Kim, niye bu kadar silahlanıyor? Derdiniz ne. Ya da derdimiz nedir Allah aşkına?
Geçen akşam Diyarbakır’da Havaalanı kavşağında seyir halindeki bir araca düzenlenen silahlı saldırıda, araç sürücüsü öldü.
Bir gazete haberinin girişi cümlesi gibi oldu. Ama durum bu maalesef.
Görgü tanıkları, sağlık ve güvenlik ekipleri, ambulanslar, boş kovanlar.
Sonra da, ‘olay tüm yönleri ile araştırılıyor’ cümlesi
Buna benzer bir olay da, Batman da yaşandı hemen akabinde. Biri evlilik hazırlığı yapan iki kardeş öldürüldü.
Sıklıkla duyduğumuz bu can alıcı haberler ne zaman sonlanacak bilemiyorum.
Kimdir bunca hunhar sonuçlar doğuran silahları alanlar?
Niye alırlar?
Kimdir her önüne gelen ve sonuçları ağır olan silah alım taleplerine ‘olur’ yazıları veren?
Niye verirler?
Kimdir herhangi bir öfke karşısında beline taktığı silaha sarılanlara yaşam ve yaşatma eğitimi vermeyenler?
Niye vermezler?
Kimdir başkasına yaşattığı acıyı mutlaka bir gün yaşayacağına dair realiteyi ez geçenler?
Niye geçerler?
Nerde bu sorulara cevap verecek birileri? Niye herkes sadece taziye formatında ve sus-pus?
Hepimiz biraz failiyiz bu durumların aslında.
Çocuğuna bu konular hakkında eğitim vermeyen aileler.
Bu hususta gerekli bilgileri vermeyen eğitim camiası ve sistemi.
Ölümcül materyallere sahip olmayı zorlaştırmayan ve caydırıcı cezalar vermeyen devlet yetkilileri.
Toplumun tanınmışları, sözü geçenler, reyting uğruna tüm hayat ve haya anlayışlarını boş vermeye hazır kimi yazar-çizer-oyuncu-yönetmenler.
Özellikle televizyonlarda yayımlanan kimi programlar ve film - sinemalarda gösterime konulan bazı dizilerin konularının toplumun damarlarına bir zehir gibi yerleşmesine sessiz kalanlar.
Hiç mi ACABA demiyorsunuz kendinize?
Bence demelisiniz, demeliyiz.
Yazık oluyor insanlara, ocaklara.
Hayatlar sönüyor, insanlar kahroluyor.
Birileri dur demeli bu gidişata.