Geçen hafta dünyanın en önemli sorunu haline gelen koronavirüsü kaleme alırken, “kapımıza kadar dayandı” başlığını atmıştık.

Bu konuda bilim insanlarının konuya dikkat çeken açıklamaları ve Sağlık Bakanlığı’nın uyarıları ne yazık ki virüsün yayılmasının önüne geçemedi/geçemiyor.

19 Ocak 2020’de tespit edilen vaka sayısı 100 iken, 24 Ocak’ta bine, 28 Ocak’ta 5 bine, 12 Şubat’ta 50 bine, 6 Mart’ta 100 bine, 14 Mart’ta 150 bine, 18 Mart’ta ise 200 bine ulaşmış durumda.

Türkiye’deki vaka sayısı da diğer ülkelerdeki gibi gün be gün hızla katlanıyor. Buna karşın hükümetin aldığı tedbirlerin daha da sıkılaşacağı öngörülüyor. Şu ana kadar ilk olarak Milli Eğitim Bakanlığı eğitime ara verme kararı aldı. Ardından İçişleri Bakanlığı’nın kararı doğrultusunda kahvehaneler, barlar, gazinolar gibi toplu mekanlar kapatıldı.

Sağlık Bakanlığı’nın genelgeleri doğrultusunda sağlık kuruluşları teyakkuza geçti. Belediyeler, özel kurum ve kuruluşlar, kamu hizmeti veren mekanlar başta olmak üzere işyerlerinde dezenfekte çalışmaları başlattı.

Bu tedbirlerin yanında bir de Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın zorunlu olmadıkça “dışarı çıkma-evde kal” çağrısı yaptı.

İstanbul’da görülen vakaların belki de 1200 km. ötede olmasının rahatlığından mıdır bilmem ama Diyarbakır’da yaşayanların bu konuda ciddi tedbir aldığını söylemek mümkün değil. Unutulmasın ki birçok ülke aynı durumu yaşadı. Ülkenin bir ucunda görülen virüs, iki hafta içinde ülkenin diğer ucuna kadar ulaştı.

Öyle bir gün evde kalmak, ertesi gün tehlike yokmuş gibi davranmak virüsün yayılmasına davetiye çıkarmaktır.

Herkes kendi tedbirini almalı.

Özellikle Umre’den veya yurtdışı seyahatinden gelenler birincil potansiyel taşıyıcı konumunda. Bu kişilerin bizzat kendisi, yakınları ve bu kişilere temas edenler sağlık kuruluşlarına görünmesinde ciddi fayda olacaktır.

Bu arada bilim insanlarının ve bakanlık yetkililerinin risk grubunda sıraladığı 60 yaş üzeri kişilere yönelik toplumda yanlış algı oluşmuş durumda. Hepimizin annesi, babası, dedesi, amcası var. Biyolojik olarak direnç güçleri zayıf olan bu kişilere virüs taşıyıcısı olarak görmek doğru değildir. Bu kişileri mümkün olduğunca korumak, dışarı çıkmamalarını sağlamak en doğru yaklaşım olacaktır.