Son yıllarda hastalık ve ölüm nedenleri arasında ön sıralarda bulunan kalp ve damar hastalıkların tüm ölümlerin yüzde 31,3’ünün altında yatan en önemli neden olduğu kaydedilirken, Dünya Sağlık Örgütü 2030 yılına kadar yaklaşık 23 milyon kişinin ölümüne sebep olacağını bildirmiştir.  Avrupa’daki ölümlerin neredeyse yarısından sorumlu olan kalp ve damar hastalıkları (KVH) insanlar, sağlık kuruluşları ve toplum üzerinde büyük bir yük oluşturmaktadır.

2012 yılında dünya genelinde kalp ve damar hastalıkları hızı, 20 yaş ve üzeri erkeklerde yüzde 36 .4, kadınlarda yüzde 33,7 iken, ülkemizde KVH sıklığı; 20 yaş üzeri erkeklerde yüzde  5,0, kadınlarda yüzde  2,6, 30 yaş üzeri erkeklerde yüzde  6,1, kadınlarda ise yüzde  3,3’tür. 26 Yaş ve genetik profil gibi bazı değiştirilemeyen risk faktörlerinin yanı sıra yüksek kan basıncı, yüksek kolesterol, obezite, sigara kullanımı, stres, aktivite azlığı, zayıf diyet gibi birçok risk faktörü müdahale edilebilir faktörlerdir.

Diyette bulunan ve antioksidanlarca zengin olan meyve, sebze, çay ve çikolata kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucu etki gösterir. Antioksidanların bir sınıfı olan flavonoidler bu besinlerde yaygın olarak bulunur ve kalp ve damar hastalıklarını riskini düşürmesi olasılığı ile dikkati çeker.  Son yıllarda yapılan çalışmalarda (hem deneysel, hem gözlemsel) çikolata tüketiminin antioksidan, antihipertansif, anti-inflamatuar, anti-atherojenik ve anti-trombotik etkilerinin yanı sıra insülin direnci, damar endotel fonsiyonu ve nitrik oksit aktivasyonu üzerine önemli etkilerinin olduğu belirtilmiştir. Takip eden yıllar çikolatanın bu özelliklerinin artan önemine tanık olmuştur. Çikolata tüketiminin şişmanlık, diyabet ya da diş çürükleri ile olan ilişkisinin lipoproteinlerinin (LDL) oksidasyonuna karşı önemli bir koruma etkisinin olduğunu bildirmişlerdir.

Kakao ürünleri ve çikolata insanlar tarafından yüzyıllardır tüketilmektedir. Çikolata ve kakao flavanollerden zengin besinlerdir ve bu sebeple birçok çalışma bu besinlerin kalp sağlığı üzerine olumlu etkileri olduğunu gösteren güçlü kanıtlar ortaya çıkarmıştır. Çikolata ve içeriğinin bahsedilen olumlu etkilerinin yanı sıra kullanımı konusunda önlem almak gerekebilir. Oldukça yüksek şeker ve yağ içeriğine sahip olan mevcut ticari çikolatalar çok yüksek enerjiler içermektedir. Bu sebep ile tüketilirken obezite, diş çürükleri, diyabet gibi hastalıkları tetikleyen yüksek şeker miktarı göz önünde bulundurularak tüketilmelidir. Tüketim esnasında porsiyon miktarına dikkat edilmelidir, daha düşük şeker içerikli ve kakao miktarı fazla olan ürünler tercih edilmelidir. Bitter çikolatanın güvenliği, kullanılabilirliği ve cazip lezzeti onu genel kalp ve damar sağlığını geliştirmede kullanılacak umut verici bir aday olarak sunmaktadır. En az yüzde 60 kakao içeren ürünlerin günde yaklaşık 2 gram tüketilmesinin kalp ve damar hastalıklar için optimal koruma sağladığı güncel çalışmalarda belirtilmiştir.