Ankara’da, İzmir’de, Bursa’da, Antep’te seçime girerdik. Başka pek çok ilde de girerdik ve o yüzde 3’ü de alırdık. Bu kadar basit yalanların yayılmasına ve bunlara inanılıyor olmasına gerçekten çok şaşırıyorum.

HDP ile yan yana durduğumuz için insanlar eleştiriyor

Neyse özetle, Türkiye İşçi Partisi de böyle bir laf etmedi. Zaten pratik olarak biz Emek ve Özgürlük İttifakı'nın içindeyiz, yani Kürtlerle yan yana, omuz omuza duruyoruz. İşin ilginci Türkiye’de bir kısım insan bizi HDP ile yan yana olduğumuz için eleştiriyor, bunu da herkes görüyor. Ancak biz kim ne der diye siyaset yapmıyoruz. Biz Türkiye’de kurtuluşun Türk ve Kürt emekçilerinin ortak mücadelesi ile olduğunu düşünüyoruz. Dolayısı ile yan yana durmak bize oy kaybettirdi falan, böyle bir bakışımız olmadı. Bundan sonra da asla olmayacak. Tam tersine Türkiye’deki tüm emekçilerin yan yana durması için çabaya devam edeceğiz. Bizim pozisyonumuz ve tutumumuz budur. 

(HABER MERKEZİ)