Telefondaki ses, Diyarbakır’da köklü bir firmanın sahibi.
Bir sahte diploma furyasıdır gidiyor… Öyle kolay mı? Diplomanın kâğıdı matbaada basılır, mühür vurulur, imza atılır. Ama o kâğıdı gerçekten hak edenlerin hikâyesi, o kâğıdın arkasına sığmaz.
Diyarbakır… Tarihin, kültürün ve mücadelelerin şehri. Ama bugünlerde en çok konuşmamız gereken konu, maalesef kentin ekonomik gerçekleri.
Bir kenti sadece binalar, yollar ya da kalabalıklar tanımlamaz.
Geçen hafta, dört yıl sonra İstanbul’a gittim. O büyük şehirde hayat tam bir karmaşa. İşe gitmek için kara, deniz, raylı ulaşımı kullanıyorsun ama kalabalığın içinde kayboluyorsun.
Siz, hiçbir şirketin boğulurken attığı çığlığı duydunuz mu?
Bir şehirde adaletin izini arayacaksanız, önce sofralara bakın. Kim nerede oturuyor, kimin tabağı dolu, kiminki boş? Ve en önemlisi: O çay kaça içiliyor?
Taziye evleri, halkımızın acıyı paylaşmak için bir araya geldiği, gözyaşı kadar duanın da döküldüğü mekânlardır.
Diyarbakır, son yıllarda belki de tarihinin en kalabalık günlerini yaşıyor.
Bir zamanlar Mezopotamya’nın bereketli topraklarında umut büyürdü.
Diyarbakır, her zamanki gibi mütevazı, ama her zamanki gibi yükün en ağırını sırtlamaya devam ediyor. Bu şehir; tarihin, medeniyetin ve direnişin harman olduğu bir yer. Fakat bugün bu şehrin sokakları...
Bu bağlantı sizi https://www.guneydoguekspres.com dışındaki bir siteye yönlendiriyor.