Biz değil miyiz bu kentin taşından, toprağından yeşeren,

Biz değil miyiz bu kentin havasını soluklayan,

Biz değil miyiz; bu kentin kültüründen var olan.

Biz değil miyiz, bu halkın oyları ile mecliste olan,

Biz değil miyiz, bu kentin adından yararlanarak dernekler kuran, karnını doyuran…

O halde

Tarihi Diyarbakır Kalesinde artık Köklü Dönüşüm başlamalı. Şehrimizin uzun yıllardır bekleyen sorunları artık tek tek çözülmeli. Kale kenarlarında yer alan metruk yapıları yıkıp, tarihi surların tamamını restore ederek şehrimize yakışır turistik bir eser haline getirilmeli...

Sur İlçesi,

Diyarbekir’in iki gözüdür.

Orayı, tarihi dokusunu bozmadan restore etmeliyiz.

O halde,

14 bin yıllık tarihinde, o döneme ait kalıntı ve buluntularla bölgede buğday, nohut, mercimek gibi bitkilerin ekilerek, koyun ve keçilerin de evcilleştirilerek avcılıktan yerleşik hayata geçildiği artık herkesçe bilinmeli. Buranın Ergani’deki Hilar Mağarası olduğu kafalara kazınmalı. Bunun için de Diyarbekir’de bulunan ve adının başında Diyarbekir olan o dernekler elini taşın altına koymalı. Halktan oy isteyen türlü partiler artık katkı sunmalı. STK’lar kendi ilgi alanlarının yanında biraz da Diyarbekir demeli…

Öncelik Diyarbakır Surlarının restorasyonu olmalı...

Asfalt kaldır, asfalt ser. Yıllar boyu başka da bir şey görmedik!

Diyarbakırlı artık surların tamamının onarıldığını görmek istiyor.

Hz. Süleyman Cami ve 27 Sahabe Türbesi ziyaretçilerini bekliyor olmalı.

Mekke Ve Medine'den sonra en fazla Peygamber ve Sahabe'nin bulunduğu Dünyanın 3. Mübarek Şehri Diyarbakır'a herkesin gelmesi için artık herkes kolları sıvamalı. Laf yerine faaliyet ön planda olmalı.

Ancak o zaman ziyaretçi bu kadim şehre gelir. Esnafı ekmek yer.

İstanbul bu işin farkına varmış.

İşe koyulmuş.

Aşağıdaki cümleleri okuyunca ilgililere de duyurmak istedim.

Bakın İstanbul Büyükşehir Belediyesi ne diyor;

İhmallerle yıkım ve yok oluş tehlikesi altında olan şehrinizin hazinesi UNESCO Dünya Kültür Mirası İstanbul Kara Surları’nı kurtarıyoruz. Restorasyon projelerini tamamlayıp, Bölge Koruma Kurullarımızın onayına sunduk. Onayların ardından restorasyona başlıyor.

Ey Diyarbekir Büyükşehir Belediyesi ha gayret. Kolları sıvamanın vakti geçiyor.

Özellikle seçim önceleri proje vaatleri havada uçuşuyordu.

Dünyanın diğer ucundaki yapıların restorasyonuna bütçe var ise Dünya Mirası Diyarbakır Surları içinde var olmalıdır, dersem dilerim kimse kızmaz bana.

Her şeyi devlet yapsın demiyorum ancak Sayın Valim ve Belediye Başkanım ne olur bir elverin birlikte çözelim.

Siz olmazsanız bu iş olmaz.

Bir elin nesi var, iki elin sesi var.

Burada güçlü el sizsiniz.

Ve siyasiler…

Gerçi,

Diyarbakır Surları için muhatap doğrudan ilgili belediyelerdir. Surları koruma görevi ise Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlükleri'ndedir. Ancak bu konuya yıllardır gördüğümüz gibi yeterince sahip çıkılmış değil.

Umut Sizsiniz…

&

Sıra kirvemde,

Kirveme öğütler;

Körler göremez mağrurlar ise görmez, kirvem.

Ne yazık ki bizde körden çok mağrur var.

Sorunda bu ya…

&

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

Dostça kalın.

&

2021 yılı DİYARBEKİR YILI olsun

Geleceğimizi çalmayın.

Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

Sur içi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.

Şehrin eski adlarından biri, SUR İÇİNE VERİLSİN.

Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.

Daha da önemlisi,

Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerine yakışır bir biçimde yapılsın.

Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.