Ramazan ayının gelmesi ile beraber “sahur-iftar” senkronizasyonuna giren yaşam tempomuz ve zaten korona virüs nedeniyle farklılaşan beslenme ve uyku düzenimiz, biyoritmimizde de bir takım değişikliklere sebebiyet verir.

Her ne kadar radikal bir değişime girsek de buna mükemmel bir şekilde adapte olabilen metabolik sistemimiz var, yeni ritme alışmanız bir haftayı geçmez. Dolayısıyla orucun ilk günlerinde yaşayabileceğiniz bazı sorunlar kısa bir süre sonra ortadan kalkar. Sonrası mı? Su gibi akıp gider. Ama yine de siz şu dört ayrıntıya dikkat edin…

KAN ŞEKERİ DENGENİZ: Orucunuzun ilk günlerinde sahur-iftar arasındaki uzun açlık döneminde kan şekeriniz düşebilir. Kan şekerindeki bu zorunlu düşüş beraberinde baş ağrıları, yorgunluk, halsizlik, sinirlilik, uyku hali gibi belirtilerle gelebilir bu çok normaldir. Şayet şeker hastasıysanız bu konuda dikkatli olunuz. Sahurdaki beslenme planınızı iş hareket düzeyi vb durumlara göre ayarlayın ilaç kullanıyorsanız bunların saati ve dozu ile ilgili sizi takip eden uzmanınıza danışın.

SİNDİRİM SİSTEMİNİZ: Başlangıçta yaşanabilecek sorunlardan bir tanesi kabızlıktır. Eğer kabızlık kapınızı çalarsa iftar menülerinize kuru kayısı, siyah erik ve bir çay kaşığı kadar toz keten tohumu eklemeyi, iftar ve/veya sahurda kefirden faydalanmayı düşünebilirsiniz. Ayrıca çiğ sebze tüketimi ve kilonuza uygun miktarda su içmeyi önemseyin özen gösterin.

UYKU RİTMİNİZ: İlk haftadan en çok etkilenen süreçlerden biri de muhtemelen uykunuz olacak kaldı ki, son dönemde izolasyon sebebiyle zaten karma karışık halde gibi çoğu kişide. Her akşam alıştığınız saatte yatıp sonra sabaha karşı sahur için uyanmak ve bir şeyler yedikten sonra yeniden uykuya geçebilmek başlangıç için pek kolay olmayabilir. Rahat olunuz bu ritme de biyolojimiz ve metabolizmamız bir hafta içinde kolaylıkla uyum sağlıyor.

KONSANTRASYON VE KAZALAR: Kan şekerinin düşmesi, bu duruma susuzluk, tansiyon seviyelerinin azalması da eklendiğinde dikkat dağınıklığı, kafa karışıklığı ve yorgunluk ilk haftada iş ve trafik kazalarına zemin hazırlayabiliyor. Bu gibi problemlere özellikle sahuru atlayanlarda sık rastlanıyor. Aklınızda bulunsun, sahursuz ramazan olmaz, oruç hakkıyla tutulmaz.

KİLONUZ: Ramazan ayı ile beraber sofralarımız gerek kendi pişirdiklerimiz, gerek iftar davetleri, gerekse de konu komşunun ikramları ile inanılmaz şekilde bereketleniyor ve sınırsız çeşit olabiliyor. Bu durum gün boyu oruç tutan bizi keyif odaklı beynimizle beraber sıkıntıya sokuyor. Çünkü önümüzdeki tüm çeşitleri yemek istiyoruz. Bunun en optimum çözümü önümüze tüm lezzetleri sermemek ve ramazan ruhuna aykırı düşmeyecek şekilde yine nefsimizi terbiye etmekten geçiyor aman dikkat.

BENCE;

Ben tamamen bilimsel ve kanıta dayalı Optimum Kilo Programını benimsiyorum, tüm uygulama çalışma ve alıştırmalarını kendim inşa ettiğim bu eğitim odaklı program sayesinde sadece fiziksel değil aynı zamanda zihinsel ve ruhsal anlamda çözümler geliştirmeyi çok uygun buluyorum. Bizi manevi anlamda başka bir boyuta taşıyan bu ayı idrak edip sağlık dolu yaşamak ve geçirmek en güzel yol olacaktır.

HATIRLATMAK İSTERİM;

- Ramazan FİZİKSEL değil, RUHSAL “detoks” zamanıdır.

- Vücudu değil, ruhu baz alır.

- Bedenden çok ruhu “temizler”, ayrıca ruha daha fazla “iyi ve güzel şey” ekler.

- Bu ay diyet değil niyet ayıdır.

- İftar sofraları israf sofralarına dönüşmemeli.

- Bu ay içe dönme öze dönme ve tefekkür ayıdır, fiziksel açlığımızın zihinsel açlığımızla birleşip kendimizi durdurulamaz bir öğütücüye çevirmeyelim.

RAMAZANDA NASIL BESLENMELİ?

- Yavaş yavaş yemek yiyelim tüm lokmaların tadına lezzetine varana dek çiğneyelim dua edelim.

- İftarda ev yapımı az yağlı ve az tuzlu ama protein yani tavuk veya kıyma içeren çorbalarla başlangıç yapalım.

- Çorbadan sonra tercihen çiğ sebze yani salata tüketelim.

- Çorba ve salata sonrası yaklaşık 5 dakikalık bir ara verelim.

- Verdiğimiz aradan sonra ana yemeğimizi ölçülü bir miktarda tüketelim. 

- Ana yemekle beraber iftarımızı sonlandıralım.

- Tatlı veya meyve tüketmek istiyorsanız iki-üç saat kadar bekleyelim.

- Mutlaka sahura kalkın ve sahurda klasik Türk kahvaltısı tüketin, sadece tuzu azaltın kafi.

- Çok tuzlu ve şekerli şeyler aşırı susamanıza sebep olabilir, yerine meyve ve az tuzlu seçenekler tercih edelim

- İftardan sahura kadar geçen sürede sıvı alımına özen gösterelim

Diyetisyen ve Alışkanlık Değiştirme Uzmanı