CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “siyasi cinayetlerle ilgili açıkladığı duyumu gündemde tartışılmaya devam ederken savcılık olaya el koyarak soruşturma başlattı.

Gelin biraz daha gerilere gidelim ve tartışmanın nasıl başladığına bakalım.

CHP lideri, Meclis grup toplantısı sonrasında görüştüğü BBC Türkçe'nin de aralarında bulunduğu bir grup gazetecinin bu konudaki sorularına yanıt verdi.

Kılıçdaroğlu'na göre savcıların, dile getirdiği idialarla ilgili "süratle" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan "bilgi alması gerekiyor." Erdoğan'ın muhalefete yönelik "Bunlar daha iyi günleriniz, başınıza daha neler gelecek neler" sözlerini anımsatan Kılıçdaroğlu, savcıların Erdoğan'a "Bunların başına daha neler gelecek diye sorması gerektiği" görüşünde.

"Bunu ben ya da sıradan vatandaş söylemiyor. Devletin en tepesindeki ve devletin bütün kadrolarına hakim kişi söylüyor. Ayrıca dönüp yine aynı şekilde diyor ki, 'iktidar sevdasından vazgeçeceksiniz, yoksa başınıza şunlar gelir'.

"Bu ne demektir. Biz bu partileri neden kurduk? 'Yani partilerinizi kapatın, tek ben kalacağım ve ben tek başına yöneteceğim…' Kapatmazsak ne olur? Siz bilirsiniz, diyor, ne söylenebilir? Normalde savcıların derhal bakması lazım. Nedir bu olay? Araştırması lazım. Neden Erdoğan bunu söylüyor, hangi gerekçeyle bunu söylüyor? Yarın da Erdoğan diyecek ki mahkemelere ne gerek var, zaten ben karar veriyorum, kapatın bu mahkemeleri. Süratli bir şekilde otoriter yapıya doğru kayıyor."

Kılıçdaroğlu’nun özetle görüşleri böyle. Bu tartışmaya iktidar cephesi varsa belgeleri savcıyla paylaşması gerektiği yönünde açıklama geldi. Bu arada muhalefet tarafından diğer liderler de çok keskin olmasa aynı kaygıyı paylaşan açıklamalarda bulundu. Bunların açıklamaları belki “muhalefet cephesi” hesabıyla Kılıçdaroğlu’nu yalnız bırakmama anlamında yapılan katkı olarak değerlendirilebilir. Ancak Sayın Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları keskin ve ciddi olarak değerlendirilebilir. Kemal Bey kendin emin bir edayla açıklamalarda bulundu.

‘Tarihimiz Bir Anlamda Siyasi Cinayetler Tarihi’

Tarihimize bakılırsa bir yüzü ile işlenen siyasi cinayetler tarihi olduğu görülecektir. Osmanlıda padişahların, vezirlerin, sadrazamların öldürülmeleri siyasi cinayetler değil midir?

Osmanlı Devleti’nin son yıllarında iktidarda olan İttihat ve Terakki Cemiyeti döneminde devlet adamları öldürülmedi mi?

Cumhuriyet Döneminde siyasetçiler, aydınlar, gazeteciler öldürülmedi mi?

Bu ülkede Başbakan Adnan Menderes ve iki bakan arkadaşı, evet mahkeme kararı sonucu asıldılar ama, siyasi cinayet değil mi?

1990’lardan sonra Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok ve daha niceleri gazeteci ve aydınlara suikastla düzenlenmedi mi?

Yine aynı yıllarda başta Musa Anter gibi bir bilge başta olmak üzere Kürt Siyasetçi, gazeteciler ve aydınlar öldürülmedi mi?

Bunların tamamı siyasi cinayetler elbette ve ilginç bir o kadar vahim olan hala hiç birinin katil zanlısı bulunamadı, bulunmayacak da!

Kılıçdaroğlu’nun Açıkladığı Duyumun Kime Faydası Olacak?

CHP Lideri Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamayı daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Daha başınıza neler gelecek neler” şeklindeki açıklamasına dayandırıyor ama öte yandan da kendinden çok emin konuşuyor. Bu da acaba elinde bu konuda bir kanıt mı var sorusunu akla getiriyor ister istemez. Soruşturma başlatıldı ve varsa bir delili paylaşacak Sayın Kılıçdaroğlu.

Pekii böyle siyasi bir atmosferin kime ne faydası olacak sorusuna gelelim. Hiç kimseye faydası olmayacak. Bu millet yakın tarih başta olmak üzere siyasi cinayetlerden çok acı çekti. Bir defa iktidara hiç faydası olmayacak. Muhalefete göre, inişte olan bir iktidara bu durum daha da aşınmasına yol açacak. İşlenen olası bir cinayet faili yakalamadığı taktirde iktidarı çok meşgul edecek.

Muhalefete de hiçbir faydası olmayacak. Atakta ve yükselişte olduğunu düşünen muhalefet cephesi kazanma ihtimalinin yükseldiği bir ortamda sakin ve huzurlu bir seçimin yapılması kendisine yarayacaktır.

Bir de şu önemli noktayı gözden kaçırmamak gerekir: Cumhuriyet Savcılığına bir kanıt sunamayan olası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın rakibi olan Kılıçdaroğlu’nun iddiası boş çıkarsa saygınlığı zedelenebilir. Yıldızının parladığı ve seçime yol alındığı bir süreç ve ortamda ona bu konuda açıklama önerisini veren “akıl” belki de onun yıpranmasını istemektedir. Belki bu “akıl” Kemal Bey’in aday olmamasını ve 13. Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçmesini sindiremiyor.

Bu çerçeveden bakılırsa 2023 Seçimlerinde Sayın Erdoğan’ın müstakbel rakibi olan Kemal Bey’in bundan sonra yapacağı her açıklama hassasiyet teşkil etmektedir. Zira kendisinin prestij kaybına uğramasını isteyen çevrelerin de olduğunu tahmin ediyoruz.

Saygıyla…