Ayasofya ile ilgili Danıştay bir karar verdi ve Cami'ye dönüştürülmesinin önünde hiçbir engel kalmadı. Hani Danıştay öyle bir karar vermeseydi yine engel kalacak mıydı? Bir KHK'ye bakardı. Ama AKP'nin atadığı yargı mensupları sağolsun şak diye söylüyor, şak diye yapıyorlar.

Bunu da ben demiyorum ha, az önce yoldan geçerken maskeli bir teyze kendi arasında konuşurken duydum. Ayasofya garibim bir kiliseye, bir camiye bir müzeye dönüştürülüyor. Ömründe namaz kılmamış olanlar bile "Gideceğim Ayasofya'da namaz kılacağım" diyor.

Bir yıl önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, "böyle bir şey olabilir mi? Bizim asla böyle bir gündemimiz yok. Bunlar bir takım oyunlardır" demişti. Yine o zaman da bu "namaz kılacağım" diyen grup kahvehanelere gidip "yaw tabi ki bunlar hep falan fistan örgütlerin işidir, bizim Ayasofya ile ne işimiz olur" demişlerdi.

-Şimdi Ayasofya’nın müteahhitlere verilip yap-sata dönüştürülmeyeceğine kim beni ikna edebilir?

-3. Köprü güzergahında yapılaşmanın yapılması için ormanların bilinçli bir şekilde yakılmadığına kim beni ikna edebilir?

-Ya bu AK Parti'nin yaptığı herhangi bir şeyin altında bir rant planının olmadığını kim beni ikna edebilir?

Ha AKP'nin tek bir doğrusunun olduğuna dair beni ikna edebilecek biri olursa dilesin benden ne diliyorsa.

Sağlık sisteminde, eğitim sisteminde, sanayi sisteminde, doğal yapıda, gençlikte, kadında, siyasette, medyada, dini alanlarda aklınıza gelebilecek ne varsa mutlaka medyanın gösterdiğinin dışında bir amaç vardır.

Merkez Bankası’nın açıkladığı verilere artık kimse inanmıyor.

TÜİK'in açıkladığı verilere artık kimse inanmıyor. İşsizlik rakamları açıklanandan 10 kat fazla.

Ekonomik refah düzeyi açıklanandan bambaşka bir şekilde.

Enflasyon rakamları mahalle kahvesinde okey oynanırken oluşturuluyor!

Eğitim sistemi her gün değişiyor. Bakanın özel okulları ve kolejleri var. Bu sistemlerin özel okul ve kolejlere uygun hale getirilmesi için bin dereden su getiriliyor.

Sağlık Bakanı’nın özel hastaneleri var, sağlık politikasını o oluşturuyor.

Sanayi bakanının ayrı, tarım bakanının ayrı, enerjide ayrı, maliyede ayrı ayrı 'şeyler' oluyor.

Şimdi çoklu baro sistemi ile baroların yapısı ile oynanıyor. Baroların yapısını düzenleyeceğiz diyorlar, ama bunu tek bir baro dahi istemiyor. Ha Metin Feyzioğlu'nu ayrı bir yere koyalım. Aslında o 'şahıs' da Türkiye'deki çok önemli bir fotoğrafı gösteriyor.

Bu tasarının Meclis’te geçmesi ile birlikte bir ilde birden fazla baro olabilecek. Aslında bu iş de ticarete dökülecek. İhale sistemleri ile davalara girilecek. Bir anda Ağaoğlu'nun, Limak'ın, Cengiz Holding'in mahkemeleri yönettiğini görürseniz ona da şaşırmayın.

İstanbul Sözleşmesinin yapısı ile oynanıyor, kadın cinayetleri artıyor. Çocuk yaşta evliliklerin önü açılıyor. 'Sembolik de olsa' şaşırın bu duruma birazcık.

Kürtlere ve HDP'ye yönelik baskılar artık. Türkiye toplumunda normalleşmeye başladı. Her gün uyandığımızda HDP'li birileri gözaltına alınmamışsa şaşırıyoruz. Hadi gözaltına alındılar, köpekli işkencelere maruz bırakılmadılarsa ona da şaşırıyoruz!

CHP'li belediyelere ve yerel yönetimlere yönelik müdahale sinyallerine ufak ufak şaşırmaya başladıysak da, görünen köyün kılavuzu olmak istemiyoruz şimdilik.

Fabrikalarda, iş yerlerinde meydana gelen patlamalardan sonra patronlarla birlikte insan eti kokusu gelirken, ızgara partisi yapmaya da şaşırmıyoruz. Yok edilen Hasankeyf gibi tarihi yerlerle dalga geçilmesine hiç şaşırmıyoruz. Aslında şaşırmadığımız şaşkınlıklar ülkesinde yaşıyoruz. Yazdım her bir kelimenin sayfalarca hikayesi anlatılabilir.

Anket şirketleri korkudan AK Parti'yi sürekli 3-5 puan yukarıda gösteriyor, ancak bu da yetmiyor. Tepe taklak bir gidişatın haberi zangır zangır geliyor. Bu kadar büyük sorunların yaşandığı ülkemizde artık hangi gündemi, hangi gündemle kapatacağımızı 'şaşırıyoruz'.

Şimdilik Ayasofya ile bir şeylerin gündemini değiştirelim bakalım Ayasofya gündemini değiştirmek için de mutlaka bir şeyler buluruz artık İnşallah!