CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun çağrısı üzerine 6 muhalefet partisinin geçenlerde (12 Şubat) bir araya geldi. Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu, Gültekin Uysal, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın katıldığı 5 saat 30 dakikalık görüşmenin ardından ortak bir bildiri yayınlandı.

Liderler, güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili mutabakat metnini 28 Şubat 2022'de açıklayacaklarını duyurdu. Açıklamanın bu tarihte yapılacak olması, akla Türk Siyasi tarihine ‘Post-Modern Darbe’ olarak geçen olaya gönderme mi sorusunu getirdi ki bu da tartışmalara yol açtı.

Kılıçdaroğlu Açısından Toplantının Anlamı

Yuvarlak Masa ortamında 6 liderin katılmasıyla yapılan toplantının kuşkusuz Kemal Bey açısından bir çok açıdan anlamı vardır.

Bunlardan biri, Kemal Beyin çağrısı ve ev sahipliğinde toplantının yapılması onun siyasi ağırlığını ortaya koymaktadır. Adaylık açısından ise bileşenlere aday olduğunun açık ve kararlı bir mesajı olmaktadır.

İkincisi toplantı, adı anketlerde Millet İttifakının adayı arasında geçen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na da açık ve net bir mesaj vermektedir. Kılıçdaroğlu, “Ekrem Bey, sen görevinin başında kal, aday senin genel başkanındır” netlikte ona bir uyarıda bulunmuş olmaktadır.

Üçüncüsü, hem HDP’ye hem diğer bileşenlere bir gönderme yapmaktadır Kemal Bey. HDP sorunsuz bir şekilde Millet İttifakının destekçisidir. Bu yönüyle Kemal bey adeta HDP’nin hamisi rolüne soyunmuş durumdadır.

Masa, HDP’yi Kabul Edemeyecek Yüzsüzlüğe Sahip

Toplantıda HDP’nin olmaması düşündürücü olduğu kadar hala Millet İttifakının bu konuda ürkek olduklarını göstermektedir. Bir yanıyla toplantının HDP’siz yapılması akıllara sorgulanması gereken “niyeti” mi getirmektedir veya bu durum, HDP’siz“gizli kapaklı” bir plan mı yapılmaktadır şüphesini uyandırmaktadır. Hal böyle iken HDP cephesinden yapılacak açıklamalar, CHP Liderini konuyla ilgili açıklama yapmak zorunda bıraktı. Buna göre Kemal Kılıçdaroğlu, Gazeteci-Yazar Fikret Bila’nın sorularını yanıtlarken konuyla ilgili şöyle bir açıklamada bulundu:

"HDP'yi yok saymıyoruz. Hiçbir partiyi de yok sayamayız. Öyle yaparsak bu demokrasiye inanmadığımızı gösterir. HDP'yle de görüşüyoruz. İhtiyaç olduğunda yine görüşeceğiz. Onlar görüşlerini paylaşmak isterlerse bize gelebilirler, ihtiyaç olduğunda biz gideriz. Görüşlerimizi paylaşırız. Kamuoyuyla da zaten paylaşıyoruz. Bir sorun yok."

Kemal bey’e göre sorun yok ama ortada bal gibi siyasi bir sorun, bazı bileşenlerin HDP’yi tahammül edememe ama oy vagonu olarak değerlendirme gibi bir niyet kendini belli etmiştir.

Bize göre de HDP, bir sorun çıkarmayacaktır. Çünkü HDP baştan beri ve her zaman Millet İttifakını bir “Demokrasi Bloku” olarak nitelemektedir. Bunun dayanağı da “Erdoğan Karşıtlığı Politika”dır. Erdoğan’a karşıt ne olursa olsun, kim olursa olsun “Demokratik” sayılmaktadır. Bu neden “Erdoğan Karşıtlığı” HDP’yi Millet İttifakı için çantada keklik ve sorun çıkarmayan bir pozisyona sokmaktadır. Halbuki yüzde 10’u aşan bir oranla siyaset arenasını etkileyen ve bir çok konuda belirleyici olabilen bir HDP’nin önünde yüzde 1’lik partiler durmakta daha doğrusu bu “particikler” gelenekleri olmadığı halde geleneği olan bir partiden daha fazla karar mekanizmasına katılabilmektedir.Fakat sorun çıkarmayacak olan bir HDP, siyasi müzakerelerden uzak duracak mı? Bu sorunun cevabı zamanla netleşecektir elbette.

Marjinal Sol İle Aynı Blokta Yer Alma Doğru Değildir

Millet İttikakının korkakça ve kaygılı politik tutum ve anlayışları HDP’yimarjinal bir ittifakının öncüsü yaptı. Halk arasında hiçbir politik gücü olmayan bu sol bileşenleri son yıllarda Kürt halkının sırtında yük olarak taşınmaktadır. HDP merkezli diğer Kürt partilerinden kaçma ve uzak durma yaklaşımları bir anlamda Kürdi değerlerden de uzak durmasına yol açmaktadır.

HDP’nin yapması gereken yasalar çerçevesinde Demokratik Kürt Bloku’nun oluşmasında rol oynamaktır. Türkiye’de iktidar çelişkisinde bir parça olmak, HDP’nin vereceği tarihsel bir hesap olacaktır.