İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 20 Mayıs’ta gittiği Rize’nin İkizdere ilçesinde, daha önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı mecliste partisinin grup toplantısı konuşmasında İsrail Başbakanı Netenyahu’ya benzeten sözleri nedeniyle vatandaşlar tarafından yuhalandı; protesto edildi.

Peki Sayın Akşener neler demişti; öncelikle onun sayın cumhurbaşkanı hakkında kullandığı sözleri hatırlayalım.

TBMM Grup Toplantısı’nda konuşan Akşener, özetle şunları söylemişti.

Gözümüzün önünde insanlık dramı yaşanıyor. Siviller, kadınlar ve çocuklar insafsızca katlediliyor. Mart ayında, İsrail’de seçimler yapıldı ve oluşan tablo, İsrail’in en uzun süreli başbakanı Netanyahu’nun yeni hükümet kurmasına imkân vermedi. Bu gelişmeler üzerine bir anlamda Sayın Erdoğan’ın İsrail versiyonu olan BinyaminNetanyahu, siyasi rakiplerini baltalamak ve bu şekilde koltuğunu koruyabilmek için gözünü kırpmadan, sivillerin ve çocukların hayatlarına kast etmekten geri durmadı”

Akşener’e İktidardan Tepkiler Birbirini İzledi

Bu sözlerin ardından iktidar cephesinden tepkileri dile getiren açıklamalar yağmur gibi yağdı. Bir tepki de Sayın Erdoğan’dan geldi. Erdoğan hem 250 bin liralık tazminat davası açtı hem de “Utanmadan, sıkılmadan kalkıp beni Netanyahu ile aynı kefeye koyacak kadar ahlaksızlaşan bizde siyasetçi var. Bir kadın olması hasebiyle daha ileri gidecek değilim ama ben bugüne kadar Netanyahu ile bir araya gelmiş dahi değilim. İsrail’in başbakanıyla Davos’ta yine bir maceram oldu. Davos’ta İsrail’in başbakanına verdiğim cevabı tüm dünya biliyor. Bunlar çünkü çocukları, kadınları, yaşlıları katlederler, şehit ederler. ‘Siz busunuz’ dedim, Davos’ta söyledim, BMGK’da söyledim. Bunu söylemiş ve 40 yıllık siyasi hayatı bunlarla mücadele ederek geçmiş olan bir Erdoğan’a sen bunları söyleyemezsin. Bu senin ne haddinedir, ne de kimse sana bu fırsatı vermez” sözleriyle de tepki göstermişti.

Peki Rize’de Neler Oldu?

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve beraberindeki partililer esnaf ziyareti için Rize'nin İkizdere ilçesine geldi ancak vatandaşların tepkisiyle karşılaştı. Vatandaşlar Akşener'i Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı “Filistin Katili” olarak halkın beynine kazınmış İsrail Başbakanı Netanyahu'ya benzetmesi nedeniyle protesto etti.

Programı yarıda Kalan Akşener, İkizdere'deki ziyaretin ilerleyen dakikalarında bazı vatandaşlarla İYİ Partili heyet arasında başlayan sözlü tartışma yumruklu kavgaya dönüştü. Araya giren kolluk kuvvetleri müdahale ederek kavgayı ayırdı. Meral Akşener bunun üzerine programını yarıda bırakarak İkizdere'den ayrıldı. Akşener’in İkizdere’den sonraki durağı Çayeli ilçesiydi.

Çayeli’nde de tepkiyle karşılandı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Rize'deki ikinci durağı Çayeli'nde de protesto edildi. İkizdere'deki protesto nedeniyle ilçedeki programını yarıda kesen Akşener Çayeli'nde yuhalandı.Burada bazı vatandaşlar "terörist Akşener" şeklinde slogan attı. Bu sırada, "Cumhurbaşkanı Meral Akşener" sloganı atan İYİ Partililer ile protestocu grup arasında arbede yaşandı.

Özetle durum bu. Öncelikle şunu söyleyelim. Meral Akşener bir muhalefet lideri ve ülkeyi dolaşma, istediği yere gitme, partisinin politikalarını halka ve vatandaşlara anlatma hakkına sahiptir. Fakat halkın da vatandaşların da şiddete varmadıkça liderleri protesto etme hakkı vardır. Buraya kadar her şey normal. Peki anormal olan ne, ona bakalım.

Sayın Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın  “Sayın Erdoğan’ın İsrail versiyonu olan BinyaminNetanyahu…” sözleri ardından memleketi olan Rize’ye gitti. Bu sözlerin üzerinden sadece 4-5 gün geçmişti ve ortalık hala kırılgandı. Bir lider olarak bu kırılgan atmosferi hesaplamalıydı. Hesaplamadı veya “bilerek” böyle bir geziye çıktı. Bilerek ihtimali de vardır çünkü Akşener, sözlerinin devamında diyor ki “siyasi rakiplerini baltalamak ve bu şekilde koltuğunu koruyabilmek için gözünü kırpmadan…” cümlesini kullanarak da bir anlamda Erdoğan da Türkiye’de siyasi rakiplerini baltalamak ve muhalefeti yok etmeye yönelik bir politika yaptığını mesajını vermektedir. Bunu böyle okuduğumuzda Rize’deki hassasiyeti iyice hesapladığını ve bu anlamda “bak muhalefeti baltalama girişimleri planlı olarak Erdoğan’ın memleketinde gerçekleşmektedir” demeye getirme amacında Sayın Akşener. Eğer amaç bu değilse Sayın Akşener, yaptığı yanlışı halkla paylaşma gibi bir sorumluluğu ortaya çıkmıştır. Çünkü ülkede eli kalem tutan herkes Akşener’in, Erdoğan’ı Netanyahu’ya benzeten sözlerinin haksızlık olduğunu, sarfedilmemesi gerektiğini söyledi. Hatta Millet ittifakı Bileşeni olan Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Karamollaoğlu da Akşener’in yanlış yaptığını açıkladı. İşte anormal olan durum bu kısaca.

Hemşehrileri Liderler İçin Hassas

Liderlerin memleketleri kendilerine karşı hassas bir durum ortaya koymuştur her zaman. Rahmetli Erbakan’ın Konya’da nasıl sevildiğini hatırlıyoruz. Yine Süleyman Demirel Memleketi Isparta’da kendisine toz kondurtulmuyordu. Ecevit’e, Zonguldak’ta bir tek laf ettirmezlerdi. Sivas’ta dört yıl üniversite okurken, şehrin Muhsin Yazıcıoğlu hakkında olan duyarlılığını yaşayarak gördüm. Hali hazırda İsrail’in zulmünü protesto eden ve dünyaya anlatmaya çalışan tek ülke olan Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Rizeli ve dört gün önce onu “katil Netanyahu’ya benzeteceksin, ardından da memleketi Rize’ye gideceksin, tepkinin olmaması anormal olacaktı zaten.   

Belirttiğimiz gibi şiddete varmadıkça tepki ve protesto vatandaşlar için hem bir haktır hem de demokrasi kültürünün bir parçasıdır. Bu gerçeği elbette siyasi liderler iyi biliyor ama bazen dillerine hakim olamadıklarını görmekteyiz. Gerek siyasi liderler olsun gerek vatandaşlar olsun dillerine hakim olamadıkları zaman bedelini ödüyorlar, bu bedel liderler için bir ağır olabilir bazen.

Kürtçe bir atasözü vardır: Zimanê te emelêserê te ye. Türkçesi mealen dilin başının belasıdır. Dilimize dikkat edelim, yanmasın!

Saygıyla…