İnsanların doğumundan yaşamlarının sona ereceği ana kadar ihtiyaç duydukları temel ihtiyaçların başında barınma ihtiyacı gelmektedir. Barınma ihtiyacını karşılama konusunda birçok yönteme başvurulsa da betonarme yapıların inşa edilmeye başladığı dönemden günümüze gerçekleşen değişimler ve gelişimlerle ticari bir alan haline bürünmüştür.

Türkiye’de gün geçtikçe emlak sektörü, pazar payında önemli bir hacme ulaşmaktadır. Bu pay da gün geçtikçe gelişen teknolojik alt yapı desteği ve imkanlar ile büyümektedir. Büyüyen ve gelişen bu sektör içerisinde piyasaların durumu göz önüne alındığında satış işlemleri ve kiralama işlemleri de büyük ölçüde önem kazanmıştır.

Günümüz ekonomik koşullarına bakıldığında, temel bir yaşamsal ihtiyaç olan barınma ihtiyacı şehirlerin kalabalıklığı, ekonomik gelir dağılımları gibi faktörler dolayısıyla yerleşke farklılığı ve yapısal farklılıklar göstermektedir. Yaşanan farklılıklar da şehirdeki birçok problemi beraberinde gün yüzüne çıkarmaktadır. Kaçak yapılaşma, gecekondu, yığma konutlar gibi yapılar da bu problemler ve yeterli denetimin olmamasından ötürü meydana çıkmaktadır. Bu tür problemleri giderebilmek için yer yer konut kredilerinde faiz indirimi yapılması da uygulanmaya çalışılan çözümlerdendir. Ancak bu da kredi faizlerinin düşüşüne bağlı olarak konut fiyat artışlarını tetikleyen bir etken olmuştur.

Belirli dönemlerde uygulamaya alınan toplu konut projeleri de konut ihtiyacını karşılamaya yönelik atılan önemli adımlardan olsa da çoğu zaman ihtiyacı karşılamada yetersiz kalabilmektedir. Bunun yanı sıra toplu konut projelerinin, yakın tarihte de karşımıza çıkardığı diğer bir gerçek ise projenin yapılacağı alanlardaki ve yakın bölgelerde yer alan arsa fiyatlarının da artışına sebep olmasıdır.

Konut ihtiyaçları gün geçtikçe büyümekle beraber, en son 06.02.2023 tarihinde acı kayıplara ve yıkımlara sebep olan deprem bu problemi tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermiştir. Afetin etkisini yıkıcı ölçüde hissettirdiği 11 vilayette birçok vatandaşımız yıkımların dışında kalan konutlarda da barınma endişesi yaşamış ve şehir değişikliği gerçekleştirmişlerdi. Hem evsiz kalan vatandaşlarımız hem de barınma ihtiyaçları dolayısıyla şehir değiştiren vatandaşlarımızı depremin acıları ve şoku henüz geçmemişken fahiş fiyat artışları ile yükselen konut fiyatları ve yüksek kiralar karşılamıştı. Bu durumlar da ülke genelinde yoğun tepkiler almıştı. Kamuoyunun duyarlı vatandaşları tarafından bu duruma gösterilen tepkilere ek olarak, hükumetin almış olduğu deprem kapsamlı kararlar ve yaptırımlarla bu artışların önüne geçilmeye çalışılmış ve sağduyu çağrısı yapılmıştı.

Konut fiyatlarının artışlarını ve emlak sektöründe meydana gelen gelişmeleri olumlu ve olumsuz olarak nitelemek ve değerlendirmeye almak istersek bunu bir güne veyahut belirli bir alan sınırlarına alamayız.

Ancak bu yazımızda değinmeye çalıştığımız temel konu konut ihtiyaçları ve beraberinde getirdikleri problemler, yapılmaya çalışılan çözüm girişimleri ve buna bağlı gerçekleşen antipatik hamlelerdi.

Bunların tamamına genel çözüm emlak sektörüne ve sektör içerisindeki hareketlilikte dikey yönde giden grafiğe sebep olanlara yönelik sıkı denetimler, yasal düzenlemelerle temel dayanak bulmuş karar ve uygulamalar, yetki alınmamış işletmelerin işlem gerçekleştirmemelerini sağlamak bu sorunların çözümleme bütünüdür. Daha sıkı denetimlerin mevcudiyetinin hissettirilmesi bu tür sorunların ortadan kaldırılması için elzemdir.