“Bile bile lades olmak” derler ya; şu pandemi sürecinde yaşadığımız tablo aynen bu şekilde.

Bas bas bağırdık, yazdık, çizdik.

Ama nafile.

İlk başta da sonlarda da kimse önemsemedi.

Toplum olarak, hükümet olarak, yerel dinamikler olarak.

Elbirliğiyle koronayı her eve misafir ettik.

Düğünlerde, taziyelerde, kongrelerde, hasta ziyaretlerinde, Newroz meydanlarında.

11 Mart 2020 tarihinde resmi olarak Türkiye topraklarında varlığı resmen açıklanan koronavirüspandemisi, ne yazık ki tüm toplumu esir almış durumda.

Belki de bir umut diye son çare yeniden tam kapanma tedbirleri devreye konuldu.

17 günlük tam kapanma sürecinde zorunlu haller dışında kimse dışarı çıkamayacak.

İnsan sağlığı açısından alınan bu karar elbet önemli, yerinde ve zaruri bir hal almıştır.

Ancak; bu kararlar alınırken yeni sosyal sorunların ortaya çıkmaması için hükümetin ekonomik tedbir paketlerini de açıklaması gerekmez mi?

ABD’ye bakın, Almanya’ya bakın.

Onlar da tam kapanıyor ama her yurttaşına 1000 Euro-1400 dolar ödeme yapılıyor.

Bunun amacı da tam da değindiğimiz gibi yarın sosyal sorunlar yaşanmasın diye.

Ama biz de durum nasıl?

Herkes başının çaresine baksın!

Bu şekilde olmaz.

Esnaf kan ağlıyor, sanayicinin iflas bayrağını çekmesine ise ramak kalmış.

Bu nedenle başta vatandaşın, elektrik, su, doğalgaz, kredi kartları, vergi gibi tüm faturaları, borçları faizsiz olarak ertelenmelidir.

Esnafın, sanayicinin, küçük büyük işletmelerin çekleri ertelenmeli, KGF kredileri devreye konulmalı, geçmişte de yürürlüğe konulduğu gibi “can suyu” paketleri devreye konulmalıdır.

Pandeminin dışında sosyal sorunların yaşanmaması için bu tedbirler elzemdir.

Umarım, Diyarbakır’daki iş camiasının bu büyük talebi Ankara’da karşılık bulur.

Saygılarımla